TURKUAZ KUŞAKLI KADINLAR

2015 Aralık ayında girdiler hayatımıza… O günden bu yana da yaptıkları çalışmalarla sokaklarda, sahnelerde, sergilerde, parklarda, spor salonlarında, gazetelerde, seslerini duyurabildikleri her yerdeler. Onlar 2016 Kadın Yılı’nın baş mimarları, Lüleburgaz’ın “Turkuaz Kuşaklı Kadınları…”

Lüleburgaz Belediyesi’nin 2016 Kadın Yılı tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Belediye Başkan Yardımcısı Kevser Özkan “Renklerle ilgili biraz araştırdığımızda turkuaz renginin cinsiyetsiz en insani renk olduğunu fark ettik. Değişimin ve dönüşümün sembolü. Renkli bir sembol düşündüğümüzde de madem değişimden söz ediyorduk, fular ve benzeri aksesuar niteliklerinin ötesinde bir anlam taşısın diye düşünerek turkuaz kuşak olmasına karar verdik. Çünkü biz aynı zamanda yeni kent değerlerini oluşturmak diye bir misyon üstlenmiş Turkuaz Kuşak Kadınlardan söz ediyorduk.” sözleriyle ilk kez dile getirmişti Turkuaz kuşaklı kadınları…

O günden beri de Lüleburgaz’da birçok öncü çalışmaya imza attı Turkuaz Kuşaklı Kadınlar. Bu çalışmalarda en büyük pay sahipleri şüphesiz Lüleburgaz Kent Konseyi Meclisleri ve Çalışma Gruplarının… Kadın meclisinden, çocuk meclisine, engelliler meclisinden gençlik meclisine… çok çalıştılar, emek harcadılar. En önemlisi de her şeyi severek, gönülden yaptılar.

Neler yapmadılar ki bu altı aylık süreçte?

Yeri geldi örgütlenip sokağa indiler “Kadına Şiddete Hayır” sloganlarıyla Lüleburgaz sokaklarını inlettiler. Yeri geldi “Kadının İnsan Hakları” konulu söyleşiler, paneller düzenlediler. Şiir dinletileri, konserler, tiyatro etkinlikleri, fotoğraf, resim, el işi sergileri… Kadınlara yönelik kurslar, sosyal hayatta var olmalarını sağlayan birçok çalışma…

Yetmedi!

Toplumsal cinsiyet eşitliği için bisikletlerine atlayıp pedal çevirdiler, “Harekete Geçiyoruz” dediler Kongre Meydanı’nda step ve aerobik yaptılar, masa tenisi, basketbol oynadılar. “Okumak gerek her zaman ve her yerde” dediler, Belediye önünde kitap okudular, okuttular. Yaptıkları çalışmalarla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamayı başardılar.  

Her gün en az 4 kişinin cinayete kurban gittiği bir ülkede, cinsel tacizin, kadına şiddetin her gün tırmanarak büyüdüğü Türkiye’de kadınların da yerinin olduğunu, kadınların da her şeyi başarabileceklerini, sosyal hayatta, siyasette, sporda kadınların da söz sahibi olduğunu kanıtladılar.

Dilerim yapılan bu çalışmalar sadece “2016 Kadın Yılı” ile sınırlı kalmaz, 2017, 2018 ve bir sonraki yıllarda da devam eder ve “Turkuaz Kuşaklı Kadınların” adına yakışır gibi kuşaktan kuşağa geçer.