33’üncü 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği başladı
Çatı yangını 3 saatte söndürüldü
Selami Tezcan’dan basın açıklaması
Kaymakam Yüce’den 23 Nisan mesajı
Bu yazı 07 Ocak 2014, Salı 09:17:34 tarihinde eklendi. 1683 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Türkiye’de iftira tahribatları” -

“Türkiye’de iftira tahribatları”

“Dikkat, dikkat, dikkat…Adnan Menderes ve arkadaşlarını on iki uçak dolusu altınla kaçarken yakaladık…”Bedii Kireçtepe Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı

Bu anons 27 Mayıs 1960 sabahı Eskişehir Belediye hoparlöründen defalarca okunmuştur. Bu ilanın tam metni bende mevcuttur, saklıyorum. Ayrıca o gün orada çalışmakta olan ve bu ilanı defalarca dinleyen bir büyüğümüzde halen kasabamızda yaşıyor, canlı şahididir.

Gelelim iftiranın esasına. Bu ilanı yaptıran Hava Tuğgeneral Bedii Kireçtepe, acaba kimlere inandı da bu ilanı yaptı? Bu iftira ve yalan haber o zaman bütün Türkiye’de yayılmış ve herkese duyurulmuştu. Ama yalandı, iftira idi. Alçakça ve kahpece uydurulmuş ve de bir hedefi olan, bir iftira idi.

Nitekim değil on iki uçak dolusu altın, bir tane bile bulunmadı. Üstelik de Mendereslerin meşhur Umurbey Çiftlikleri vardı. Bu çiftlik siyasete atılmadan sekiz bin dönüm iken son zamanlarda sekiz yüz dönüme düşmüştü.

Neden? Çünkü dürüst adamın siyaseti öyle olur. Çiftlik siyaset yolunda harcanmıştı. Ama alçaklara göre Menderes ülkeyi sattı, parayı götürdü, hem de uçaklar dolusu.

Peki, neden on iki uçak dolusu? Şundan Adolf Hitler diyor ki “Büyük bir yalan söyleyeceksiniz, ama yalan büyük olacak, sonra onu devamlı tekrar edeceksiniz, göreceksiniz ki başlangıçta size inanmayanların birçoğu sonradan inanmaya başlarlar.”

Neden yalan büyük olacak? Çünkü küçük yalanla kimse ilgilenmez.

Mesela “Menderes bir uçak dolusu altın çalmış” desek dikkat çekmez. “On iki uçak dolusu” deyince duyan gözlerini fal taşı gibi açıyor. İnanmasa da dinliyor. Öyle ya her uçak beşer ton olsa altmış ton eder. Vay hırsız vay!

İşte bu iftiralar böyle akıllı alçaklar tarafından uyduruluyor, sonra onların özel kanalları ve medyaları var. O kanallar vasıtasıyla bütün ülkeye yayılıyorlar.

Koku ve pislik her zaman aynı lağım çukurundan çıkıyor. Eğer ülkemizde bir “İftira ve fitnelikler” tarihi yazılsaydı hepsinin aynı fabrikanın malı, aynı kafanın eseri, aynı lağımın pisliği olduğu net bir şekilde görülecekti. Çünkü bu yalan ve iftiralar sadece bugüne ait değildir. Bu yalanlar yüz elli yıldır bu coğrafyada çalışır. Abdülhamit’e atılan iftiralarla, Menderes’e atılan iftiralar aynen benzerler. Ben bu alçaklarla ilgili yüzlerce kitap ve belge okudum. Bunlar, o kadar alçaktırlar ki, gece gelirler senin kapına bir çuval dolusu altın koyarlar, sonra da resimlerini çekerler ve seni rezil ederler.

Haaa, bana edemezler ben bunlara inanmam. Ben bunların ciğerlerini biliyorum. Ben Rahmi Koç’a inanır mıyım hiç? Ben ABD Elçisine inanır mıyım? Ben Almanya’daki, Londra’daki, Siyonist çetelerine inanır mıyım hiç?

Onlara inananların burnu, asırlardır yerlerde sürünüyor. Eğer bunlar bir insana, bir lidere iftira atıyorlarsa, eminim iftiraya uğrayan o kişiler ülkenin en şerefli insanlarıdırlar. Ne diyordu Mevlana “Bir söze bakılır laf mı diye, bir de söyleyene bakılır adam mı diye…” Biz söyleyenleri biliyoruz, tanıyoruz. Ne için söylendiğini de biliyorum.

Bir adam, millete hizmet yolunda iftiraya uğradıysa, o adam bizim için savaş gazisidir. İftira yarası da savaş yarası kadar şereflidir. Çünkü iftira faydalı ve şerefli insana atılır. Şerefi olmayana iftira ne yapsın. Hizmeti olmayana kim neden iftira atsın.

Unutmayalım Mason ve Siyonistlerin gezdiği yerlerde mutlaka leke ve kir kalır. Bütün iftiraların kaynağı bunlardır. Eğer bir insan ülkesine çok faydalıysa mutlaka ona Mason ve Siyonistler sataşacaklardır. Eğer bir kişi Mason ve Siyonistlerle ters düşerse o kişi her türlü iftirayı beklesin. İşte lağım çukuru orasıdır. Saygılarımla.

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek