Yanarım aşk'ın ateşine, düşüben...
* * *
Ahir halkla helalleşip,
Her biriyle esenleşip,
Bencileyin aklı şaşıp,
Ağlayı kalmış, var mıdır?
* * *
Ne güzel söylemiş, YUNUS...
* * *
Hepimiz evrim geçiriyoruz.
Her canılının ölümü tadacak olduğunu bile bile,
Hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz...
* * *
Düşmüşük dünya derdine.
Bir hırs, bir hırs!
* * *
Amaç, aşikar.
Ceplerimiz olabildiğince dolsun.
Hep olsun.
Bende olsun.
Ancak, unuttuğumuz birşey var.
Ne kadar ceplerimiz dolarsa,
Ne kadar zengin olursak,
Ne kadar malımız mülkümüz çoğalıyorsa,
Ateş topunun büyüdüğünü
Unutuyoruz!
* * *
Çok basit düşünecek kadar
Hepimiz zekiyiz...
Herhangi bir kabristanlığın yanından geçerken,
Basit bir empati kuralım...
* * *
Kabristanlıkta yatanlar,
Belki de dargın geldiler...
Belki bir birlerinden nefret ediyorlardı.
Şimdi, komşu oldular...
Zengin-fakir farketmeksizin.
* * *
Şu anki toplumda tüm ilişkilerin
Algı üzerine kurulduğunu var mı?
İnkar edecek.
* * *
Siyasi ilişkiler, komşuluklar,
Akraba iletişimleri, ticari arkadaşlıklar,
Kısacası metezori konuşmalar...
Yetmiyormuş gibi,
Sahte selamlamalar...
* * *
Heyyy ahali.
Heyyy PİRDAŞ'lar...
Yok öyle kısa yoldan,
Köşeyi dönmek...
(Haykırlama dönenleri de çok gördük.)
Koza bile, ipek olmak için,
Bin çeşit merhaleden geçer de,
Kalp kozası, kendiliğinden
İpek olur mu?
* * *
Semih Yıldız satırlarının burada sona erdiğini söyler,
Her nerede, kim veya kimler için neler düşünüyorsanız,
İki katının sizlerin olmasını temenni eder...
HAYIRLI RAMAZANLAR