Çözüm ve idealler

Yazar -

Çözüm ve idealler

Bir şeye çözüm bulabilmek için önce onun çözüm aranacak duruma gelmiş problemler olduğunu kabul etmek gerekir. Bunu kabul etmedikçe çözümden bahsetmek anlamsızdır.

Milleti, devleti, aileyi, Ferdi (kişiyi) çürüten şeyleri görmek, tespit etmek ilk iştir. Hastalık teşhis edilmezse çözümde üretilemez.

Nifak ve bölücülük en büyük tehlikelerdendir. Günümüzde 30 yıldır yaşadığımız ve devletimizin güneydoğu bölgemizde süre gelen PKK terör hareketinin, (Türk milletine) ve tek bayrak altında yıllarca, Çanakkale, Galiçya, Dumlupınar’da Türk, Kürt, Çerkez, Laz, birlikte kurtuluş savaşı veren, özgür vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olan bu kardeşleri Türk, Kürt çatışma ortamı oluşturarak bölmeye çalışması ve dayatılmasıdır. Bu nedenledir ki

Nifak; ara bozuculuk, ikiyüzlülük, ayrımcılıktır. Sinsice birbirlerine düşürücülüktür. Bunu ancak imansızlar ve hainler yapar. Atalarımız şairlerimiz ne kadar doğru söylemişler:

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

Timur ölüm döşeğinde şunları söyledi;

Milletin derdine derman bulmak vazifemizdir. Zayıfları koruyun, yoksulları zalimlerin zulmüne bırakmayın. Adalet ve iyilik etmek düsturunuz ve rehberiniz olsun.

Aranıza nifak tohumları ekilmemesi için dikkatli olun.”

Bu günde bu tür nasihatler tekrarlanmaktadır. Çok yakın geçmişimiz bu yönde bize ders olmaktadır.

KİM KİMDİR BİLELİM

Sağcı nedir?

Solcu nedir?

Ortacı kim?

Ya ferdiyetçi?

Nerede toplumcu?

Bırakın bunları.

 

İnsan nerede, insan kim?

Dolaşıp durmayın öyle.

Sağda, solda, ortada.

Dönün Türk insanına.

Dönün Atatürk Milliyetçiliğine.

 

Onda görünür özün.

Onda bulunur sözün.

Yırtılır tüm perdeler.

Açılış iki gözün.

Koşarsın gerçeklerin,

Yorulmadan peşinden.

Adaletle hükmeder.

Atarsın bu zilleti.

Hakkı teslim eder.

Kurtarırsın milleti.

Açık ve iyi niyetli ülküler (hedefler) için yerinde samimi eleştirileri ve mücadeleleri sakın ola ki nifakla karıştırmayalım. Nifaktan kaçınmak her şeye evet demek değildir.

Yavuz Sultan Selim, henüz şehzade iken hocası Muhiddin efendiye şöyle demişti:

“Hocam, aynı Allah’a aynı peygambere inananlar ayrı ayrı hedeflere yürüyemezler. Biz onların aynı hedefe yürümelerini sağlayacağız. Hep bunu düşünür, bunu düşünerek uykularımızı feda ederiz.”

Uykularımız feda edilecekse bunun için edilmelidir. Önemli bir hastalığımız “neme lazımcılık”tır.

Bu da son derece tehlikeli, çözümleri daha başlangıçta yok eden bir tutumdur.

Vatan sevgisini içten duyanlar,

Sıdk ile çalışır içten duyarak.

Milletine devletine sadık olanlar.

Demez neme lazım! Neyime gerek.

Diyen aşığımız haklı değil midir?

Nemelazımcılık hastalığında kurtulmalıyız. Biz varız, bu memleket bizim hepimizin demeliyiz. Bölücülüğe ve nifakçılığa boyun eğmemeliyiz. Dik durmalıyız, bükülmemeliyiz.

Her meselenin üstesinden gelecek güçte olmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi Muassır millet seviyesine gelmeliyiz.

Ey mübarek Anadolu toprağı!

Ey bereketli Trakya toprağın.

Hani senin bahtiyarlık hukukun?

Hür düşüncen, milli duygun kanunun,

Hani senin yeni ruhlu çocuğun?

Sevgin, neşen, çalgın, Türk’ün oyunun.

Ey dertliler yatağı!

Ey kükremiş yaralı aslan, bu gaflet uykusundan uyan.

Millet zayıf düşerse, şanı eksilir sanma.

Mücevher yere düşmekle değerini kaybetmez.

Ey Türk titre ve kendine dön.

Ey bu günün Türk genci.

Senin büyük hedefin lider ülke olmaktır.

2023’de tarihe Türk mührü vurmaktır, sahipsiz olan memleketin batması hatır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

 

Sonsuz sevgilerimle.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 28 Mart 2024, 13:45 tarihinde yazdırılmıştır.