İMDAT

Geri sayım başladı. 30 Mart sabahına kadar düşünme şansımız var. Lüleburgaz'ın, Türkiye’min kaderini belirleyecek beyefendi ve hanımefendileri seçeceğiz.

Bizi en çok ilgilendiren, yaşadığımız güzel kentimiz. Belediye gelirleri kendi yatırımlarını karşılayacak seviyede, teknoloji de her yerde mevcut. Geriye hizmet edecek ekip ve lider gerekli. Lüleburgaz da bu işi her lider yapar. Bizim güler yüzlü, sevecen, halkının hepsine eşitlik ilkesiyle yaklaşan, makamına gidilince ayağa kalkıp “Hoş geldin” diyen, derdini dinleyen ve çare arayan, dalga geçmeyen lidere ihtiyacımız var.

Görüşümüz ne olursa olsun saygı duyuyorum. Ama belediye seçimlerinde kişiye “evet” demeliyiz. Bu kişiyi çok iyi analiz etmeliyiz. Sözünün arkasında duracak kişiyi desteklemeliyiz. Dereyi geçene kadar “Dayı”, dereyi geçtikten sonra başka kelimeler kullananlardan bıktık.

Lüleburgaz Deresi perişan, Taş köprü tehlikeyle dolu, E-5 yolu ölüm kusmaya devam ediyor, sokaklar çöplük, sahipsiz köpekler bilhassa sabahları bayanlarımızın korkulu rüyası, Lüleburgazspor yok olmuş.v.s... İki tık-tık, bir şık-şık tedavimiz tamam. Vur patlasın -çal oynasın...

Nasıl geçti 15 yıl anlayamadık. Daha 15 yıl geçse oynamaya devam, iki kadeh koktey, uykuya dalarız. “Oh be ! Ne güzel dinlendik” deriz. Kuşlar ise yurt dışına uçmuş. Son günlerimiz iyi düşünelim. Vapur kalkınca sadece el sallarız. O muhteşem vapura binmek bizlere kısmet olmaz. Tesadüfen binersek tam denizin ortasında bizi atarlar. Kurtaran da olmaz. “İMDAT” dersin... Büyük kaptan gülerek der ki: “Bana mı sordun binerken?” Veda busesi acıklı olur. Sevgi ve barış dolu yüreğimle Lüleburgaz’ımı selamlıyorum. Güzel Lüleburgaz için el ele verelim LİDERİMİZİ SEÇELİM.