Hangi Muhalefet Hangi İktidar - Ozan Akarsu

Siyasi her seçim sürecinin sonunda, bu ülkede iktidar ve muhalefet partilerinin de ve o partileri destekleyenlerin de birbirine benzediğini düşünür dururum. Özellikle son birkaç yıldır partiler sürecinde demokrasi kurallarının, hukuk üstünlüğünün göz ardı edildiği hatta hiçe sayıldığı olaylarla karşı karşıya kalıyoruz.

İşte bu yüzden muhalefet çok önemli bir müessesedir. Nasıl ki iktidar karşısındaki muhalefet varsa hangi konumda olursa olsun o parti içinde de muhalefet olmalıdır.

Oysa muhalefet için sorun tam da burada başlıyor. Her iki muhalefet çeşidinde konumlananlar, karar verici olmak istedikleri ilçenin, ilin geleceğini inşa etmekten çok kendi iktidarlarını sürdürmek için elinden geleni yapıyorlar ve iktidar sahibi olduklarında da kendilerine muhalif olanları bastırmaya çalışıyorlar. Böylece bir sonraki seçimde söz sahibi olmaya ve sonraki kongrelerde seçilmelerini garanti altına almaya çalışıyorlar.

Yani muhalefet bizim ülkede ülkenin, ilin veya ilçenin kaderini tayin etme çabasından çok rakipleri ortadan kaldırma savaşına dönüşüyor. Böylece ülkenin veya yörenin gündeminden hızla uzaklaşıyorlar.

Bugün ilçemizdeki muhalefet de en az ilçenin iktidarı kadar kendi öz değerini yaratmaktan çok bir sonraki seçimde var olma çabasından başka bir şeye benzemiyor. Şayet aksi yönde bir tutum olsa; ilçe il veya ülke için gerçeklik ve gereklilik dâhilinde olan her konuda bir açıklama, bir çıkış yapılır partide demokrasi mücadelesi verecek kişilerin aktif katılımı sağlanırdı.

Bu şartlar altında bundan sonra partilileri sahaya nasıl çekeceksiniz veya onu da geçtim halkın güvenini nasıl sağlayacaksınız?

Önümüzde bir yerel seçim var. Ülkemizde her iktidarın değişimi muhalefetin yerel seçimlerdeki performansıyla doğru orantılı olmuştur. Ülkemizde genelde genel seçimler ön plana çıkar ama yerel seçimler ülkenin sonraki dönem iktidarını tayin eder. Yerel seçimin galibi sonraki parlamento seçimine güçlü bir şekilde girer ve genelde o seçimin de galibi olur.

Ülkede ve yerelde değişmeyen iktidara baktığımızda şu sonuca varabiliriz; mevcut iktidarların bunca olumsuzluğuna rağmen halk ısrarla onlara oy veriyorsa iktidarda olanların yerine talip olanlara pek güvenmiyor, umut olarak görmüyor, sorunlara çare olacağınıza inanmıyor demektir.

Her parti yöneticisi parti içindeki güç dengelerini kendi lehine çevirmeye çalışırken, aslında toplum nazarında ülkenin veya yerel yönetimin iktidarına ne kadar hazır olduğunu da sergilemiş oluyor. Kapalı kapılar ardında hiçbir şey gizli kalmıyor. Böylece yavaş yavaş ilçeden ülke geneline bir partinin kaderi, ülkenin kaderine dönüşüyor.

Oysa Cumhuriyet fikri bireyleri içinde bulunduğu haşin toplumsal hiyerarşilerden, sosyal statülerden ve hatta sömürü düzeninden kurtaran bir sosyal devlet sigortasıydı öyle değil mi?

Bunca birbirine benzeyenler arasında vatandaş olarak cevap bulamayan bir soru var; hangi muhalefet, hangi iktidar?