SİZ BIRAKIN ÜZÜMÜ, FINDIĞI, CUMHURİYETİ’DE ŞEHİT CENAZELERİNDEN KOVULMAMAYA BAKIN

O, Edirne’deki şehit cenazesi hiç gözümün önünden gitmiyor. Bölücü, kahpe PKK’lılar tarafından şehit edilen bir polisimizin cenaze merasimi yapılıyordu. Cenaze namazı için saf tutulurken en ön tarafa CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gelip yerleşti. Öyle ya en önde olacak ki herkes görsün, kameralar çeksin, televizyonlarda da gösterilsin, gazetelerde resimleri iyi bir şekilde yer alsın. Bir siyasetçi olarak, belki de haklıdır. Ama çok garip ve onur kırıcı bir şey oldu, tamda yanında duran bir kişi oradan uzaklaştı ve galiba valiymiş onun arka tarafına geçti. Anlayacağınız, resmen Kılıçdaroğlu’ndan kaçtı. Onunla yan yana durmaktan, beraber olmaktan nefret ettiği belliydi. Kılıçdaroğlu’ndan bu kadar nefret eden, onunla cenaze namazında bile yan yana durmaktan kaçan kişi kimdi acaba? İyi anlayın ve dikkat edin. Şehit ’in ağabeyi idi. Önde musalla taşı üzerinde şehidimiz yatıyor, bir metre yanında da bu hadise oluyor. Bütün televizyon kameraları ve gazete muhabirleri de bu olayı çekiyor, görüntülüyor. Geçenlerde benzeri bir olayda samsun taraflarında oluyor. Yine bir şehit cenazesi, bu defa Kılıçdaroğlu kendisi gelmiyor da bir çelenk gönderiyor. Şehit yakınları da Kılıçdaroğlu’nun adının yazılı olduğu bu çelengi cenazelerinde istemiyorlar ve uzaklaştırıyorlar. Kılıçdaroğlu’da “çelengim çöpe atıldı” diye şehit yakınlarına dava açıyor. “mala zarar vermekten” şehit yakınları kendilerini savunuyorlar “çöpe atmadık sadece cenaze merasim yerinden uzaklaştırdık. Bilseydik dava açacağını çöpe atardık.” Diyorlar.

Bu olaylar tek değil. Benzeri olaylar Türkiye’nin her yerinde tekrarlanıyor da ACABA NEDEN? Vallahi, o kadar çok neden var ki. Sadece şu silahlı İHA (SİHA)lar için kullandık kelimeler bile şehit yakınlarının nefretini kazanmaya yeterde artar bile. Sadece şehit yakınları mı? Mesela siz Kılıçdaroğlu’nun SİHA’lar için sarf ettiği sözleri tasvip ediyor musunuz? Önce CHP genel başkan yardımcısı yani Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı Sezgin Tanrıkulu konuştu (TR 705 kodlu CIA ajanı diyorlar) ne demişti Tanrukulu (kimin kuluysa) “SİHA’lar piknik yapan köylüleri vuruyor, bu şerefsizliktir” demişti. Oysa genelkurmayda, içişleri bakanı da açıklama yaptı “onları masum kişiler değildi dağda toplantı yapan PKK’lılardı” diye. Kandilden Cemil Bayık’ta benzeri açıklama yaptı “yoldaşlarımızdılar” diye. Yahudi’nin kanalı FOX’ta Kılıçdaroğlu Tanrıkulu’nun savundu “velev ki PKK lı olsunlar vurulamazlar” dedi. Peki, gerek ABD kulunun, gerekse Kılıçdaroğlu’nun sözleri için siz ne diyorsunuz? Türk milleti ne düşünüyor? Şehit yakınları sözlerini söyledi, tavırlarını koydular. Eğer bana ne düşündüğümü soruyorsanız? Cevabım değil öyle yanından uzaklaşmak o sözleri söyleyenlerin ağızlarını cart diye yırtardım. Dahası Mustafa Kemal’de öyle yapardı. Bakın tarihe Kılıçdaroğlu’nun yakınlarına Dersim isyanında da ne yaptığını görün. PEKİ, ŞEHİTLER NE YAPARLARDI? Eğer konuşa bilselerdi, kıpırdayabilselerdi eminim onlar daha beterini yaparlardı. Tabutunun kapağını aralar, oradan başını uzatır “ Tuh suratına defol cenazemden” derlerdi. Çok mu ağır oldu? Yahu şehit (lisanı haliyle) zaten bunları söylüyor. Her fırsatta bölücülerin yanında olanlara başka ne denir? Nasıl davranılır? Tutmuşlar, Karadeniz’de fındık, Akdeniz’de üzüm mitingleri düzenleniyor. Önce siz kendinizi düzeltin, kendinizi de ŞEHİT CENAZELERİNDEN KOVULMAMAYA ÇALIŞIN. Yoksa bu pislikler öyle onuncu yıl, İzmir marşından keskindir. Siz İzmir marşıyla “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” naralarıyla gırtlağını yırtarken, birileri sizi clebe satıyor galiba. Şehidin eşinin, evladının, anne, babasının gözündeki iki damla yaş birilerinin bin naralarından ve yalanlarından keskindir. Askerlerimiz, polislerimiz, korucularımız, F16’larımız, obüslerimiz İHA’larımız, SİHA’larımız bu ülkenin varlığı içindir. Onları sevmek, savunmak bu milletin borcudur. Satılmışlara, ajanlara lanet olsun. Saygılarımla