ÇEDES VE ÖĞRENCİLERİMİZ - Servet Şenyiğit

          “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında, 3 Kasım 2021’ de imzalanan protokol ile yürürlüğe girdi. İzmir, Eskişehir ve Tekirdağ’ da pilot uygulaması yapılan proje ülke geneline genişletildi. Okullarda “Manevi danışman” adı altında imam, müezzin ve vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişiler görevlendirildi. Hatta okullarla sınırlı kalmayıp Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına da atamalar yapıldığını basından öğrendik.

          ÇEDES usul ve esaslar metnini okuduğumuzda, esas olarak projenin Diyanet işleri Başkanlığı tarafından yürütüldüğünü görüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı figüran rollerinde. Protokol metninde baktığımızda da bütün projenin işlemesinin koordinasyonu Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ ne verilmiş. Her iki durumda da patron Diyanet İşleri Başkanlığı.

          1990’ lı  yılların başında, o zaman Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan RTE tüm okulların imam hatipleştirileceğini, Türkiye Cumhuriyeti’ ni imam hatiplilerin yöneteceğini söylemişti. Bu siyasal İslamcıların bir projesi olarak hep korunmuştur ve AKP iktidara geldikten sonra da uygun zaman kollanmıştır. Eğitim hakkı, yaklaşık 200 yıldır temel bir insan hakkı olarak tanımlanıp yasalara geçirilmiştir. Ancak dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’ de de ciddi bir tehdit altındadır.

          Değerler eğitimi kesinlikle olmalıdır. Ancak değerler eğitimi din eğitimi değildir. Değerler eğitiminde bugün Neoliberal, kültürel yozlaşmanın gençliğimizi nasıl hedef aldığı görülmektedir. Bu tehdide karşı bir değerler eğitimi olmalıdır. Bu dini eğitimle verilemez. Bu, Kurtuluş Savaşımızla, Türk devrimiyle, insani değerlerle, üretmekle, üretimin önemini haykırarak ve gençliği üretime sevk etmenin bütün yollarını açarak ve bunu neden yaptığını anlatarak, bağımsızlığı öğreterek, maddi ve manevi büyün değerlerimizi vereceğimiz bir eğitim ile verilebilir.

          Parasız, bilimsel, laik eğitim hakkının korunması aynı zamanda eğitimin adil ve demokratik bir işleyişe kavuşması için geniş halk kesimlerinin birleşik, kararlı bir mücadele yürütmesi gerekmektedir.

          Bizim değerler eğitimi için din görevlilerine gereksinimimiz yok. Rehber öğretmenlerimiz var. Değerler eğitimini Cumhuriyet ideolojisiyle yetişmiş, milli değerlere bağlı öğretmenlerimiz vermelidir. Bu değerlerdeki öğretmenlerimiz camilerdeki vatandaşlarımıza da bu eğitimi vermelidir.

servetsenyigit@gmail.com