KANAL İSTANBUL TRAKYA’YI BİTİRME PROJESİ’DİR

Trakya Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Lüleburgaz Kent Konseyi Başkanı Binnur Dinç, Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’u ve Trakya’yı bitirme projesi olduğunu söyledi.
KANAL İSTANBUL TRAKYA’YI BİTİRME PROJESİ’DİR  

Bu projenin kaynağının Amerika olduğunu ve Karadeniz’e girmek için iktidara bu projeyi yaptırdığını da belirten Binnur Dinç yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Günlerdir ülkemizde gündeme oturan Kanal İstanbul projesi hakkında ÇED sürecinin başladığı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü web sayfasında duyuruldu. Trakya Kent Konseyleri Birliği olarak ÇED dosyasını inceledik. Üzülerek söyleyebiliriz ki; raporda projenin Trakya’ya dair yararları veya zararları hakkında hiçbir aydınlatıcı bilgiye ve sağlık etki değerlendirmesine yer verilmemiştir. Bunun üzerine Trakya Platformu Hukuk ve Bilim Kurulu ile birlikte projenin Trakya’yı hangi alanlarda etkileyeceği, ne tür zararları olacağına yönelik bir araştırma içerisine girdik. Bu çalışma sonucunda projenin zararlarını ifade eden bir itiraz dilekçesi ortaya çıktı. En basit ifadeyle Kanal İstanbul Projesi Trakya topraklarını bölüyor. Bu kanal yapıldığı takdirde, Trakya’nın hem ulaşımını, hem de askeri anlamda savunmasını etkileyecektir. Bunun yanı sıra yer altı sularını, tarım topraklarını etkileyeceği tartışmasızdır. Ayrıca, proje sonrası Trakya kısmına ciddi anlamda sanayi ve buna bağlı nüfus transferi olacaktır.

Kısaca Trakya’nın bütün coğrafi ve etnik yapısı olumsuz etkilenecektir. Bu proje

yapılırsa Trakya’da yaşama alanı, tarım toprağı, orman, yer altı suları kalmayacaktır.

 

“DÜNYADA KANAL ÖRNEKLERİ”

 

Bu projeye Süveyş ve Panama Kanalları örnek gösterilmektedir.  Süveyş Kanalının yılda 6 milyar dolar gelir getirdiği ifade edilmekte ve adeta konuya ticari bir kazanım maskesi takılmaya çalışılmaktadır. Oysa, Süveyş Kanalı Akdeniz havzasını Kızıldeniz ve dolayısıyla Hint Okyanusuna bağlayan bir kısa yol müdahalesidir.

Süveyş Kanalı’nın dünya ekonomisine önemli etkileri olmuştur. Kanal bir pencere misali kıtaları birbirine bağlamıştır. Oysa Kanal Istanbul’un yol kısaltmak ve zaman kazandırmak gibi ticari bir avantajı söz konusu değildir. Dolayısıyla ticari gemilerin Süveyş ve Panama Kanallarındaki gibi büyük ücretler karşılığında bu kanalı kullanmasını beklemek beyhude olacaktır.

 

“BU PROJE ABD PROJESİDİR”

 

Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle savaş gemilerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazından geçişleri ve Karadeniz’de kalış süreleri kısıtlanmıştır. Bu hususu Türk Deniz Kuvvetleri tarafsız ve mükemmel bir şekilde yıllardır uygulamaktadır. Atatürk’ün her konuda olduğu gibi erken öngörüsüyle II. Dünya Savaşı öncesi imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle, Türkiye’nin boğazlar üzerindeki egemenliği kayıtsız şartsız kabul edilmiş ve bu sayede Karadenizde savaş süresince büyük deniz savaşları ve ölümler olmamıştır. Dünyada Amerikan Deniz Kuvvetlerinin istediği gibi at oynatamadığı nadir denizlerden birisi Karadenizdir. Yakın zamanda yaşanan Ukrayna krizinde ABD Karadeniz’e girememiş ve istediklerini yapamamıştır. Şimdi Kanal İstanbul Projesiyle Montrö Boğazlar Sözleşmesi ABD tarafından baypas edilecektir. ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e çok rahat girmesi için yapılan bir projeye alet olmak üzereyiz. Özellikle NATO’ya 2004 yılında katılan Bulgaristan ve Romanya gibi Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelerden ABD’nin savaş gemileri İçin liman talebi olduğu

dönemde bu projenin gündeme oturması manidardır.

 

“TRAKYALI HEMŞERİLERİMİZ BU PROJEYİ İSTEMİYOR”

 

Trakya’daki şehirlerimiz vergi ödeme sıralamasında ön sıralarda yer alırken, sağlık, eğitim, ulaşım gibi konulardaki hizmetlerden en son sıralarda faydalanmaktadır. Bu projenin bugünün şartlarıyla 75 milyar liraya varan ciddi bir bütçesi olacağı ifade edilmektedir. Bu paranın çok az bir miktarının bile akıllıca kullanımı durumunda, bölgede özellikle tarım ve hayvancılık konularında istihdam yaratılabilecek, Trakya’nın ve hemşerilerimizin refah seviyesi artacaktır. Konseyimizin Facebook sayfasında yaptığımız bir ankete katılan yüzlerce hemşerimizin yaklaşık % 90’ı  projeyi istemediğini net bir şekilde ifade etmektedir.

 

“KANAL İSTANBUL PROJESİ TRAKYA’YA SALDIRIDIR”

 

Trakya genelinde itiraz dilekçelerimizi, bulunulan ilçede  kaymakamlıklara veya il valiliklerine vermeliyiz. Ayrıca, ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki İzin Denetim ve Yönetim Genel Müdürlüğüne’,  TC Kimlik numarası belirtilip açık adres belirtecek şeklinde hazırlanmış dilekçelerin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geleceğimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza karşı yaşama alanlarımızı savunmak bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Kanal İstanbul Projesi Trakya’ya ciddi anlamda saldırıdır. Buna dur demek gerekiyor. Sonuna kadar karşı çıkmak gerekiyor. Trakya olarak yer altı sularına, yaşam alanlarına, tarım topraklarına sahip çıkmak zorundayız. Bu gelecek nesillere karşı bizlerin bir sorumluluğudur. Trakya Kent Konseyleri Birliği olarak çağrımızı yineliyoruz. Tüm oda, dernek, sendika, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler dilekçe vermelidir. Kent Konseylerinde hazırlanmış örnek dilekçemiz vardır. Herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz. Hepimizin tepki vermesi gereken ortak bir sorun ve çocuklarımıza torunlarımıza karşı boynumuzun borcudur.

 

Yetkilileri ve Parti gözetmeksizin Yüce Meclis’te millet ve vatan uğrunda görev yapmaya yemin etmiş tüm vekillerimizi vicdan ve sağduyu ile konuya yaklaşmaya davet ediyoruz. Bu projeden bir an önce vazgeçilmelidir. Maddi çıkar ve rant uğruna evlatlarımızın geleceğinin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarıyla ve sağduyulu vatandaşlarımızla elele vererek projenin iptaline kadar mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz. Şehit kanlarıyla bedeli ödenmiş olan vatan topraklarının emperyalizme hizmet edecek biçimde şekillendirilmesine ve rant kapısı olmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”

 

Ertan BAYER

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 00:27 tarihinde yazdırılmıştır.