Türk Siyasetinde Deniz Baykal Gerçeği

Yazar -

Türk Siyasetinde Deniz Baykal Gerçeği

Şuanda hastanede ecelle pençelesen Deniz Baykal acaba layıkıyla anlaşılabildi mi? Benim hiçbir zaman oy vermediğim, sempatide duymadığım bir partide siyaset yapıyor da ama takdir ettiğim çok da yönleri vardı. Ne yalan söyleyeyim, genel başkanlığı kaybettiğinde hayli üzülmüştüm. Neden mi? Anlatayım. Bu satırlarda sık sık beyan ettiğim tüm insanlığın ve de milletimizin can düşmanı bir çete var ya işte o çeteyle Deniz Baykal’ın ciddi bir mücadele ettiğini gördüm de onun için ülkemizi ve milletimizi kısmen esir almış ve tamamen de ele geçirmeye çalışan o alçak çetenin ülkemizde büyük te bir medyası vardır. İşte bu milletimizin düşmanı olan medyayla ilgili bir grup konuşmasında Deniz Baykal şu sözleri söylemişti. “yabancı bir ülke (İsrail) Türkiye’den bir şey isteyip de alamadığında, bizdeki bir takım medya (doğan medyası) vermeyen hükümetler aleyhinde kampanya başlatıyor, bu ne demek oluyor? Diyeceksiniz ki bu bir komple teorisidir. Maalesef, bu coğrafya da her şey komplodur. Bizdeki şeyh Sayit isyanı komplo değil miydi? İran’daki Mussaddık olayı komplo değil miydi..?” Konuşma böyle uzayıp gidiyor. Ben deniz Baykal’ın bu sözlerini bu sütunlarda defalarca yazdım, kısmet olursa daha da çok yazacağım. Çünkü ben çok etkilendim. Milletimizin de bu gerçeği mutlaka bilmesi lazımdır. Unutmadan söyleyeyim. Aklıma ne geliyor biliyor musunuz? Hani Deniz Baykal diyor ya “bu coğrafyada her şey komplodur” diye Deniz beyin şu durumu da bir “komplo” olmasın? Zaten genel başkanlıktan istifa ettirilmesi, yani o kaset olayı açık bir komplodur, bunda şüphe yoktur. Kimin komplosuydu? Elbette FETÖ’nünde. FETÖ bu işlerde yalnız değil ki. Zaten FETÖ bir MOSSAD ve CIA ajanı değil mi? Deniz Baykal’ın bahsettiği medya nedir? Onların FETÖ’den ne farkları var ki? Hepsi aynı şeytanın kullarıdır. Başka başka kulvarlarda ve adreslerde olmaları sizi şaşırtmasın. Bilmem okuyucularım hatırlarlar mı? Bir zamanlar Haham rolü yapan bir şarlatan vardı. Kanada’dan yayınlara katılır televizyonlarda boy gösterirdi. Deniz Baykal için şu cümleleri söylemişti. “Mahir Kaynak (eski MİT’çi) eğer deşifre olmasaydı CHP genel başkanı olacaktı. Onun yerine Deniz Baykal oldu, anlayın işte.” Bu haham rolü yapan şarlatan Deniz Baykal’ın devlete çalışan bir görevli olduğunu ima ediyordu. Velev ki öyle olsun, kötü bir şey midir? İnsanın devletini sevmesi, ona hizmet etmesi neden kötü olsun ki? Ama Türkiye’deki o çete var ya, hani o alçak çete? Onlar her siyasetçinin kendilerine çalışmasını istiyorlardı ondan. Deniz Baykal onların standartlarına uymuyordu, tıpkı bizim de uymadığımız gibi.

Komploya mı geldi yoksa takdiri ilahi mi böyle bilmiyoruz ama Deniz Baykal çok zamansız bu durumlara düştü. Daha çok yapacakları vardı. Bir kere şu CHP’yi tapınak şövalyelerin elinden, yani masonlardan, yani Siyonist çetelerden kurtarsaydı. Bana göre son referandum çalışmalarında yoğun bir şekilde sahalarda olması onun böyle bir hazırlığın içerisinde olduğunu gösterir. Deniz Baykal’ın böyle olması birçoklarını üzerken eminim birçoklarını da çok sevindirmişti.

 

Biz üzülenler tarafındayız. Çünkü Deniz Baykal’ın bu ülkeye yapacağı daha hizmetleri vardı. Eminim ki henüz son sözünü söylememişti. Son sözünü söylemek için uygun zaman ve zemin kolluyordu. Ona o son sözünü söyletmediler. Yüce Allah C.C.’dan dileriz ki iyileşsin ve son sözünü söyleme fırsatını bulabilsin. Onu hastanede devlet çok iyi korumalıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanının başında dua etmesini de takdir ediyoruz. Allah C.C. şifa versin. Saygılarımla. 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 11:20 tarihinde yazdırılmıştır.