Değişim ve gelişim

Yazar -

Değişim ve gelişim

Teknolojik gelişmelerin baş döndürücü bir hızla ilerlediği, sosyal değişmelerin, aşırı sapmaların ve yozlaşmaların gösterdiği bir çağda yaşıyoruz.

Gençlerimizin kimisi evlerinde, kimisi internet cafelerde bilgisayarların başından kalkmadıklarını görüyoruz. Evet, çağımızda bilgisiz insanın hiçbir icraatı olmayacağı gibi, bunun yanında gençlerimizin geleceğine ve devletimizin gelecekte yöneticileri alacak bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bunun için sivil toplum kuruluşlarını geliştirmeliyiz. ÜLKÜ OCAKLARI Vakfı, Milli Gençlik Vakfı, TÜRK OCAKLARI gibi isimler adı altında kurulan vakıflarda gençlerimizi milli ve manevi yönden eğitmeliyiz.

Teknoloji ile birlikte kendimizi, değişen çağımızın yönünü belirleyerek, gelişen bir Türkiye gençliğini yetiştirmeliyiz.

Doğru ve yanlış, iyi ve kötü, yararlı ve zararlı güzel ve çirkin, helal ve haram iç içe geçmiş bulunmaktadır. Sosyal çatışmalar fertler ve kurumlar arasında olduğu gibi, bizzat ferdin kendi benliğinde de meydana gelmektedir. Doğruyu ve iyiyi bilen birçok şahıs hatta birbirleriyle çatışır duruma gelmişlerdir.

Bize düşün görev vatanımızı bölmek isteyen unsurlara fırsat vermemek, birlik ve bütünlüğümüzü korumak için fikir ayrılıklarını demokrasi ve özgür irademiz ile söz konusu vatan ise gerisi teferruattır diyerek dış mihraklara karşı bir bütün olmalıyız.

Toplum içindeki bilgili inançlı kendisinden emin, tarihinden değer ve inançlarından taviz vermeyen yazarlarımız ve aydınlarımızın gençliğimizi aydınlatmak için kitap yazsalar daha, gençliğimiz bilgisayarın çıkması ile kitap okuma alışkanlığından uzaklaşmışlardır. Okula bile öğretmen öğrencisine ödev verirken, gençlerimizin bilgisayardan faydalanarak ders yapmasını teşvik etmişlerdir. Oysa bizler okurken kütüphanelere giderek çeşitli ansiklopediler ve yazarlarımızın yazdığı tarih ve şiir kitaplarından okuyup özet çıkararak derslerimizi yapardık. Yaşadığımız çağda gençlerimiz bilgisayarın dokunmatik ve klavyelerine yani (hazırcılığa hapsetmişiz). Tarihimizde Bolu Dağlarında yaşanmış olan efsane isim KÖROĞLU’nun şu sözleri delikli tüfek icat oldu mertlik bozuldu, demiştir. Bir zamanlar kılıç kalkan ile savaşan bir imparatorluk kuran Osmanlı gibi mert ve cesaretli bir milliyetçi gençlik yetiştirmeliyiz. Değişen ve gelişen çağa daha dinamik ve azimli gençler yetiştirerek maneviyatı güçlü bireyler, gelecekte söz sahibi olacaktır.

(Bende diyorum ki bilgisayar icat oldu kitap okuma alışkanlığımız bozuldu.) Tespit edebildiğimiz en önemli gerçeklerden biri şudur; Maddi manevi bütün küreselci saldırıların hedefi Türk milletinin geleceği demek olan gençlerimizdir. Çocuklara yönelik uzun vadeli planlara aile bütünlüğüne karşı sinsice saldırılar devam etmektedir.

Teknolojinin getirdiği bütün imkanlar her sahada büyük bir beceriyle kötü niyetlerine alet edebilen küreselci zihniyete mensup işbirlikçileri ayırt edebilmek mümkün olmamaktadır. Çünkü bunlar her kılığa kolayca bürünebilmektedirler. Bazen bizden biri gibi, milli ve manevi değerlerimize kutsal saydığımız sembollere bizden daha fazla hatta bizim önümüze geçerek sahip görünürler. Ama bu değer ve sembollere sövenlerle de her fırsatta beraber olurlar. Özgürlük ve demokrasi adına böyle davranırlar.

Bu oyunları en iyi fark edebilecek olanlarda, bilgi sahibi aydınlarımız (yazarlarımız), politikacılarımız, devlet adamlarımız ve ancak geleceğimiz dediğimiz idealleri olan gençlerimizdir.

Bu bakımdan gençlerin iyi yetişmesi maddi ve manevi yönden donanımlı olması gereklidir. Olumsuzlukları fırsata dönüştürebilecek ve topluma yön verecek önderlerde gençlere verilen önemle doğru orantılı olarak yetiştirilmelidir.

Değişim hızının çok yükseldiği günümüzde önder (herkes bir tarafa bakarken diğer taraflarda nelerin olup bittiğini gören ve değerlendirendir, çok uzakları görebilendir. Toplumun kabul edebilecekleri yanında doğru bildiklerini kabul ettirendir.)

Beklenen ve ihtiyaç duyulan böyle önderlerin çıkabilmesi için gerekli fikir ve düşünce ortamı sağlanmalıdır. Gençlerimizin fikir ve düşüncelerine saygı göstererek, onların bizim için ne kadar değerli olduğu hissettirmeli ve ideal sahibi birer fert olarak topluma kazandırmalıdır. Düşünce yoksa eylemde yoktur. Düşünce sağlam zeminlerde yeşermeli ve kökleri sağlam olmalıdır.

Türklük şuurundan uzaklaşmamalıdır. Mensup olduğumuz Türk milletinin meziyetleri ve tarihte ortaya konan yüksek Türk düşünce idealleri (hedefleri esas alınarak. 2023 yılı Türkiye Devletinin, 1923 de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruluşunun 100 yılı Türk devletinin muasır millet seviyesine gelmesini sağlamalıyız.

29 Mayıs 1453 yılında İstanbul’u fetheden büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet’i dua ile anıyor.

(İstanbul)…

“Konstantiniye elbet bir gün feth olunacak; onu feth eden kumandan ne güzel kumandandır; onu feth eden asker ne güzel askerdir” diyen sevgili peygamberimizin bu güzel sözlerine muktedir olan Fatih Sultan Mehmetlerin, Yavuz Sultan Süleymanların, Osman Beylerin torunları olarak kararlı ve azimli olmalıyız.

FETİH MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;

Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek.

 

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

Sende geçebilirsin yardan, anadan serden…

Seninde destanını okuyalım ezberden…

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden…

 

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın…

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini…

Göster:  Kabaran sular nasıl yıkar bendini?

Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini.

 

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleyman’dır.

Şu mihrap Sinanüddin, şu minare sinandır.

Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

 

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın.

Kızım, sende Fatihler doğuracak yaştasın!

 

Delikanlım işaret aldığın gün atandan

Yürüyeceksin… Millet yürüyecek arkandan!

Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan…

 

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

Çelebiler çekilip haremler kışlasın!

Yürü aslanım, Fetih hazırlığı başlasın…

 

Yürü hala ne diye kendinle savaştasın?

Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

ÜMİTSİZ OLMA

Öyle bir Rabbimiz var ki.

Her ihtiyacımızı karşılayan müdebbirdir.

Ümitsiz olma.

Öyle bir Rabbimiz var ki.

Bizim rızkımızı gönderir. Rezzak’tır.

Öyle bir Rabbimiz var ki.

Kullarına rahmetle muamele eden.

Rahman ve Rahim’dir.

Ümitsiz olma.

Ne kadar günahkar olsak da

Bize tövbe kapılarını açık tutan.

Yüce yaratan ALLAH’ımıza şükür edelim.

Öyle bir Rabbimiz var ki sanatı yaratan Sani’dir,

Öyle bir Rabbimiz var ki, hastalandığımda şifa gönderen Safi’dir.

Öyle bir Rabbimiz var ki, yıldızları bizim için lamba gibi semaya asan,

Gezegenleri teşbih tanesi gibi evirip çeviren Kadirdir.

Öyle bir Rabbimiz var ki, her işi hikmetle yapan Hakim’dir.

Kainatı yaratan bizleri rahmeti ile kuşatan.

Ümitsiz olma genç kardeşlerim benim.

Sevgilerim, saygılarımla.

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 03:00 tarihinde yazdırılmıştır.