İNADINA DEMOKRASİ İNADINA EN BÜYÜK BAYRAM

Yazar -

İNADINA DEMOKRASİ İNADINA EN BÜYÜK BAYRAM

İlkokul yıllarında, daha okuma ve yazmayı bilmeden önce Mustafa Kemal Atatürk’ü bilirdik biz. Türkiye Cumhuriyeti tarihine adını altın harflerle yazdıran Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kazandıkları savaşları, kahramanlıklarını büyük bir heyecanla dinler; bugün hayatta olmamızı, özgür bir ülkede özgür bir birey olarak yaşamamızı sağladıkları için büyük bir minnet duyardık.

Her sabah sınıfa girmeden önce hep bir ağızdan “Ne Mutlu Türküm Diyene” der andımızı okur, ilkokul sıralarında ders kitaplarını karıştırırken ilk Atatürk’ün resmini görürdük.“ Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!” diyen Gençliğe Hitabesi’ni ezbere bilir, onun bıraktığı ilke ve inkılaplarını anlar, bizlere emanet ettiği Cumhuriyet’e sahip çıkardık. 

“Milli Bayramlar” bizim okulu kırmak için veya o gün iki-üç saat daha fazla yatıp uyumak için fırsat bildiğimiz günler değil, şiiriyle, konuşmasıyla, skeçleriyle, korosuyla, halk oyunlarıyla haftalar öncesinden hazırlandığımız tatlı bir heyecandı, mutluluktu. İlkokulu okuduğum köy okulunda sınıfta bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar azdık. Bu yüzden birleşik sınıf denilen karma bir sistemde ilkokulu tamamladık. Sayımız azdı ama bayramlarda yaptıklarımız bizler için fazlaydı.  Bayram sabahı bahçeden topladığımız çiçekleri Atatürk Anıtı’na özenle dizer, öğretmenmiş, öğrenciymiş demeden okul bahçesini Türk Bayraklarıyla donatır, Atatürk posterleriyle bayrama hazırlardık. Bayram saati gelir, okul bahçesi Cumhuriyeti Bayramı’nı kutlamak için genç, yaşlısı demeden onlarca insan tarafından dolup taşardı.  Saygı duruşuyla başlar, İstiklal Marşı’nı söyler, bando takımı gösterisiyle inletirdik yeri göğü. Şiirler okur, halk oyunları gösterileri derken ve final onuncu yıl marşı… O Küçük köy okulunda bile büyük bir coşkuyla kutlardık biz bayramlarımızı, böyle sahip çıkardık Atamızın en büyük eserim deyip, bizlere emanet ettiği “Cumhuriyet’e…

Yıllar geçti, zaman değişti. Aradan 14 yıl geçti…  Peki ne mi değişti?

Cumhuriyet Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutladığımız o köy okulu iki yıl önce öğrenci sayısının az olmasından dolayı kapatıldı. Bayram coşkusunun zirveye ulaştığı o stadyumdaki görkemli kutlama törenleri yasaklanırken, protokol ağırlıklı boş meydanlarda kutlanan bayramlar yerini aldı. Her yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramları yaklaşırken acaba bu yıl iptal oldu mu? Kutlanacak mı? gibi sorular belirdi. Atatürk ilke ve inkılapları müfredattan, Andımız’ da 2013 yılında okullardan kaldırıldı. Bursa’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okuyan iki öğrenci disipline sevk edildi. Sanki tek derdimiz buymuş gibi eğitimde kızı erkekli eğitim doğru mu yanlış mı tartışması ortaya atıldı. Bunlar sadece eğitimde değişen şeylerin birkaçı elbette…

Cumhuriyetin ne zorluklarla kurulduğunu, Atatürk’ün sadece bir isimden ibaret olmadığını unutmadık, unutturmayacağız öyle değil mi?

Öyle bir noktadayız ki, artık seyirci ve sessiz kalma değil “İnadına Demokrasi, İnadına En Büyük Bayram “Cumhuriyet” diye haykırma zamanı…

Cumhuriyetimizin 93. Yılı kutlu olsun… Cumhuriyetle dolu daha nice yıllara! “İnşallah”

 

 

 

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Nisan 2024, 08:23 tarihinde yazdırılmıştır.