Türkiye Şeker Kurumu Kapatıldı!

Bunun Türkçesi; "Memleketimize ait pancar kullanılmasın, köylümüz kalkınmasın da insanımız sağlıklı olmasın"dır. Aslın da!
Türkiye Şeker Kurumu Kapatıldı!

Bu karar kesinlikle tatlandırıcıların önünü açacaktır. Diğer taraftan da şunu belirtmekte yarar olduğunu düşünüyorum.  Şeker Kurumu’nun OHAL kapsamında kapatılması çok önemli bir olumsuzluktur. Öte yandan kurumun işlevi aslında en az bir yıl önce bitmişti. Yönetim kurulu o süre içinde toplanamadığı için de adeta işlevsizleştirilmişti.

Şeker Kurumu’nun açık olduğu dönemi değerlendirdiğimizde ise yıllardır pancar ekmek isteyene kota engeli, şekerde ithalatın artması, tatlandırıcı firmaların ülkeye sokulması ve yıldan yıla kotalarının artırılması ve üreticilere yönelik olumsuzluklar vs. tüm bunları yan yana getirdiğimizde asıl meselenin karar vericilerin bu topraklarda üretilen ve üretenler adına karar alıp almaması olduğunu söylemek zorundayız. Konuyla ilgili olarak, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök de Sendika olarak Şeker Kurumu varken dahi nişasta bazlı şekere karşı açtıkları davalardan dokuzunu kazandıklarını, ancak üretimin artmasını engelleyemediklerini ifade etmiştir. Gök, "Bundan sonra açacağımız her dava, sanki Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na açılmış bir dava gibi algılanacak, en azından siyasallaşmış bir konuma geleceğiz. Bu bile şeker sektöründeki olumsuzluklarla ilgili mücadelede siyasi bir yapıya bürünmüş olacak. Şeker- İş Sendikası olarak bunun bile yanlış olduğunu düşünüyoruz" demiştir. Dolayısıyla “doğru kararlar veren bir Şeker Kurumu” açık kalmalıydı, kalmalıdır. Genel olarak tarım, özel olarak pancar bitkisi ve şeker siyaset üstü bir konu olarak değerlendirilmeli, özenle korunmalı, kesinlikle desteklenmelidir. 

Gök ayrıca şunları kaydetmiştir: "Şeker Kurumu'na atanan yöneticilerimizin hepsi deneyimli ve birikimli insanlardı. Mesela devletin şeker fabrikalarından bir üye var, pancar üreticilerinden bir üye var, özel şeker fabrikalarından bir üye var, nişasta bazlı şeker üretenlerden bir üye var, Sanayi Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Hazineden de bir üyesi olan, 7 kişiden oluşan kurul vardı. Bu deneyimli insanların yerine bakanlıktaki memurlarla şeker sektörü piyasasının denetlenmesi söz konusu. Şu ana kadar Tarım Bakanlığı'nın şeker sektörüyle ilgili bir deneyimi yok. Dünyadaki gerçeklere bakarak, pancar bitkisine mutlaka teşvik yapılması gerekiyor. Türkiye'deki teşvikin 14 katını Avrupa Birliği yapıyor, 14 katını ABD yapıyor. Çiftçiyi destekliyorlar. 2000'li yıllarda Türkiye'de yıllık 2 milyon 500 bin ton şeker üretiliyordu, nüfusumuz 66 milyondu. Yıl 2017, nüfusumuz 84 milyon, pancar şekeri üretimi 2 milyon 500 bin tona ulaşmıyor. Bu bile pancar şekeri sektörünün ne kadar gerilediğini gösteriyor.”

Yeni Mesaj Gazetesi’nden, Yusuf Karaca 29 Aralık 2017 günkü yazısında ise “Kandırılıyoruz Ey Millet” demiş. “Türkiye Şeker Kurumu kapatıldı. Şeker üretmeyen Türkiye’nin Şeker Kurumu’na da ihtiyacı kalmadı. Şekerin yerini NBŞ aldı. Son KHK ile Türkiye Şeker Kurumu kapatılınca NBŞ üretimi yapan şirketler, eminim ‘çak’ yapmışlardır. Şu Davutoğlu’nun Bayan Clinton ile ‘çak’ yapması gibi. ABD’ye gidince Clinton ile ‘çak’ yapmıştı! Neyse.”

“NBŞ deyince akla ne gelir? Cargill gelir. ‘Cargill’ denince akla kim gelir? Tabi ki, ABD. ABD Başkanı Bush geldiğinde bizim hükümet ile bir Cargill toplantısı yapmıştı. Yani Cargill’i ABD başkanları gözü gibi korurlar. ABD’nin en zengin dördüncü ailesine ait… Bu kadar önemli ABD için. ABD’ye ‘şeker’ tadında bir kıyak geçildi. Türk şekerini koruyacak kurum kalmadı. ABD’li firmalar kazansın diye Şeker Kurumu’nu kaldır. Şekere kota koy, NBŞ denen “zehire” ise kotayı kaldır. Sonra neden bu ülkenin gençleri, otuzunda kanser olup ölüyorlar diye sakın düşünme. Bu kadar hastalık, bir ülkede olur mu kardeşim!  Şeker Kurumu’nda FETÖ mü çıktı da KHK ile kapattınız! NBŞ’yi onkologlar, ‘zehir’ olarak tanımlıyor. Yediğimiz bütün şekerimsi tatlar, NBŞ’dir. Gazozdan çikolataya ve hamur tatlılarına kadar uzanan geniş bir yelpazede, birçok şekerli üründe kullanılan NBŞ’ler, mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor.  Nişasta parçalanarak glikoza, ardından da früktoza dönüştürülüyor. Kullanılması sonrasında vücuttaki bağışıklık sistemi sıfırlanıyor! Bu tür yapay şekerler kanserden kalp hastalıklarına, yağlanmadan karaciğer yetmezliğine birçok hastalığa yol açıyor. NBŞ; Hollanda, Avusturya, Fransa, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Portekiz, Danimarka, Slovenya ve İngiltere’de yasak.”

Son KHK ile Şeker Kurumu'nun kapatılmasının temel sebeplerinden birisi de maalesef bu konuya temas etmektedir. "Memleketimize ait pancar kullanılmasın, köylümüz kalkınmasın da insanımız sağlıklı olmasın"dır bunun Türkçesi. Aslın da! Bu şekilde ülke olarak doğru noktaya varmamız mümkün değil. İlişkileri bütünüyle görmek ve gereğini yapmak birinci vazifemiz olmalıdır, hepimizin. Vatanımıza sahip çıkmak adına gereğini samimi olarak yapmalıyız. Gelinen noktada, yanlışların düzeltilmesi beklenirken benim insanım diğer taraftan hızla yok oluyor! NBŞ devleri işlerini iyi biliyorlar. Bazı yöneticiler sağlık sorunu yaşamasa her şeyin para olmadığı gerçeğiyle bile yüzleşmeyeceklerdi. Keşke bunlar olmasaydı da bu asalak tatlandırıcılar sınırlarımızdan içeri giremeseydi. Umarım en kısa sürede bu firmaların üretimlerine sınır getirilir, ya da son verilir. Sonuç olarak, savaşta bile NBŞ’nin yol açmakta olduğu kadar etkili ve kalıcı kayıplar olmayabilir. Her adımda bunu hatırda tutmak zorundayız.

 

GELECEĞİNE SAHİP ÇIK!

Hakan Dedeoğlu - Lüleburgaz

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 12:28 tarihinde yazdırılmıştır.