UNUTULAN DOĞU ZAFERİ VE UNUTTURULAN KAHRAMAN K. KARABEKİR

Yazar -

UNUTULAN DOĞU ZAFERİ VE UNUTTURULAN KAHRAMAN K. KARABEKİR

Geçen hafta İstiklal Harbimizin ilk zaferi Kars harekatının ve zaferinin yıldönümüydü. İstiklal mücadelemiz için bu zafer çok çok önemlidir. Birincisi bütün bir milletin bir silkinmeye, morale ve teselliye ihtiyacı vardı. İkincisi İstiklal Savaşını devam ettirmek için silaha ve malzemeye ihtiyaç vardı. Üçüncüsü de yurdumuzu işgal edenlere Türk Milletinin henüz ölmediğini, yine tarihteki o kahraman ruhun dipdiri olduğunu göstermek gerekiyordu. Doğu Zaferi bütün bu ihtiyaçları karşılar mahiyette sonuçlandı. 1920’nin 28 Eylül’ünde ulaşılan bu zaferle milletimiz büyük bir sevinç yaşadı. Doğu illerimiz Ermenilerden temizlendi. Ermenilerin Sevr anlaşmasından doğan taleplerinden vazgeçtiklerine dair belge kayıt altına alındı “ateşkes” şartlarıyla Ermeniler bunu imzaladılar. En önemlisi de Ermenilerden trenler dolusu silah ve harp malzemesi ganimeti alındı ve batı cephesine gönderildi. O günün genel kurmay başkanı ve batı cephesi komutanı İsmet Paşa’nın telgrafını okudum. Kazım Kara Bekir Paşa’ya bin bir teşekkürden sonra diyor ki “bizi ihya ettiniz. Bu silah ve mühimmatlarla İstiklal mücadelemizi on sene daha sürdürebiliriz…

BU ZAFERİ KAZANAN KİMDİ?

Tabi ki KAZIM KARABEKİR PAŞA.

Ben Kazım Karabekir Paşamızı çok severim.

Neden mi?

Çünkü o gerçek kahramandır da ondan.

Gerçek kahramanlar her zaman arka sıralardadır. Onları görmek için biraz dikkatli bakmak lazımdır. Onlar yaptıklarının ve kazandıkları zaferlerin karşılığını görmemişlerdir. Çok fazla anılmazlar, anlatılmazlar. Maddi zenginlikleri pek olmaz. Mesela Kazım Paşamız bir ara ailesinin ilaç paralarını karşılayabilmek için evdeki eşyalarını satmak mecburiyetinde bile kalmıştır. İstiklal Harbiyle ilgili bir ehemmiyet sıralaması yapılsa bence bir numaraya konması lazımdır. Neden mi? Neden çokta bir kaçını sıralayalım. Bir kere “İstiklal mücadelesi için” İstanbul’dan Anadolu’ya ilk giden paşadır. Erzurum’a kolordusunun başına gitmezden önce İstanbul’daki bazı paşalara fikrini söylemiş. Mustafa Kemal’e “Gel gidelim Anadolu’dan bir İstiklal mücadelesi başlatalım” teklifinde bulunmuş cevap alamamış. İsmet İnönü’ye gitmiş ona da aynı teklifi yapmış onu da ikna edemediğinden başka şöylede bir karşılık almıştır. “Bak Kazımcığım artık bu iş bitti, İstiklal Harbini kazanamayız. Ben gidip İzmit civarından toprak alıp çiftlik kuracağım git sende öyle yap da bize ağa desinler…” Kazım Karabekir’in cevabı ise tam kahramancadır. “Ben gideceğim Anadolu’dan İstiklal mücadelesi başlatacağım ve başaracağım. Eğer başaramasam da SON TEPENİN ÜZERİNDE, ŞEHİT OLUNCAYA KADAR ÇARPIŞACAĞIM.”

Kazım Karabekir Paşamız dediğini yapmış. Gidip Erzurum’daki birliklerin başına geçmiş. Sonra padişah Mustafa Kemal’i de Anadolu’ya gönderdiğinde Mustafa Kemal’de ilk işi ona sığınmak olmuş. Kazım Karabekir Erzurum Kongresini toplayıp Mustafa Kemal’i takdim etmiş. Daha sonra Amasya, Sivas Kongreleri de yine Kazım Paşa’nın himayelerinde ve gayretleriyle toplanmıştır. Taa,  Ankara’ya kadarda Mustafa Kemal Paşa’yı korumuştur. Sıra o yerlerde ve yıllarda Anadolu’da Mustafa Kemal pek tanınmaz, pekte sevilmezdi. Ankara’da A.Fuat Cebesoy’un Adana’dan getirdiği bir alay Mustafa Kemal’in muhafız alayı olarak emrine verildiğinde ilk defa bir askeri birliği olmuştu.

ZAFERDEN SONRA NE OLDU?

İşte zaferden sonra oldu ne olduysa Cumhuriyet kurulduğunda Kazım Karabekir Paşamızda yanına İstiklal harbi kahramanlarından Ali Fuat Cebesoy ve Rauf Orbay gibi kahramanları da alarak bir parti kurdu adı da “Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası” idi. Fakat birileri bu partiyi seçimlere sokmadı ve kapattı. Eğer seçimlere girebilseydi yüzde doksanla kazanırdı. Zira Kazım Paşamızın askeri deha derecesindeki kabiliyetinin yanında sosyal yönleri de çok güçlüydü. Erzurum’da bir taraftan kolordusunun eğitim ve düzenlemeleriyle uğraşırken diğer taraftan gerek Ermeni katliamlarında ölenlerin gerekse birinci Cihan Savaşı’nda şehit olanların altı bin civarındaki yetimlerini toplamış onlara okul bakımevi ve yurtlar açmış ülkemize yararlı okumuş gençler olarak yetiştirmiştir. Ayrıca bütün savaş yıllarındaki hatıralarını ve belgeleri toplamış yazmış gelecek nesillere DOĞRULARI öğrenmenin kapısını aralamıştır. “İstiklal Harbiyle ilgili, hatıra ve belgeler elinden alınıp da yakılsın” diye evi defalarca basılmışsa da yine de ciltler dolusu kitabı bize miras bırakmıştır. Benimde kütüphanemde iki büyük boy ciltlik “İstiklal Harbinin esasları. On iki küçük cilt Nutuk’a cevaplar ve birer ciltlik paşaların kavgaları ve paşaların hesaplaşması” vardır.

 

Unutmamamız gereken bir hususta Karabekir Paşa kendisini Edirne milletvekili yazdırmıştı. O günlerde Edirne ve Trakya Yunan işgalindeydi. Paşamız bu vesileyle o günlerin tek muzaffer askeri olarak işgalcilere “geleceğim ve sizi de oradan kovacağım.” Mesajı veriyordu. Trakyalılar olarak paşamıza vefa borcumuz vardır. Ruhu şad olsun. Saygılarımla.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Nisan 2024, 05:25 tarihinde yazdırılmıştır.