Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 26 Haziran 2013, Çarşamba 09:19:46 tarihinde eklendi. 537 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

BATILILARIN GÖRMEK İSTEDİĞİ TÜRKİYE -

BATILILARIN GÖRMEK İSTEDİĞİ TÜRKİYE

Bu konunun çok uzun bir hikâyesi vardır. O kadar gerilere gitmek istemiyorum. Batı Hun İmparatoru Attila’nın M.S. 448’de Roma Seferi’nden başlar ve devam eder.

Türkler, İslam’ın Bayraktarlığını yapmaya başladıkları 1071 Malazgirt Meydan Savaşı ile Haçlı seferleri başlar. 1095’ten günümüze kadar batılılarla yaptığımız savaşlar, Hep haçlı ruhu ile olmuştur.

Hıristiyan-İslam mücadelesi günümüze kadar bin yıl sürmüştür. Cumhuriyetten sonra da bu zihniyet hep sütre gerisinde beklemektedir. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve Kıbrıs Savaşları hep din temalı savaşlardır.

Tanzimat’tan sonra Müslüman Türkler, yüzlerini Batı Medeniyeti dairesine çevirmişler. Batının hayat tarzını taklit etmeye başladılar. Bütün yaltaklanmalarımıza rağmen biz Türkleri AB’ye almıyorlar. Kominizim çöktükten sonra Hıristiyan batı kendine yeni düşman olarak, İslami ittifakla kabul etmiştir. Hemen İslam’ın terörist bir din olduğu iftirasını dünyaya yaymaya başladılar.

Batılılar, İslam dünyasının lideri konumunda olan Türkiye’yi modern ve demokratik bir ülke olarak görmek istemezler. Ülkemizin demokratik döneminde seçimleri hep batılıların istemediği sağ partiler kazanmıştır. Bu sonuç onların hiç hoşuna gitmemiştir.

Ordumuzun üst rütbeli mensupları üzerinde etki yaparak demokrasi dışı yöntemlere başvurmalarına sebep olmuşlardır. 12 Eylül ve 28 Şubat gibi darbe teşebbüslerinde idareye müdahale etmiş oldukları açıkça görülür.

Batılı ülkelerin liderlerinin Türkiye övgüleri samimi değildir. Onlar demokrat ve laik bir Türkiye istemezler. Çünkü Haçlı içgüdüleri genlerine işlemiştir. Türkiye’yi geri kalmış bir İslam ülkesi olarak görmek isterler. Onlara göre Türkiye’de demokrasi insan hakları yoktur. Laikliği söz konusu bile etmezler. Hukukumuza asla güvenmezler. Seçimle gelen yöneticileri zalim birer tiran gibi görürler.

Batılılar, alkollü içki düzenlerini istedikleri gibi yaparlar. Biz yapınca din devleti olduğumuz için yaptığımızı söylerler. Batılılar gösterilerde şiddet sebebiyle gaz ve tazyikli su kullanırlar. Biz kullanırsak dikta rejimine yöneldiğimizden söz ederler.

Taksimdeki gösteriler için bu gösterilere katılanları asmakla tehdit ettiğimizi söylediler. Bu bir iftira olduğu ortaya çıkınca, batılıların içindeki pisliği kustukları anlamında bir yorum yapmamız gerekir.

Türkiye günümüzde her türlü vesayeti kaldırdığını ilan ederek, demokrasiyi yeniden kuran, dünya çapında ileri demokrasi lideri başbakanımızı alçakça ve ahlaksızca O’nu karalamak diktatör göstermek nafile gayretlerdir. ABD bile bu işlere burnunu sokabiliyor.

Ekonomide kriz yok. Türk ekonomisi zirve yapıyor. Ülkemizi şaha kaldırabiliyor. Ama bizdeki muhalifler cehenneme odun taşıyor. Ortalığı yakıp yıkmayı demokrasi gösterisi sanıyorlar. Şimdi oturup kına yaksınlar.

Gösterilerde çevreye zarar-ziyan verenlere bunun bedeli mutlaka ödetilmelidir. Onlarla demokrasi dışı hareketleri için oturup anlaşma yapmak asla kabul edilemez.

 

Yağma ve talana sebep olan, kırıp döken, yasa dışı örgüt mensupları, bizi bulunduğumuz coğrafyada istemeyenlerle işbirliği yaparak, aylardan beri hazırlık yaptıkları biliniyordu. Batılılar bizi eski anayurdumuz olan Moğolistan’a gönderme fikriyatı içindedirler. Bunun için her fırsatı yaratmak ve değerlendirmektedirler. Bunu hiç unutmayalım.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek