Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 21 Şubat 2014, Cuma 09:15:14 tarihinde eklendi. 488 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Medya ticari değil, ideolojiktir -

Medya ticari değil, ideolojiktir

Birçok insan televizyon ve gazeteleri ticari birer kurum sanır. Yani bir gazete çıkartan veya televizyon kuran şahısları bu işten para kazanmak için yaptıklarını sananlar vardır. Asla işin esası öyle değildir. Medyanın bütün organları bir ideal için, bir hedefe hizmet için vardırlar. Yaşamaları için elbet biraz paraya da ihtiyaç vardır ama para sadece yaşamaları için yayın hayatlarını sürdürebilmek için gerekir. Yoksa esas hedef mensubu olduğu teşkilat veya devletin menfaatlerine hizmet etmektir. Onun içinde gazetelerin manşetleri genellikle aldatıcıdır, gerçekleri duyurmak için değil, gerçekleri saptırmak içindir.

Mesela 1950’li yıllarda bir gazete şöyle bir manşet atıyor. “MENDERES KAZIKLANDI.” Büyük puntolarla tam sayfa atılan bu manşeti ilk görenler ne düşünür?

Tabiki 1950’li yıllarda Başbakan olan zatın soy adı da MENDERES’tir. Akla ilk gelen o olmaz mı?

Yani birileri Başbakan Menderes’i aldatmış ve de kazıklamıştır.

Öyle mi?

Eğer gazetenin sadece manşetini okursan anladığın budur. Ama alttaki yazılarını da okursan durum şudur “Menderes nehri taşkınlarla, etrafına zarar verdiğinden, etrafına büyük beton kazıklar çakılarak selin zarar vermesi önlenmiştir.” Neymiş? Mevzu olan Menderes nehriymiş iyi ama bir gazetenin alt yazılarını yüz bin kişi okursa, manşetini beş yüz bin kişi okur. Zahmet edip teferruatına kaç kişi bakar ki.

Manşetin hedefi Başbakan Menderes’i itibarsızlaştırmak, onun akılsız aldatılabilir bir aptal olduğunu şuur altlarına yerleştirmektir. İşte o gazetenin çıkarılış sebebi budur. Ve de Başbakan üzerinden milli iradeye ve Türkiye’ye saldırmaktır. Onu hangi ülkenin istihbaratı devreye soktuysa o ülke menfaatleri adına yalan söylemek, ya da halkı manipüle etmektir.

Bugünde aynı mevzuda manşetler, görüntüler, yalan veya aldatıcı haberler alabildiğine çoktur. Hatta bugünkü medya savaşları o kadar acımasız ki, adeta bu ülkeyi batırmak veya kalkınmasını durdurmak için yapmayacakları yoktur.

Mesela Doğan Medyasını düşünelim. Bunların bütün yayınları aldatmak, yanıltmak, saptırmak üzerinedir. Doğru yazdıkları, gerçeği söyledikleri çok nadirdir. Eğer ara sıra doğru bir haber verirlerse bilinki daha büyük yalanlarına bizi inandırmak içindir. Hani insan yalanda söyleyebilir ama hiç olmasa yalanları ve dolanları ülke menfaatlerine olsa anlarım. Tam tersine her yayınları, her yalanları, bu ülkeye ve bu millete sabotaj içindir.

Bunlar asla bu milletten değildirler. Bu milletin menfaatlerini asla savunmazlar. Mesela, uzun zamandır yayın yapan bir gazete vardır. 1945’e kadar koyu Almancı, yani Hitlerciydi. Hitlerin doğum günlerini kutlamaya giderlerdi. 1945’te Hitler öldü, Almanya yenildi, ondan sonra Stalinci oldu. Taki 1990’a kadar. 1990’da da komünizm yıkıldı, şimdi ateşli bir Atatürkçü oldu. Bu gazete gibilerin ne Hitlerciliği, ne komünistliği, ne de Atatürkçülüğüne güvenilir. Hepsinde de buram buram sahtekârlık kokar. Varsa yoksa arkasına güçlü bir dayanak bulup, işi Türkiye’ye, Türk Milletinin milli ve manevi moral değerlerine saldırmaktır. Onların sayfalarında bu millete küfredenleri bulursunuz. Bu milletin moral değerlerini yükseltenleri, sanatçı olsun, tarihçi olsun her kim olursa olsun bunların sayfalarında göremezsiniz.

Anlatmak istediğim, uluslararası güçlerden maddi, manevi destek alan bu vicdansız ve kansız medya bu milletin asla dostu değildir.

Bu medyanın ana gücünü Doğan Kartel grubu teşkil ediyordu. Bir ara Sabah Grubunun milletten yana geçmesiyle ufakta olsa bir denge kurulmuştu. Şimdilerde deniz aşırı güçlerin müdahalesiyle, Zaman Grubunun da Doğan Karteliyle yayın birliğine yanaşmasıyla yine ağırlık “Müptezeller” tarafına kaymış gibi görünüyor. Bereket ki Türk Milleti bunlara inanmıyor da yalanları her zaman havada kalıyor.

Eğer doğruları medyadan öğrenerek siyasi tercihlerini ona göre yapmaya kalkarsan hapı yutarsın. Kendin gözlemleyeceksin. Eğer üstünden geçtiğin yolu, köprüyü, kullandığın elektriği, arabayı, semalarımızda uçan uçakları göremiyorsan sen ideoloji esirisin.

Geç aynanın karşısına ve seslen “sen kimsin? Hangi Millettensin?” diye haykır.

 

Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek