ASIM’IN NESLİ NE DEMEK?

Yazar - Ahmet Bostancı

ASIM’IN NESLİ NE DEMEK?

M. Akif Ersoy “Çanakkale Şehitlerine” şiirinin bir yerinde:

“Asım’ın nesli…  diyordum ya… nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” Diyor.

M. Akif,  ideal Türk gencini “Asım” adındaki gençte sembolleştiriyor. Bu genç vatansever, vefakar, faziletli, ahlaklı, karakterli, bilgiyle donanmış… bir delikanlıdır. Babası Tahir Bey’in Köse İmam lakaplı, talebesi Ali Şevki Bey’in Asım adında bir oğlu vardır.  Zikredilen güzel özellikleri bu delikanlıda mevcut olduğu için, bu genci M. Akif Türk gençliğine örnek göstermektedir. Şiirlerinde O Asım isimli genç üzerinden idealindeki gençliği gündeme getirmektedir.

Başka bir rivayete göre Asım, kahraman bir sahabedir. Bu sahabe, “arıların koruduğu sahabe”  olarak bilinen Asım b. Sabit’tir. Bu sahabenin hayat hikayesi ilginçtir. Şöyle ki:

Peygamberimiz (as), gelen talepler üzerine çevredeki kabilelere İslam’ı anlatmak, Kur’an’ı öğretmek  üzere öğretmenler gönderir.  Bu heyetin içinde Asım b. Sabit(ra)  adındaki sahabe de vardır. Bu isteğin arkasında kötü bir niyet vardır.  Gönderilen sahabelere, Reci suyu başında tuzak kurulur. Bu insanları esir edip, esir pazarında satmak isterler. Bu nedenle onları sağ ele geçirmek isterler. Fakat Asım, teslim olmamaya kararlıdır. O yiğitçe şöyle haykırıyor:  “Ben müşriklerin himayesine hayatım boyunca girmemek üzere yeminliyim. Vallahi kafirlere teslim olmam. Allah’ım durumumu Rasülullaha haberdar et.”  Diğer taraftan da amansızca çarpışıyor. Ama sonunda şehid düşüyor.

 Bu kahraman sahabe birçok müşriki yere serdikten sonra, şehid olacağı esnada şu duayı yapıyor: “Allah’ım senin dinini korumaya çalıştım. Sen de benim cesedimi müşriklerden koru!...”  M. Akif’in İstiklal Marşının sekizinci kıtasında bu sahabeden etkilendiği söylenir.

“Ruhumun senden, İlahi,  şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.”         Demesi bu sahabeyle ilişkilendirilir.

O gün orada mevcut bulunan on sahabeden yedisi şehid olur. Üçü esir edilir. Müşrikler şehid düşen Asım’(ra)ın başını kesip karşılığında ödül almak isterler.  Allah Asım’(ra) duasını kabul eder. O esnada bir arı sürüsü gelip, üzerinde kümelenir. Müşrikleri cesedine yaklaştırmazlar. Akşam hava kararınca, arılar dağılır,  kellesini o zaman alırız, diye beklerler. Ancak o gece müthiş bir yağmur yağar. Sel suları Asım’ın(ra) cesedini bilinmeyen bir yere sürükler. Dolayısıyla müşrikler O’nun mübarek vücuduna el süremez. Düşmanlarımızın mabetlerimize, mukaddesatımıza el süremedikleri gibi… 

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 17:04 tarihinde yazdırılmıştır.