Lüleburgaz’da sessiz 1 Mayıs

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Lüleburgaz’da korona virüs salgını nedeniyle Lüleburgaz Emek Platformu bünyesinde bulunan 10 sendika temsilcisinin katılımıyla kutlandı.
Lüleburgaz’da sessiz 1 Mayıs  

 Sendika temsilcileri Lüleburgaz belediye Hizmet binası önünde buluşarak Kongre Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Meydanların boş kaldığı günde Kongre Meydanı’nda bulunan Atatürk heykeline 1 Mayıs çelengi konuldu.

Lüleburgaz Emek Platformu bünyesindeki 10 sendika temsilcisi Lüleburgaz Belediyesi Hizmet Binası önünde buluştu. Emekçinin hakkını savunmak için buluşan sendika temsilcileri, karanfillerden oluşan “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” çelengi ile beraber yürüyüşe geçti. Fatih Caddesi üzerinden yürüyen temsilciler, Kongre Meydanına ulaşarak korona virüs salgını nedeniyle boş kalan meydanda Atatürk heykeline çelenk bıraktı.

Saygı duruşunda bulunulmasının ardından Petrol-İş sendikası Lüleburgaz temsilcisi Ercan Yavuz bir konuşma yaptı. Her yıl 1 Mayıs’ta haklarını savunmak ve seslerini haykırmak isteyen emekçilerin buluştuğu meydanların bu yıl Korona virüs salgını nedeniyle boş kaldığını söyleyen Ercan Yavuz, önümüzdeki yıl meydanları yeniden dolduracaklarını belirterek 1 Mayıs’ı kutladı.

“ 1 yıl önce bu meydanları doldurmuştuk, çok kalabalıktık. Bu yıl temsili bir kutlama ve basın açıklaması yapıyoruz. Önümüzdeki yıl 1 Mayıs’ı yine coşkuyla kutlayacağız” diyen Yavuz, korona virüs salgınında en büyük çabayı gösteren başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm emekçilerin bayramını kutladı.

Ekonominin bozuk olmasının faturasının emekçiye çıkartıldığını söyleyen Yavuz, işçi ve emekçilerin sorunlarını dile getirdi. İşçilerin virüs nedeniyle esnek çalışmak zorunda kaldığını ve 10-12 saat çalışan işçilerin virüsle yüz yüze kaldığını söyleyen Ercan Yavuz, bazı işyerlerinde ücretsiz izne çıkarılmaya zorlandığını ifade etti. 

Kısa çalışma ödeneğine başvuran işyerlerinde çalışanların maaşların yüzde 60’ını alabildiğini belirten Ercan Yavuz, vergide adaletsiz davranıldığını, gelire göre vergi alınması gerektiğini söyledi.

Yavuz bu ülkenin gerçek sahibinin işçiler olduğunu sözlerine ekledi.

Emeklilikte yaşa takılanlar, kıdem tazminatı ve iş kazalarına da değindiği konuşmasında Ercan Yavuz, iş kazalarının iş cinayeti olduğunu belirtti. Yavuz, “kıdem tazminatına dokunan eller yanar” diye konuştu.

Daha sonradan basın açıklaması düzenlendi. CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kayan’ın da katıldığı basın açıklamasını Kristal-İş Sendikası Trakya Şube Başkanı Ufuk Yaratan okudu.

Yaratan açıklamasında şu ifadelere yer verdi “İşçi ve emekçiler bu 1 Mayıs’ı, diğer yıllara göre çok daha zor koşullarda karşılıyor.

Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de işçi ve emekçiler, açıkça ilan edilmeyen, ‘sürü bağışıklığı’ sistemi uygulaması gereği, korumasız ve savunmasız bir şekilde, sırf patronlar zarar etmesin diye işsizlikle ve açlıkla korkutularak, ailesi ve yakınları da tehlikeye atılarak çalıştırılıyor.

Uygulanan “ölen ölür kalan sağlarla üretimi sürdürür, kazancımıza kazanç katarız” politikası sonucu, binelrce işçi ve emekçi kardeşlerimiz enmfekte oldui, yüzlercemiz tedavi görğüyori onalrca kardeşimizi kaybettik.

Çalışması zorunlu sektörler dışında kalan işçilere dair, ücretli izin verilsin, uzun süreli ve etkili karantina uygulnasın, yaygın test yapılsın” şeklindeki ısrarlı taleplerimiz görmezden, duymazdan gelindi.

Sağlığa zararlı olduğu iyice açığa çıkan kapitalizmin savunucuları, en yetkili ağızlardan bu taleplerimizin maliyetinin ekonomiye, yani patronlara ağır yük oluşturacağını söyleyerek, biz işçi ve emekçilerin ve ailelerimizin yaşamını, kar-zarar hesabı içinde değerlendirdiklerini gösterdiler.

Onlar için değerli olan bizim ve ailelerimizin hayatı değil, üç beş kuruşa satın aldıkları emeğimiz ve emeğimizle ürettiğimiz artı değer olduğu iyice ortaya çıktı.

Değerli işçi ve emekçi kardeşlerimiz; bugün hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, lafı patronlar ve onalrın siyasi temsilcileri dahil herkes tarafından bolca söylenir oldu. Evcet, hiçbirşey eskisi gibi olmayacak, olmamalı da zaten. Eğer biz işçi ve emekçiler eskisi gibi; üç kuruşa güvencesiz, örgütsüz, kayıtsız, köleci koşullarda, insan yerine konulmadan çalıştırılacaksak; grev, toplu sözleşme, sendikalaşma, hak arama, konuşma gibi haklaırımız engellenecekse, iş güvencemiz müdürlerin, usta başlarının, patronalrın iki dudağı arasıda olacaksa bizler için oluşturulan fonlar, patronlara dağıtılacaksa, ülke yönetiminde, beş yılda bir oy kullanma dışıdna başka hiçbir söz hakkımız olmayacaksa, oy deposu olarak görülüp siyasete müdahale etme yollarımız kapalı kalacaksa, hiçbir şey eskisi gibi olamsın, olmamalı.

Biz ülkemiz ve bütün halkımız için; Hak, hukuk, adalet gibi, eşitlik gibi , demokrasi, barış, özgürlük gibi,  insanca çalışma, insanca yaşama gibi, 'yeni şeyler' istiyoruz.  Ancak, yıllardır istediğimiz, atmak için mücadele ettiğimiz bu 'yeni şeyler', bizE 'gökten zembille inmeyecek!..  Bu 'yeni şeyler'i biz birleşirsek, dayanışmayı güçlendirirsek, mücadele edersek kazanırız! Bu duygu ve düşüncelerle;

Bizim ve halkımız için canını hiçe sayarak, en ön safta mücadele yürüten sa emekçileri başta olmak üzere, yaşamı üreten tüm işçi ve emekçi kardeşlerin' Birlik, Dayanışma ve Mücadele' günü olan 1 Mayıs işçi ve Emekçi Bayramı kutluyoruz.

İşte değilsen saat 21.00 de balkonlarda buluşalım.”

Buğra KAYA

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Nisan 2024, 00:31 tarihinde yazdırılmıştır.