Soma

Yazar -

Soma

Soma'da yaşanan acı bitecek gibi değil.Umutla bekleyenler yapılan her açıklamada biraz daha umutsuzluğa kapılıyor.
Ekmek parası için alın teri döken emekçi kardeşlerimizi kaybetmenin yürek parçalayıcı yaşam hikayeleri de ayrı bir üzüntü kaynağı oldu bizler için.
Bu yazıyı yazdığım sırada yapılan açıklamalarda 284 madencinin öldüğünü, içerde 3 ya da 4 işçinin kaldığını açıklamışlardı.
Maden kazalarında  genellikle gaz sıkışması, metan gazı patlaması, karbonmonoksit zehirlenmesi, kömür tozu patlamasından meydana geldiğini  duyuyoruz ama Soma'da hala kazanın neden olduğunda bile bir belirsizlik söz konusu.Söyledikleri tek şey ezber bozan bir kazayla karşı karşıyayız, çok hassas olacağız açıklamasıydı.İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda tam anlamı ile  sınıfta kaldığımızın kanıtı Soma maden kazası.
1995 yılında imzaya açılan  "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesini" 28 ülkenin imzaladığı ve  Arnavutluk, Ermenistan ve Zambiya gibi bir ülke bile imzalamışken 19 yıldır Türkiye imzalamamış.
Peki maden ocaklarında kaçış odalarının amacı nedir?Buna en güzel Şili'de yaşanan kaza örneği var.
Kaçış odalarının kullanıldığı maden kazası yaklaşık 4 yıl önce  Şili’de yaşanmıştı.Maden ocağında 33 madenci yerin 700 metre altında kurulan kaçış odasına sığınmış ve bu mağdenciler yaklaşık 80 gün sonra sağ olarak kurtulmayı başarmıştı.
Tv programında maden ocağı sahibinin ve  mühendislerin açıklamalarında biri kaçış odası var derken diğeri söktük daha aşağı kısımda yapılıyordu gibi birbirini tutmayan ifadeler kullandıklarına şahit oldum. Yetkili olan tüm kişilerin "kaçış cevapları" bu işten nasıl sıyrılırımın telaşındaydı.

2009 yılında meydana gelen grizu faciasında 30 işçi yaşamını kaybettiğinde o dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Ömer Dinçer ölenler için, " çok acı çekmediklerini fizik olarak da güzel öldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim" demişti.
Soma faciasında da buna benzer tanımlamalar yapılmakta gecikmedi.Soma'da yaşanan maden faciasını yorumlayan Prof.Dr.Orhan Kural'ın karbonmonoksit için "tatlı bir ölümdür" diye yorum yapması aklımıza bunlarda mı "güzel öldüler" dedirtti.
Bir ülkenin Başbakanı "Madenciliğin kaderinde bu var " diyebiliyorsa; Bakanınında , profesörünün de buna benzer tanımlamalar yapmasına çok ta şaşırmamak gerekir.
Böyle kazaların "kader olmadığını" artık  yetkililerin anlaması gerekiyor ve  yasaları  ona göre hazırlamaları gerekiyor.
So­ma­’da­ki ma­den iş­let­me­le­ri için Mec­li­s’­te bir araş­tır­ma ko­mis­yo­nu ku­rul­ma­sı is­te­miy­le CHP gru­bu bir öner­ge ver­miş.
23 Ekim tarihinde, 60 vekilin imzasıyla ve CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel'in de Soma’da  iş güvenliği ihlali olduğunu belirterek, 20 gün önce verdikleri meclis araştırma önergesini, MHP ve BDP  desteklemesine rağmen  AKP oyları ile bu soruşturma komisyonu önergesi
Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş'ın da, Soma'daki kömür madeni işletmelerinin "dünyada ve Türkiye'deki pekçok madene göre daha iyi konumda olduğunu" söyleyerek bu önergeyi reddetmişlerdir.Kaza yaşandıktan sonra AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın muhalefeti "eften püften" önerge vermekle suçlayarak " Araştırma önergelerinin temel hedefi Meclis'i tıkamaktır" dedikten sonra yine CHP'yi hedef alarak önerge konusunda biraz daha bastırabilirlerdi demesi de ayrı bir haddini bilmezlik konusudur.
3 günlük yas ilan edildi, bayraklar yarıya indi.
Peki 3 gün sonra neler olacak?
Şirket yetkilileri bu işte bizim ihmalimiz yok, "Madeni işletmeye devam edeceğiz " dediler.
3 gün sonra bu da diğerleri gibi unutturulur.
Unutulmaması gereken bu faciadan çıkarılacak dersler ve alınacak tedbirler, suçluların belirlenmesi ve cezalandırılmalarıdır.
Yoksa Hüseyin Çelik'in dediği gibi "Fakirin kömürünü zengin çıkarmayacak" belki ama  sırtları sıvazlanmaya devam edildikçe, o fakirlerin emek hırsızlığından daha çok zengin patronlar ekmek yemeye devam edecek gibi ...
Bir de ölen madencinin yırtık çorabıyla HIRSIZA, yaralının çamurlu çizmesiyle ARSIZA, yumruk yiyen vatandaşın edebiyle EDEPSİZE ders veren görüntüleri hafızamdan hiç silinmeyecek.
Kömür için, ÖMÜR verenlere saygı ile...

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 23 Nisan 2024, 20:46 tarihinde yazdırılmıştır.