LÜLEBURGAZ ADD’DEN ZORUNLU AÇIKLAMA

Atatürk'ün manevi hatırasının ve derneğimizin doğrudan hedef alınması nedeniyle, Hürfikir Gazetesi'nde İlyas Şen imzası taşıyan 19.04.2019 tarihli yazının sahibine prim vermemek veya fayda getirmeyecek bir tartışma silsilesi başlamasına sebep olmamak adına ve en güzel cevabı halkımızın vereceğini bilmenin huzuru içerisinde son kez olmak üzere, cevap hakkımızı kullanarak aşağıdaki bildiriyi kamuoyuna saygılarımızla sunarız.
LÜLEBURGAZ ADD’DEN ZORUNLU AÇIKLAMA  

 

                ADD kamu yararına faaliyet gösteren dernek statüsünde olan ve kendini Atatürkçü olarak tanımlayan herkesin ortak değeridir. Bu ifade şu anlama gelmektedir: Herhangi bir ayrım yapmaksızın kendisini Atatürkçü olarak tanımlayan herkesin üye olma hakkı vardır. Kimsenin bu hakkına mani olma niyetimiz olmadığı gibi haddimiz olmadığının da bilincindeyiz. Bu nedenle aramıza farklı düşünce sahibi Atatürkçülerin de katılmalarından memnuniyet duyacağımızı belirterek, bu cevabi bildirimizin aynı zamanda açık, samimi ve gönülden bir davet olduğunu da bildirmek isteriz.

                Dolayısıyla bilinmelidir ki; derneğimizin hiçbir partiyle göbek bağı olmaması nedeniyle kuruluş amacından aykırı fiil ve söylemlerde bulunanların CHP içerisinde bulunması halinde, CHP de hariç olmamak üzere hiçbir parti veya oluşum olduğu fark etmeksizin ülkemizin ve derneğimizin kurucu değerlerine aykırı gelişmelere aynı kararlılıkla gereken cevabı vermekten kaçınmak gibi bir lüksümüz ve amacımız bulunmamaktadır. Yazarın 19.04.2019 tarihli yazısında belirttiği ifadeleri Mehmet Bekaroğlu reddetmektedir. Eğer böyle bir sözü var ve arkasında olduğunu belirtmesi halinde, elbette kimseden icazet alma ihtiyacı duymaksızın derneğimiz gerek genel merkez gerekse de şubeleri nezdinde muhataplarına gerekli cevabı vereceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

                Cevaba konu yazıda samimi bir fikir beyanı yerine, karalama çabası içerisinde kaleme alınmış olması nedeniyle cevaba konu yazıda bir anlam bütünlüğü bulunmamaktadır. O yüzden ilgili yazıda araya sıkıştırılan birkaç basit ifadeye, şu birkaç cümle ile cevap verilerek yetinilecektir. Öncelikle savaş meydanlarında düşmandan, hakkında ölüm fermanı ve fetvası verenlerden korkmayan bir kişinin gerçekten uçak korkusu bulunsa dahi bunu ''bilinmeyen bir yönü ortaya koymak'' iddiasıyla dile getirmek gülünç olmaktan öte değildir. Yazarın bahsettiği hediyeler konusunda ise eleştirilebilecek olan, diplomatik teamüllere uygun bir nezakete binaen ve devlete ait olmak üzere kabul edilen hediyelerin kabulü değil, bin yıllık devlet geleneği olan ülkemizde muktedir yöneticilerin izlediği günübirlik, tutarsız ve plansız dış politikalar nedeniyle dünya nezdinde itibarının büyük değer kaybetmesi olduğu aşikar bir şekilde ortadadır. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde ise ülkemize tüm dünyada gıptayla bakıldığı ve pek çok mazlum toplumun ülkemizi örnek aldığı herkesin malumudur.

                Atatürk ve cumhuriyet değerleri hakkında düşünce paylaşımı ve fikir beyanı adı altında gösterilen saldırgan tutuma müsamaha göstermek mümkün değildir. Ülkemiz gündeminde dini konu ve hassasiyetlerle ilgili herhangi bir sorun bulunmamasına rağmen T.C. Devleti'nin bu değerlerle bir sorunu varmış gibi suni bir gündem ve sorun yaratmanın milletimize herhangi bir fayda getirmeyeceği ortadadır.

                Aslında esas güncel, mühim ve tartışılmaya değer konuya dönecek olursak; cevabımıza muhatap cesur kalemin(!) şu soruların cevabını vermekten imtina etmeyeceğini umut etmekteyiz: Ülkemizde herşey yolunda mıdır, eğer değil ve iktidar gücünü elinde bulunduran yöneticilerin kusur işlemekten muaf olduğunu düşünmüyorsa, yolunda gitmeyen konularda ülkemizi yönetenlerin sorumluluğu yok mudur? Dahası milliyetçi bir kişinin halihazırda bazı adalarımızın Yunanistan tarafından fiilen işgal altına alınmasını engelleyemeyenler hakkında sözü yok mudur? ''Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim'' diyen Hz. Muhammed(sav)'in tebliğ ettiği dine mensup olan bir kişinin herkesçe malum bazı kurum ve bunlara bağlı yurtlarda yaşanan çocuk istismarı ve daha bunun gibi pek çok konuda aynı duyarlı ve cesur gazetecilik refleksini(!) gösterip gösteremeyeceğini ve bunun takdirini bizzat yazarın kendi vicdanına ve kamuoyuna bırakmaktayız.

                Başta da belirtildiği gibi görülen lüzum üzerine son kez ilgili şahsa karşı cevabi beyanda bulunduğumuzu bildirir, gayret ve çabamızı şehrimiz ve ülkemiz adına daha faydalı işler gerçekleştirme çabasına odaklanarak milli kurtuluş yolunun kilometre taşlarından olan 1919 yılının 100. yıldönümü içinde bulunmanın verdiği azim ile elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ederek çalışmalarımıza devam edeceğimiz kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

                                                                                              ADD Lüleburgaz Şubesi Yönetim Kurulu

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 23:01 tarihinde yazdırılmıştır.