Kantin işletmecisi zor durumda!

Kırklareli Kantin İşletmecileri Esnaf Derneği Sekreteri ve Basın Sorumlusu Ergun Göçerler, kantin işletmecilerinin yasaklanan ürünlerden olumsuz etkilendiğini dile getirdi.
Kantin işletmecisi zor durumda!
Göçerler, Gıda sektörü maalesef denetimin yeterli düzeyde olmadığı bir sektördür. Eğer yetkililerce yüksek olan bu kantin kiralarına müdahale edilmez ise başka hiçbir yerden ek gelir sağlayacak durumu kalmamış olan kantin işletmecisi güvenilirliği daha az olan ürünleri satıp kendisine ek gelir elde ederek ayakta durabilir” dedi. konuyla ilgili sorularımızı da yanıtlayan Göçerler, kantin işletmecilerinin sıkıntılarını dile getirdi.
 
Okul Kantin Kiraları Nereye gidiyor? 
Evet birçok kişinin hayalini süsleyen, öğrenci kardeşlerimize sorduğumuzda da neredeyse tamamının yapmak istediği; bu mesleği icra eden kişilerce ise artık cazibesini yitiren kantin işletmeciliği mesleği!
İleride ihalelerine girecek insan bulunamayacak olan okul kantinlerinin kiraları ne yazık ki aldı başını gidiyor ve bu duruma benden başka yüksek sesle ‘artık yeter’ diye bağıran yok! Ancak yetkililerin bu duruma ileride karşılaşılacak problemlerin önüne geçmek için, insiyatif alıp, müdahale etmesi gerekir. Çünkü Kantinler kamu hizmeti özelliği ağır basan, dolayısıyla paranın ikinci planda olması gereken işletmelerdir. Kantinlerden samimi olarak yüksek standartlar bekliyorsak, yapılması gereken, kantin işletmecilerinin önündeki engelleri kaldırmak olacaktır.Bu engellerden en önemlisi de hiç şüphesiz özellikle ilimizdeki yüksek kantin kiralarıdır. İnsiyatif alma konusunda en güzel örnek ise ;1925 yılında Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet gelirlerinin %40’ını oluşturmasına rağmen köylü üzerinde ağır bir yük olduğu için kaldırılan Aşar vergisidir.Bu uygulama aynı zamanda Halkçı devlet anlayışının bir sonucudur. 
 
Bu yıl yasaklanan ürünler kantin işletmecilerini nasıl etkiledi ve idareciler bu durum karşısında kantin işletmecilerine olumlu yönde destek verdi mi?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi bu yıl Kola , Cips, Kızartma ürünler,Aromalı içecekler vs. bir çok ürün satışı kantinlerde yasaklanmıştır ve bu yasaklar kantin işletmecilerini olumsuz bir şekilde etkilemiştir.Ancak bu durum sanılanın aksine tüm kantin işletmecilerinin desteklediği yerinde bir karardır.Okul idarelerinin ve okul- aile birliklerinin kermes adı altında okullara sokup satışını dayattığı bu ürünleri kantin işletmecileri işyerlerine sokmamıştır.Kantin işletmecilerinin şikayeti bu ürünlerin muadili olmadığından yüksek oranda gelir kaybına uğramış olmalarındandır.Yasaklara ilave olarak 4+4+4 sisteminin de kantin işletmecilerini mağdur ettiğini söyleyebilirim.İdarecilerimizin desteğine gelince; yasaklar sonucu maddi gelir kaybına uğrayan kantin işletmecileri benimde yaptığım üzere indirim talebinde bulunmuşlardır. Ancak yıllarca ekmek tekneleri üzerinden psikolojik baskı yapılan kantin işletmecilerinin bu yazılı taleplerine yasal sürenin geçmiş olmasına rağmen cevap verilmeyerek, T.C. vatandaşı olan bu kantin işletmecilerinin ve Kocasinan İlköğretim Okulu Kantin İşletmecisi olan şahsımın, anayasal haklarımız ne yazık ki ihlal edilmiş bulunmaktadır. Burada anayasal bir ihlal yapıldığından TCK 121. Maddesi vd. mevzuat hükümleri gereği savcılık makamını da göreve davet ediyor yetkilileri de bundan böyle kanunlara uygun hareket etmeye çağırıyorum.
 
Kantinler bu kadar paraları kazanabiliyor mu?
Bu yıla kadar kantinler bu paraları çalışanlarının %90’a varan kesiminin aile işçisi olması, yani mevcut paranın aile içinde kalması ve bu mevcut paranın da, yeşil kart sahipleri gibi, devlete yük olmamak amacıyla sadece sgk primini ödemek için ve tabir yerindeyse onun şapkasını ona giydirerek hayatı idame ettirmek için kullanıldığından kazanılan paraların maalesef bu sirkülasyonu sağlayacak düzeyde olduğunu ancak son uygulamaların bu sirkülasyonun dahi sağlanmasına olanak vermediğini söyleyebilirim.
 
Madem kantinciler para kazanamıyor yasaklara rağmen nasıl ayakta duracaklar?
Gıda sektörü maalesef denetimin yeterli düzeyde olmadığı bir sektördür. Eğer yetkililerce yüksek olan bu kantin kiralarına müdahale edilmez ise başka hiçbir yerden ek gelir sağlayacak durumu kalmamış olan kantin işletmecisi ne yazık ki kilosu misal 30.00 TL. olan güvenilir marka sucuk yerine kilosu 5.00 TL. olan X marka güvenilirliği şüpheli sucuğu, kilosu misal 27.00 TL. olan güvenilir marka köfte yerine yine güvenilirliği şüpheli kilosu 7.00 TL. olan X marka köfteyi, tanesi 0,75 kuruş olan güvenilir marka meyve suyu yerine güvenilirliği şüpheli 0.25 kuruşluk meyve suyu vs. ürünleri satıp kendisine ek gelir elde ederek ayakta durabilir. Ancak bu istenilen bir durum değildir. Bu cümleden hareketle eğer yetkililer insiyatif kullanarak yüksek kiralara müdahale etmez iseler ileride kaçınılmaz olarak zehirlenme vb. olaylar meydana gelecek bu olaylar neticesinde de yetkiler sorumsuzluklarının faturasını her zaman olduğu gibi kantin işletmecilerine keseceklerdir, halbu ki asıl sorumlu ikazlarımızı dikkate almayarak müdahelede bulunmayan kendileri olacaktır. Peki ya yetkililere faturayı kim kesecek?
 
Yüksek kiraların sorumlusu kimlerdir?
Bu yüksek kiraların sorumlusu herkesten önce konunun uzmanı sivil toplum kuruluşlarına kulak vermeyen kira tespit komisyonlarıdır. Tabiki asıl kanuni sorumlu İl- ilçe milli eğitim müdürlüklerinin talimatı doğrultusunda hareket eden okul müdürlerinin güdümünde kalmaya zorlanan Okul-Aile birlikleri ve son olarak bu kurumların danışıklı oyunlarına alet olmaya yönlendirilen ve bu durum karşısında dik durdurulmayan kantin işletmecileridir. Ancak açık yüreklilikle ifade edebilirim ki; kantincilere en büyük kötülüğü yine kantinciler yapmaktadırlar. Diğer kurumlarda bundan doğal olarak nemalanmaktadırlar. 
 
Bu yüksek kiraların önüne nasıl geçilir?
Bu yüksek kiraların önüne ilgili okullarda veli olan okul-aile birlikleri geçebilir. Şu anda kanun yetkiyi okul-aile birliklerine vermektedir. Ancak Okul-Aile birliklerinde görev alan kişiler ne yazık ki biblo olarak yer almakta okul idarelerinin sözünden dışarı çıkamamaktadır. Okul idareleri de milli eğitim müdürlüklerinin güdümünde olduğundan, kaymakamlık makamı da bu olaya sessiz kalıp mağdur kantinciyi insiyatif almayarak adli makamlara yönlendirdiğinden problemler çözümsüz kalmaktadır. Ancak bu süreç bu şekilde gitmez. Bundan dolayı bu olayı çözecek iki makam kalmaktadır. Bunlardan birincisi Sn. Cumhurbaşkanımızın şubat ayı içinde problemlerin çözümünde insiyatif almaları hususunda talimat verdiği kişilerden biri olan ve aynı zamanda da istisnai bir devlet memuru olan, yapmış olduğu işlerle de güvenimizi kazanan Sn. Valimiz, ikinci olarak ise siyaset problemlere çözüm bulma sanatı olduğundan siyasi otorite.Bu iki kurum da çözüm bulmaz ise …? Haber Merkezi
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 17:56 tarihinde yazdırılmıştır.