Kahve; tüm kültürlerde farklı türleri ile günlük rutinin parçası olan bir içecektir. Ancak kahvenin vücut üzerine yararlı ve zararlı etkileri, tüketilmesi gereken miktarı gibi birçok konuda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu yazıda kahve hakkında merak edilenleri ve bilimsel bir bakış açısıyla faydalarını ve zararlarını ele alacağız.
Günde Kaç Fincan Kahve İçilmeli?
Kahve tüketimi kişiden kişiye değişiklik gösterse de, genel bir öneri olarak günde 3-4 fincan kahve, çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli kabul edilmektedir. Bu miktar, ortalama 400 mg kafein içerir ve bu da vücutta olumlu etkiler yaratacak seviyededir. Ancak bazı hastalıklarda bu miktar sınırlandırılmalıdır. Kalp ve yüksek tansiyon hastalarında fazla miktarlarda kahve tüketimi kalp çarpıntısı yaratabilir. Mide rahatsızlıkları olan kişilerde kahve tüketimi mide asidini arttırarak mide zarına zarar verebilir. Bu hastalıklara ek olarak uykusuzluk, anksiyete ve hamilelik durumlarında da kahve tüketimi minimum miktara indirilmelidir.
Kahve Ne Zaman İçilmeli?
Vücutta sabah saatlerinde kortizol, yani stres hormonu en yüksek seviyededir. Sabahları uyandıktan hemen sonra içilen kahve vücuttaki kortizol seviyesini daha da arttıracağından genellikle önerilmez. Bu yüzden kahveyi, kahvaltıdan sonra veya öğle arasında içmek daha faydalı olabilir. Ancak, akşam saatlerinde kahve tüketmek, uyku düzeninizi olumsuz etkileyebilir.
Kahvenin Vücuda Yararları
Kahvenin sağlık üzerine olan etkileri başlıca şunlardır: Zihinsel uyanıklığı arttırır, böylece odaklanmayı sağlayarak enerjiyi arttırır. Güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Böylelikle vücuttaki yağ yakımına destek olur. Ayrıca yapılan araştırmalarda Alzheimer, Parkinson ve bazı kanser türlerine yakalanma riskini azalttığı görülmüştür.
Vücut için Olumsuz Etkileri
Her şeyde olduğu gibi kahve de aşırıya kaçıldığında sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bunların en başında uykusuzluk gelmektedir. Kahve içerdiği kafein sayesinde uyarıcı bir etki yapar ve uyku düzeninin bozulmasına, uykuya dalmada zorluk yaşanmasına sebep olabilir. Bir başka olumsuz etkisi ise sinirim sistemi üzerinedir. Mide asidini arttırarak reflü, gastrit gibi hastalıkları tetikler. Bunun sonucunda karın ağrısı, hazımsızlık ve gaz sorunları yaşanabilir. Bunların yanı sıra kalsiyum gibi bazı minerallerin emilimini azaltarak eksikliklerine yol açabilir.
Kahve ve Ödem İlişkisi Kahvenin
ödem üzerindeki etkisi kişisel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, bazı insanlar kahve tükettiklerinde daha fazla idrar yaparken, diğerleri bu etkiyi daha az hissedebilir. Ayrıca, düzenli kahve tüketen kişilerde vücut, kafeine alışabilir ve diüretik etki zamanla azalabilir. Bu etkinin yanında aşırı kahve tüketimi, kahvenin diüretik etkisinden dolayı vücutta su kaybına neden olabilir. Bu durum, vücutta yeterince su alımının olmadığı veya fazla tuzlu besinlerin tüketildiği durumlarda daha büyük bir sorun haline gelebilir. Yetersiz sıvı alımı, vücudun suyu tutmasına ve ödemin artmasına yol açabilir. Ayrıca, aşırı kahve tüketimi vücutta dengesiz sıvı kaybına yol açabilir, bu da vücudun ödem oluşturma eğilimini artırabilir. Sonuç olarak kahve, doğru miktarda tüketildiğinde sağlık açısından faydalı bir içecek olabilir. Enerji verici, zihinsel odaklanmayı artırıcı ve antioksidan özelliği ile kahve, günlük yaşamımızda önemli bir rol oynayabilir. Ancak, aşırı kahve tüketiminin zararları da göz ardı edilmemelidir. Kişisel sağlık durumunuza ve hastalıklarınıza göre, kahve tüketimini dengede tutmak en doğru yaklaşım olacaktır.
Diyetisyen Beyza Arda