Medikent obezite ameliyatlarına başladı!

Yüzyılın hastalığı olarak kabul edilen Obezite, genetik ve beslenmeye bağlı olarak çağımızın en yaygın hastalıklarından biri. Ülkemizde ise Obeziteye bağlı olan hastalıkların pençesinde bulunan birçok hasta var.
Medikent obezite ameliyatlarına başladı!  

Medikent Hastanesi’ne bir süre önce başlayan;  Obezite Cerrahisi, Onkolojik Cerrahi ve Tip2 Diyabet Cerrahisi alanında uzun süredir çalışmalar yapan  Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü ARSLAN ile “Obezite Nedir?”, “Mide Küçültme Ameliyatları”, “Ameliyat Sonrası Kilo Kontrolü” hakkında konuştuk.

 

 

Obezite nedir?

 

Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar.

Obezite, insan yaşamını kısaltan, yaşam kalitesini ve beraberinde kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri olumsuz etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa daha zemin hazırlayan, tedavisi mümkün bir hastalıktır. 

 

Obezitenin belirtileri?

 

Obezite için en yaygın olarak kullanılan ölçüm, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ve bel çevresi ölçümüdür. VKİ, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m²) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Uzmanlar, VKİ değerlerini, normal kilolu, fazla kilolu, obez ve morbid obez şeklinde sınıflara ayırmıştır.

Vücuttaki toplam yağ miktarı kadar, yağın nerede biriktiğini bilmek de önemlidir. Karın çevresinde yağ birikimi, kalça ve vücudun diğer bölgelerinde yağ birikiminden daha fazla riske neden olur.

 

Obezitenin nedenleri?

 

Basit olarak tanımlamak gerekirse obezite, enerji dengesinin bozulması sonucunda oluşmaktadır. Diyet, egzersiz ve genler enerji dengesini oluşturur. Enerji alımının, tüketiminden fazla olduğu koşullarda enerji dengesi bozulmaktadır. Aşırı yağlı gıdalarla beslenenler tokluk hissine kavuşmadan sürekli yeme arzusu duymakta, gereğinden fazla enerji almakta ve depolamaktadır.

Bunun dışında çeşitli davranış değişiklikleri, fizyolojik, psikolojik, genetik, tıbbi ve endokrin nedenler de obezitenin oluşumunda etkili olmaktadır.

 

Obezite hangi hastalıkları tetikliyor?

Obezite; başta tip 2 diyabet olmak üzere hipertansiyon, kalp damar hastalıkları (kalp krizi, inme ve damar tıkanması ile seyreden pek çok rahatsızlıklar), meme, prostat, jinekolojik sorunlar ve kalın bağırsak kanseri oluşumunda önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca kireçlenme, safra kesesi taşı oluşumu, reflü, varis hastalıkları, adet düzensizlikleri, infertilite, doğum zorlukları, uyku apne sendromu, uyku bozuklukları ve depresyon dahil pek çok hastalığın oluşumunda da obezitenin önemli etkisi bulunmaktadır.

 

Obezitenin tedavisinde  en etkili yöntem nedir?

Obezite cerrahisi, tedavide her hasta için ilk seçenek değildir. Hastalar öncelikle diyet ve egzersizle kilo kontrolü programlarına alınmakta ancak vücut kitle endeksi çok yüksek olan aşırı kilolu hastalarda bu program, uzun dönem sürdürülebilir kilo kaybı sağlayamamaktadır. Bu nedenle bazı hasta grupları için kalıcı kilo kontrolü sağlayan en etkili yöntem obezite cerrahisidir. Obezite cerrahisinin kilo verme konusunda kesin ve kalıcı bir etki sağlaması için kişinin önemli bir operasyon geçirdiğinin bilincinde olması, ameliyat sonrasında beslenmesine ve egzersizlerine devam etmesi gerekir. Bu hastaların kilo verme hızları çok yüksektir ancak kilonun korunması için kişinin yaşam tarzını kalıcı olarak değiştirmesi ameliyatlardan sonraki dönem için de oldukça önemlidir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte obezite cerrahisi alanında önemli gelişmeler olmuştur. Kapalı yani laparoskopik yöntemle yapılan obezite ameliyatları sonrası hasta kısa zamanda iyileşir ve günlük hayatına kolaylıkla geri dönebilir. Ameliyat sürecinin kolaylaşması ve ameliyat sonrası risklerin azalması obezite tedavisinde cerrahi yöntemlerin tercih edilme oranını arttırmıştır. Üstelik başarılı bir obezite cerrahisi sonrasında hastanın yaşadığı, obeziteden kaynaklanan sağlık problemlerinden de kurtulmak mümkündür.

Obezite Tedavisinde Kalıcı Kilo Kontrolü: “Obezite Ameliyatları”

Tedavi ve diyet programlarıyla kilo vermeyi başaramayan, Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40’dan yüksek ya da BKİ’i 35’den yüksek ve kronik bazı hastalıkları bulunan ve bu nedenle önemli sağlık sorunları yaşayan kişilere tedavi amaçlı uygulanan cerrahi girişimlere “Bariatrik Cerrahi” ya da Obezite Cerrahisi adı verilmektedir. Obezite tedavisinde önemli bir yere sahip olan obezite (bariatrik) ameliyatlar ile hastalar normal kilolarına dönebildiği gibi bu kişilerde obeziteyle ilişkili hastalıkların görülme sıklığı da azalmaktadır. Kapalı cerrahi yöntemiyle (laparoskopik) ve robotik olarak yapılan obezite ameliyatları sayesinde ise hastaların iyileşme süreci kısalmaktadır. Kilo vermek için obezite (bariatrik) ameliyatı olmuş hastalar arasında yapılan araştırmalar ameliyat olmuş kişilerin, olmayanlara kıyasla, daha düşük oranda obeziteyle ilişkili kanserlere yakalandığını ortaya koymuştur. Bunun nedeni sadece diyet ve spor ile hedeflenen kilo kaybı girişimleri vücutta %7-10’luk bir kilo kaybıyla sonuçlansa da, obezite (bariatrik) ameliyatlar, gerekli hayat tarzı değişikleriyle desteklendiğinde, ilk yılda %80 oranında kilo kaybını sağlamaktadır.

Obezite cerrahisi öncesi hastanın yeme-içme özellikleri, diyabet ve yaşam tarzı, diğer hastalıkların durumu göz önüne alınır. Cerrahi, genellikle 18-65 yaş arasında uygulanabilir. Hastaya cerrahi işlem uygulanabilmesi için bazı şartlar gereklidir.

Obezite tedavisinde Medikent Hastanesi’nde belli başlı uygulanan yöntemleri şöyle sıralayabiliriz;

·         Endoskopik Mide Balon Tatbiki (Midede 6 ay kalan / Midede 12 ay kalan)

·         Kısıtlayıcı ameliyatlar (Sleeve Gastrektomi / Tüp Mide Ameliyatı)

·         Kısıtlayıcı ve besin emilimini bozucu ameliyatlar (Mini Gastrik Bypass, Raux.NY Gastrik Bypass Ameliyatları)

·         Tip2 Diyabet Ameliyatı

 

Ameliyat olabilecek hasta grupları;

·         Vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde veya obeziteden kaynaklanan hastalıkları olan VKI 35-40 arası hastalar,

·         En az 5 yıldan bu yana tedavi edilemeyen obezite hastalığı bulunan kişiler,

·         Bir yıllık ilaç ve diyet sonucunda hastalığın seyrinde değişim olmayan kişiler,

·         Endokrinolojiyi ilgilendiren hastalıkları bulunmayanlar,

·         Aşırı alkol veya uyuşturucu madde bağımlısı olmayanlar,

·         Anlama ve uyum kabiliyeti tam olan ve operasyon sonrası obezite ekibiyle eşgüdümlü olabilecek hastalar,

·         Ameliyata engeli bulunmayan kişiler.

Kişiye özel cerrahi nedir?


Kişiye hangi ameliyat yönteminin uygulanacağı; kilosu, obeziteye eşlik eden hastalıkları ve yeme alışkanlıklarına göre planlanmaktadır. Ameliyat tekniği ve uzun dönem sonuçları açısından birbirinden farklı olan çeşitli tip ve uygulamada obezite cerrahisi yöntemi bulunmaktadır. Bugün için Laparoskopik Sleeve  Gastrektomi (Tüp mide ameliyatı), Roux-En-Y Gastrik Bypass ve Mini Gastrik Bypass kabul gören, tercih edilen ve uygulanan yöntemler arasındadır.

Medikent Obezite Cerrahi merkezlerinde cerrahi işlem uygulanan hastalar, ameliyat sonrasında da  kişilerin kalıcı kilo kontrolü ve/veya mevcut sağlık problemleri için tıbbi beslenme tedavisini planlayan ve yaşam şekli haline gelmesi için beslenme eğitimini veren uzman diyetisyen, yeme davranış bozuklukları tedavisi konusunda deneyimli davranış terapisti psikolog,  kişiye özel ve fiziksel durumuna uygun egzersizleri planlayan fizik tedavi uzmanı ve fizyoterapistlerce birlikte takip edilmektedir. Obezitenin yol açtığı ek sorunlar, bu ekibe destek veren diğer uzmanlarla birlikte çözülmekte; hastalar “butik konsept”te bağımsız bir birimde, bütüncül bakış açısı ve kişiye özel programla izlenmektedir.

 

Obezite cerrahisinin hasta yaşam konforuna katkısı

·         Hastanın kalp hastası olma ve kalp krizi geçirme riski düşer. 

·         Astım atakları azalır ve bazı hastalarda bu ataklar tamamen kaybolur.

·         Solunum, ameliyattan birkaç ay sonra düzene girer.

·         Hasta, obezite yüzünden bırakmak zorunda kaldığı fiziksel aktivitelere yeniden başlayabilir. 

·         Reflü nedeniyle oluşan mideden yemek borusuna asit kaçışı azalır.

·         Yüksek tansiyon kontrol altına alınır.

 

Ertan BAYER

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Nisan 2024, 01:16 tarihinde yazdırılmıştır.