ÇOCUK TERBİYESİ ve HZ.MUHAMMED(ALEYHİSSELAM) (1.BÖLÜM)

Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar yaratılışından gelen bu özelliği koruma vazifesi anne ve babaya verilmiştir.
ÇOCUK TERBİYESİ ve HZ.MUHAMMED(ALEYHİSSELAM) (1.BÖLÜM)  

Ailenin neşesi, toplumun geleceği yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımızın terbiyesi, mutlak surette hususî ve azami bir ihtimamı gerektirmektedir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden mesulsünüz.” (Buhârî, Vesâyâ, 9) hadis-i şerifiyle bu gerçeği ifade etmiş ve çocuklarına karşı sevgi,şefkat ve merhametli davranmak sûretiyle onlara düşkün olan hanımları methetmiştir. (Buhârî, Nikâh,)

Dinimiz İslam’a göre hayırlı,güzel ahlaklı,iyi çocuklara sahip olmak, dünyada yaşadığımız hayat için bir mutluluk kaynağı olduğu gibi ebedi olan âhiret hayatımız için de sevap vesilesidir. Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) kişinin ölümünden sonra bile amel defterinin kapanmamasını sağlayacak olan üç şeyden birinin “kendisine dua eden hayırlı bir evlât” olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Vasiyyet, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36)

Müslümanlara Allah-u Teâlâ’dan kendilerine göz nuru eşler ve çocuklar vermesi için dua  etmelerini ve niyazda bulunmalarını tavsiye eden Kur’ân-ı Kerîm (Furkan suresi 25/74),

bazı peygamberlerle salih olan kulların da Allah-u Teâlâ’dan bilhassa hayırlı çocuklar ve temiz nesiller istediğini bildirmektedir. (Bakara suresi 2/128; Âl-i İmrân suresi 3/35, 38)

İslâm dinin çocuğa yaklaşımı, sevgi, şefkat ,merhamet ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü  bizim inancımızda çocuk dünyaya tertemiz bir yaratılışla ve günahsız olarak gelmiştir.Ergenlik (Büluğ)çağına kadar da yaptığı davranış ve hareketlerden dinî bakımdan sorumlu sayılmaz. Dünyaya yeni gelmiş olan bebek, her yönüyle anne,babasının ve büyüklerin yardımına muhtaç olup belli bir yaşa gelene  kadar ana babaya bağımlıdır. Dolayısıyla çocuk, kendisine gerekli olan ilginin şefkatin gösterildiği ölçüde ve verilecek olan eğitim ile sağlam bir kişilik geliştirebilir.

Bu açıdan bakıldığında Peygamber efendimizin(Sallallahu aleyhi ve şeklen)çocuklara yaklaşımı ve onların yetiştirilmesine yönelik tavsiyeleri son derece dikkat çekici ve önemlidir.

Yeni doğan bir çocuk Peygamber  Efendimiz’e (Aleyhisselam) getirildiğinde, ilk önce bir hurmayı çiğneyerek çocuğun ağzına koyardı. (EbûDâvûd, Edeb, 106,107)

Bunun sebebi ise öncelikle Peygamber ağzından bir şey yemesi onun için bir berekete vesiledir,bu yaptığı da ümmetine örneklik teşkil etmiştir.

Mekke’den Medine’ye hicretinde Kuba’da oğlu Abdullah’ı dünyaya getiren Hz. Ebûbekir’in kızı Esma diyor ki:

“Çocuk doğunca, onu alıp Peygamber Efendimiz’e(Sallallahu aleyhi ve sellem) götürdüm, kucağına bıraktım. Resûlullah efendimiz bir hurma istedi, çiğneyerek ezdikten sonra onu çocuğun ağzına sürdü. Abdullah’ın midesine ilk inen şey Peygamberimiz’in ağzından çıkan hurmaydı. Daha sonra hayır ve bereketli bir hayat sürmesi için dua etti ve çocuğa Abdullah ismini verdi.” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 45; Müslim,)

Çocuk dünyaya geldiğinde yapılması gerekenler şunlardır;

Dünyaya geldikten sonra çocuğun kulağına ezan okumak, onun için akika kurbanı kesmek(kız çocukları için bir küçük baş kurban,erkek çocukları için iki küçük baş) kurban ve bunun yanında doğumunun yedinci günü saçını tıraş ederek ağırlığınca gümüş ya da altın değerinde bir şeyi sadaka olarak vermek de sünnettendir. (EbûDâvûd, Edeb, 106, 107; Tirmizî, Edâhî, 19)

Bütün bu yapılanlar ile birlikte çocuğa güzel bir isim koymak Peygamber Efendimiz’inCV(Aleyhisselam)bilhassa üzerinde durduğu bir husustur. Peygamber efendimizVC(Aleyhisselam) bir hadîs-i şeriflerinde:

“Siz kıyâmet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, çocuklarınıza güzel isimler koyunuz” buyurmuş (EbûDâvûd, Edeb, 61), bunun yanında hoş olmayan bazı isimleri de değiştirmiştir. (Müslim, Âdâb, 14; İbn-i Abdilberr, el-İstiâb, II, 837; III, 871, 1006)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam)

Erkek çocukların büluğ çağına varmadan sünnet ettirilmesini emretmiştir. (Buhârî, Libâs, 63, 64)

 

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)VChayatın her safhasında çocuklara derin bir sevgi,şefkat beslemiş, onlara merhametli davranmış,VConları ciddiye almış, onların seviyelerine inmiş ve problemlerini çözmüş ve onları doğruya ve hakka yönlendirmiştir.

Hâdis-i şerîflerinde: “Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.” (Deylemî, III, 513) buyurmuş ve bu manada da ümmetine örnek olmuştur, Resûlullah efendimizi (Aleyhisselam) bir keresinde torunu Hasan’ı öperken yanında oturan Akra bin Hâbis isimli şahıs onu görmüş ve:

– Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var hiç birini öpmem, demişti. Efendimiz ise:

“– Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” karşılığını vermiştir. (Buhârî, Edeb, 18; Müslim, Fedâil, 65)

Peygamberimiz(Aleyhisselam) çocukları“gözümünnûru” diye tavsif etmiş ve her fırsatta önemli dediği namaz esnasında dahi çocuklara karşı şefkat ve merhamet göstermiş, onların gönlünü hoş tutmuştur.AllahResûlü bir yatsı namazında torununu mescide getirmişti. Cemaate namaz kıldırırken secde esnasında torunu sırtına çıkmış, o da bu sebeple secdeyi uzatmıştı. sahâbe namazı bitirince Peygamberimiz’e:

– Secdeyi uzattınız ya Resûlallah! Bir şey oldu ya da vahiy geldi zannettik, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“– Yok, böyle bir şey olmadı. Ancak oğlum sırtıma çıkmıştı. Gönlü hoş olsun diye acele davranmak istemedim.” buyurmuştur. (Nesâî, Tatbik, 82)

Peygamber efendimiz yolda gördüğü çocuklara selâm verir, onların hatırını sorardı ,hastalandıklarında ziyaretlerine gider hem kendi torunlarıyla  hemde diğer çocuklarla şakalaşır ve onları bir taraftan eğlendirir diğer yandan da onlara bir şeyler öğretir ve eğitirdi. Muhammed bin Rebî (RadyallahuAnh)diyor ki:

“Ben beş yaşlarında iken Resûlullah’ın evimizdeki kovadan ağzına aldığı suyu yüzüme püskürttüğünü hatırlarım.” (Bûhârî, İlim, 18; Müslim, Mesâcid, 265)

Peygamber efendimizin on sene hizmetini gören  Enes bin Malik(Radyallahuanh)der ki:

Resûlullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)ahlâk bakımından insanların en güzeli idi. Benim EbûUmeyr adında sütten kesilmiş bir kardeşim vardı. Peygamberimiz bize geldiğinde:

“– Ey EbûUmeyr! Ne yaptı Nuğayr!” derdi. Nuğayr, kardeşimin oynayıp durduğu bir kuş idi. Bazen Efendimiz bizdeyken namaz vakti gelirdi. O hemen altındaki yaygının süpürülüp üzerine su serpilmesini emrederdi. Sonra namaza durur, biz de arkasında saf bağlardık ve bize namaz kıldırırdı. (Buhârî, Edeb, 112)

EbûHüreyre(Radyallahuanh)

Şu iki kulağım duymuş ve şu iki gözüm görmüştür ki Resûlullah efendimiz iki eliyle Hasan’ın veya Hüseyin’in iki avucunu tutar, sonra çocuğun iki ayağını kendi ayağı üzerine koyar ve:

“– Yukarı çık” derdi. Çocuk ayaklarını Resûlullah’ın göğsüne koyuncaya kadar çıkardı. Sonra Resûl-i Ekrem, çocuğu öper ve:

“Allah’ım! Bunu sev, çünkü ben onu seviyorum.” buyururdu.

(Bûhârî, Edebü’l-müfred, hadis)

Hz. Enes (RadyallahuAnh) diyor ki:

Peygamber  efendimizin(Aleyhisselam)hizmetinde bulunan Yahudi bir çocuk vardı. Bir gün hastalandı. Peygamberimiz onu ziyarete gitti, başucuna oturdu ve ona:

“– Müslüman ol!” buyurdu. Çocuk, düşüncesini öğrenmek için, yanında bulunan babasının yüzüne baktı. Babası:

– Ebü’l-Kâsım’ın çağrısına uy, dedi. Çocuk da Müslüman oldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“– Şu yavrucağı cehennemden kurtaran Allah’a hamdolsun.” diyerek dışarı çıktı. (Buhârî, Cenâiz 80)

Peygamber Efendimiz EbûEyyûb el-Ensârî’nin evine ineceği sırada Neccar oğullarının küçük kızları deflerle çıkıp:

“Neccar oğullarının kızlarıyız biz!

Ne hoştur komşuluğu Muhammed’in(Aleyhisselam).” diyerek neşideler okuyorlardı. Allah Resûlü onlara:

“– Beni seviyor musunuz?” diye soruyor, onlar da:

– Evet yâResûlallah, diyorlar, Peygamber Efendimiz:

“– Allah biliyor ya vallahi ben de sizleri seviyorum! Vallahi ben de sizleri seviyorum! Vallahi ben de sizleri seviyorum!” diyordu.

(İbn-i Mâce, Nikâh, 21; Diyarbekrî, I, 341)

 

Eyyup Sabri Erdem

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 15:04 tarihinde yazdırılmıştır.