İKİ HİCRET

Yazar - Ahmet Bostancı

İKİ HİCRET

Telefonum çaldı…

Alo!...  Hasan hocayla mı görüşüyorum.?

Evet benim, siz kimsiniz hanım efendi.?

Ben İsmail A.nın eşiyim. Hal hatırdan sonra…

-Hocam siz bu adamı, yani eşimi nasıl değiştirdiniz.? Ben beş vakit namazımda hapisten çıkmasın diye dua ederdim. Çünkü dışarıda olduğu zaman bana hayatı zindan ederdi. Her türlü kötülüğü yapardı. Kumar, içki, bana şiddet, hırsızlık, kavga…  ne kadar pis iş varsa hepsi onda idi.

Cezasını bitirip eve geldi.  Yemek, sohbet, bir süre sonra, baktım kollarını sıvıyor. Eyvah! yine dövecek, hazırlanıyor. Dedim. Baktım lavaboya girip, abdest almaya başladı. Para kopartabilmek için, bana şirin görünmeye çalışıyor diye düşündüm. Arkasından çaktırmadan baktım,  hakikaten doğru abdest aldı. Allah, Allah bu adam abdesti  nereden öğrenmiş?.  Dedim. Abdestten sonra:

-Hanım, bizim evde kıble nasıl.? Diye sordu. Şu tarafa diyerek seccadeyi serdim. Namaz kılışını takip ettim. Rekatları saydım. Doğru kıldı. Ben hala inanamıyorum.  Temizliğe gidip kazandığım, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığım paraları koparmak için zemin hazırlıyor diye düşündüm. Para falan istemedi. Zamanın çoğunu evde geçiriyor. Namazları cemaatle camide kılıyordu… Ben Kur’an okumasını biraz bilirim. O tecvitli dahi okuyabiliyor. Bambaşka bir insan olmuş. Artık dövmüyor. Çocuklara sert davranmıyor. Pis işlerden uzak duruyor…  Allah sizden razı olsun hocam.

-Bacım her insanda iyilik cevheri vardır. Mesele onu ortaya çıkarabilmektir. Eşinizde iyi bir insan, çocukluktan ihmal edilmiş, kötü arkadaşları olmuş.  İnşallah daha iyi olur. Dedim. … Telefon görüşmemiz bitti. Birkaç gün sonra İsmail aradı. Dert yandı.

 -Hocam herkes bana tuhaf tuhaf bakıyor.  Kimse hayatındaki değişikliklere inanmıyor. Hapisten çıktıktan birkaç gün sonra iş aramaya başladım.  Ama sicilim bozuk olduğu için kimse iş vermiyor. Bir taraftan eski arkadaşlarım sürekli çağırıyor. Şurasını soyacağız. Şu kadar kişi başı para.  Şurada demleneceğiz, içeceğiz. Vs. Hocam kendimi zor tutuyorum. Bir şeyler söyle ne yapayım?.  Yoksa ben eski hayatıma dönebilirim.! Ona dedim ki;

-Kardeşim sen kötülüklerden iyiliklere hicret ettin. Birinci muhacirliği gerçekleştirdin. Sıra şimdi ikinci muhacirlikte. Yaşadığın çevreyi ve şehri değiştirmen lazım. Benim Bursa’da boya badana işleri yapan bir arkadaşım var. Ben ondan rica edeceğim. Sana iş verecek. İşi öğrenene kadar onun yanında çalışacaksın. Sonra kendi hesabına çalışırsın. Sermaya  gerektirmeyen bir iş. Fırçanı alır çalışırsın. Tamam mı?.

-Tamam hocam. Yeter ki eski hayata dönmeyeyim.

-Haydi aslanım! gayret senden yardım Allah’tan!.   

 

Gerçekten İsmail kardeşimiz, altı ay sonra kendi işinin sahibi oldu. Evini de Bursa’ya taşıdı. Şimdi ailesi ile birlikte mutlu, huzurlu bir hayatı var. Bu huzura iki hicretten sonra ulaştı. Önce kötü hayatı, sonra yaşadığı çevreyi değiştirdi…                                                                                      

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 15:15 tarihinde yazdırılmıştır.