YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA-Serbülent Avcı

Ülkeyi 19-20 yıldan beri yönetenler milleti gıda yardımına, kömür yardımına velhasıl "kuru soğana" muhtaç etmişlerdir.
YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA-Serbülent Avcı  

İktidara ilk geldiği yıllar başbakan koltuğuna oturduğunda bir mitinginde Aşık Mahsuni Şerif'in

Yoksulun sırtından doyan doyana

Bunu gören yürek nasıl dayana

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi söylemesem mi

Şiirini okumuştu.

Bu güzel türküyü ve sözlerini bilmeyenimiz yoktur.

Bu ülkede yoksulun sırtından doyanlar kimler ?

Bu ülkenin kanını emenler iliğine kadar sömürenler tabiki egemenler ve onların uşağı yönetenlerdir.

Bu hali görüpte dayanan yürekler, kimlerin yürekleridir?

Bu yürekler de sömürülen, korkutulan, emekçiler, 20 yaşında evladını şehit oldu deyip'te toprağa veren anne babalardır, fakir halktır.

Ama şunu unutmasınlar ki "keser döner sap döner, bir gün bu hesap döner"

Bu hesap döndüğünde ezilen ve sömürülen elbette ki ezenden hakkın alacaktır.

Bu dizeleri dönemin başbakanı manasını bilerek mi okudu yada insanların nabzına şerbet mi vermek istedi orasını kendi biliyor ama bir gerçek var ki 20 yılda halkı "patates ve soğana" muhtaç ettiler.

Dönemin başbakanı şimdinin başkanı böyle bir söz söylemişken MAHSUNİ BABA'DA şöyle diyemez mi yani.

 

Soyulmadık bir derimiz kalmıştı

Soyun babo soyun meydan sizindir

Hiç bir canlı kardeşine kıyamaz

Yiyin babo yiyin meydan sizindir

 

Toprağa karışmış fakirin teri

Ağlamak bilir mi beylerin dili

Size beyefendi bize serseri

Deyin babo deyin meydan sizindir.

..........

 

Mahsuni baba sosyolojik yaklaşmış bir çok meseleye, ama milleti incitmeden milletin eksiğini de dile getirmiştir.

Dün yaşananlar ile bugün arasında fazla fark yok ki; şu türkünün sözlerinde aynen söylenir değil mi ?

 

Sırtım bozuk, yüküm ağır, yol çamur

Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim

Aklım sofralarda inadım inat

Dur demem ben doyasıya odun at

Umurumda değil batsa kainat

Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim.

..........

Mahsuni baba bir de unutanlara yazmış...söz veripte sözünde durmayanlara..vaadlerini menfaatlerine ulaşıncaya kadar yapıp, dünü silenlere yazıvermiş.

 

Dört yol oldu bizim köye

Geldi de unuttu bizi

Yakın ol da bir selam ver

Verdi de unuttu bizi

 

Yalan dolan bu aralar

Neylesin ki fukaralar

Utanmaz yüzü karalar

Unuttu bizi unuttu bizi

 

Cok düşündük ince ince

Yürüdük onlar önünce

Zalim koltuğu görünce

Unuttu bizi unuttu bizi

.........

 

Adına tam kapanma dedikleri bu kararı verirken, yaşamlarını zorluklar ile sağlayan, günlük kazanç ile tencere kaynatmaya çalışan insanların, kazanamadığı halde vergi, sigorta primi vb gibi zaten ödemekte zorluk çekilen gider kalemleri var, yaşayacakları zorlukları sırça köşklerinde oturanlar bilemez.

Sosyal-hukuk devletinin alması zorunlu tedbirleri, sanki halk refah içinde yaşıyormuş gibi düşünüp görmezden geldiler.

Bir de insanların yaşam tarzlarına müdahaleler alkol yasağı ile en üst seviyeye ulaştı.

Hükümetler insanların ahiretlerini kurtarmak için değil, dünyasını güzelleştirmek için seçilir ayrım gözetmeksizin.

 Bizde ki durumun ne olduğunu ise başınızı iki elinizin arasına alarak mı yoksa şapkanızı önünüze koyarak mı düşüneceğiniz size kalmış.

Ama azıcık düşünün ve vicdanınıza sorun çünkü yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.

Bu vesile ile MAHSUNİ BABA'YI da anmış olalım.

Elini yüreğine koyan, Hakk'ı kendinden içr'e arayan, 72 millete bir nazar ile bakan tüm canların cism'icemâl'inenür'ani gönüllerine niyazım olsun.

Allah eyvallah canlar

Aşk ile huuu

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 16:51 tarihinde yazdırılmıştır.