“10 TANE SAROS’UM OLSA BİRİNİ VERMEM”

Saros Körfezi’nde yapılması planlanan FSRU Liman Projesi tartışmaları da beraberinde getirdi.
“10 TANE SAROS’UM OLSA BİRİNİ VERMEM”  

Çevre gönüllüsü Hakan Dedeoğlu, Saros Körfezi’nde yapılması planlanan limanın 2010 yılında Özel Çevre Koruma Koruma Bölgesi ilan edilen alanda olduğunu söyleyerek, “O zaman herkes sevinmişti. Ancak şimdi liman için alınan kararı anlamıyoruz. Saros Körfezi hava kirliliği had safhaya ulaşan Aliağa’ya benzemesin” dedi.

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Saros Körfezi’nde yapılması planlanan sıvılaştırılmış doğalgaz limanı olan FSRU Liman Projesi’ne ÇED olumlu kararı vermesinin ardından ÇED olumlu kararının reddine ilişkin açılan dava kapsamında Edirne İdare Mahkemesi bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulundu.

Saros Gönüllüleri Dayanışma Komisyonu’nun da bulunduğu bilirkişi incelemesinde, bölge halkı Saros’a yapılacak olan limanın bölgenin ekosistemini tamamen bozacağını söyledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Saros Körfezi’ni 2010 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ettiği ortaya çıktı. Bakanlığın hem koruma bölgesi ilan edip, 9 yıl aradan sonra bölgenin kuzey kıyılarına doğalgaz limanı yapmaya çalışması tepkileri artırdı.

 

144 ÇEŞİT BALIK 78 TÜR DENİZ BİTKİSİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın halihazırda kendi sitesinde bulunan Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında Saros Körfezi’nin 144 çeşit balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür süngere ev sahipliği yaptığı, sualtı zenginlikleri ile dolu ve sualtı etkinlikleri ile ilgilenenler için oldukça önemli bir bölge olduğu belirtildi. Öte yandan aynı metinde “Körfez içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir. Kaptan Cousteau 1970’li yıllarda gemisi Calipso ile Türkiye’yi ziyareti sırasında bu körfezde dalış yapmış ve ‘Kızıl Deniz’in kuzey versiyonu’ olarak nitelendirmiştir” ifadelerinin yer aldığı görüldü. Bakanlığın Saros hakkında tüm bu açıklamalarına karşı bölgeye yapılacak liman hakkında Çevresel Etki Değerlendirme olumlu raporu vermesi tartışmaları da beraberinde getirdi.

 

“O ZAMAN HERKES SEVİNMİŞTİ”

Saros’un 100’den fazla balık çeşitliliğine ev sahipliği yaptığını ve endemik türleri barındırdığını söyleyen Hakan Dedeoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 9 yıl önce “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edip, şimdi aynı bölgeye FSRU limanı yapmaya kalkışmasının tezatlık içerdiğini söyledi. Dedeoğlu, “2010 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan etti. Daha önce de belirtmiştim. Neredeyse 9 yıl öncesine ait bir karar bu. O zaman herkes sevinmişti. Saros bilinen, yaşanan bir nokta olduğu için bu onaylanmıştı. Dünyaca ünlü deniz bilimci kaptan Kusto’nun Kızıldeniz’deki yaşamı incelemesi tüm dünyaca bilinir. Aynı mantıkla bu çerçevede 1970’li yıllarda Saros’la ilgili de incelemelerde bulunup Saros için ‘Kızıldeniz’in kuzey versiyonu’ demiştir. Aslında her güzelin temelinde var oluş ve yok ediş tetiklemesi vardır” diye konuştu.

 

ALİAĞA ÖRNEĞİ

Dedeoğlu, Saros’a yapılmak istenen limanın ikinci bir Aliağa oluşturacağını söyleyerek, İzmir’in deniz kıyısındaki Aliağa ilçesinin aşırı sanayileşme ve gemi söküm merkezleriyle bölgenin en kirli havasına sahip olduğunu hatırlattı. Dedeoğlu, “Türkiye’de iyi yapılan şeyler biz temelli, kötü yapılanların hepsi dış temelli. Bu ülkede bizler değil, şu anki geçmiş iktidarlar dahil uzun süredir gerektiği kadar sahip çıkamadık. Foça’da eskisiyle yenisiyle Aliağa’da odaklanan petrol temelli sanayileşme sonrası giderek büyüyen çevre zararları ortaya çıkmıştır. Ülke ve millet olarak silkinmemiz lazım. Bu gerçekleri çok net görmemiz, ormanı odun olarak görme alışkanlıklarımızı görmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

 

“10 TANE SAROS’UM OLSA BİRİNİ VERMEM”

Saros’un kendi kendini temizleyen dünyadaki 5 körfezden biri olduğunu hatırlatan Dedeoğlu, “Saros müthiş bir koy. 10 tane Saros’um olsa birini vermem. Bu körfezin dünyada 2’nci örneği yok. Suyu kendi kendine temizleyebilen bir özelliğe sahip körfez Saros. Endemik türleri barındıran bir bölge Saros. Hiçbir yerde olmayan 6-7 bitki türü var” dedi.

 

DEPREM YA DA YANGIN BÖLGEYİ ETKİLER

Dedeoğlu, FSRU limanının yapılmak istendiği Gökçetepe ile Sazlıdere köyleri arasında yaklaşık 5 bin kişinin yaşadığını söyleyerek, bölgede 7 büyüklüğünde depremin beklendiği Ganos fayının olduğunu hatırlattı. Dedeoğlu, “Turizm konusunda yıldızı parlayan ve seyyar boyutlarda kamp ilişkileri çok yoğun yaşanan bölgedir. Orada yarın öbür gün deprem ya da benzer sebeple patlama yaşansa bütün bölgeyi etkiler” diye konuştu.

 

ORAYI TARTIŞMAK BİLE YANLIŞ

Dedeoğlu, Saros’a kar zarar şeklinde baktığını belirterek, “Orada çok büyük bir keyfiyet var. Orada bilirkişi geldiğinde Çanakkale yönünde olsa ne olur diye sorduğumuzda bize ‘Boğaza yakın olmadığı için maliyetli oluyor’ dedi. Burada kar zarar tabi ki bakış açısıdır. Ama biz halk olarak iş yapmıyoruz ki. İş de yaptırmıyoruz. Bizim verdiğimiz paraları amaç dışı kullanamazlar. Saros çok önemli bir yer. Orayı tartışmayı bile yanlış görüyorum. Bu tip şeyleri planlayan kişilerin böyle bir derdi yok. Onlar burada oturmuyor, burada yaşamıyor. Halk bu işe çok net şekilde ve doğru olmak kaydıyla tavrını koymak zorundadır. Hukuk birçok noktada, birçok sebeple çok farklı işleyebiliyor. Ama bu hukuksal olan tüm konuların adaletli olduğunu söyleyemeyeceğim” diye konuştu.

 

KESİNLEŞMİŞ DANIŞTAY KARARI VAR

Öte yandan Saros Gönüllüleri Dayanışma Komisyonu’nun yaptığı yazılı açıklamada Danıştay 6’ncı Dairesi’nin Saros hakkında kesinleşmiş kararı olduğu belirtildi. Komisyon, “Danıştay 6. Dairesi Başkanlığı’nın verdiği karara göre Enez Dalyan Gölü’nden Evreşe Ovası kıyısına kadar uzanan kuzey Saros Körfezi kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik çeşitliliğin korunması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği Danıştay kararları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından bağlayıcıdır.  Kesinleşmiş olan bu Danıştay kararları Saros kıyılarını koruma altına almıştır” ifadelerini kullandı.

 

45 BİN İMZA TOPLANDI

Komisyon, Saros Körfezi’ne yapılması planlanan FSRU limanına karşı 45 bin imza toplandığını hatırlatarak, “Proje için ÇED raporunun hazırlanmasından sonra Keşan Kent Konseyi ile birlikte hareket ederek, halkın katılım toplantılarında bölge halkının yanında olup sesimizi basın yoluyla tüm Türkiye’ye duyurduk. 4 Ağustos 2018 tarihinde bölgeye dair acele kamulaştırma kararı alınmasından sonra süreci takip ederek parsel sahiplerinin iptal davaları açmaları için dayanışma içinde olduk. Tüm Saros kıyı kesimlerinde hatta Trakya bölgesinde bültenler hazırlayıp halka dağıtarak hem halkı bilgilendirdik, hem de 45 bin ıslak imza toplayıp itiraz dilekçelerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduk.  17 Mayıs 2019 da avukat Bülent Kaçar’a vekaletlerimizi vererek bakanlığın Çevre Etki Değerlendirmesi Olumlu kararına karşı yürütmeyi durdurma ve iptal davamızı açtırdık.

 “YIKIM PROJESİ OLMASIN”

Komisyon açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı hazırlanmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nce 22 Ocak 2018 tarihinde onaylanmıştır. Proje alanında 1 / 100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni planı ve 1 / 25000 ölçekli Edirne Çevre Düzeni Planı çalışmaları yapılmıştır. Bu plan hükümlerine göre proje alanı Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi Turizm Merkezi olarak planlanmıştır. Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Saros Körfezi’nde özel ekolojik değerlerin yıkım projesi olan FSRU Liman ÇED başvuru dosyasında bakanlığın görevi ÇED olumsuz kararı vermektir.”

Ertan BAYER

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 01:00 tarihinde yazdırılmıştır.