33’üncü 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği başladı
Çatı yangını 3 saatte söndürüldü
Selami Tezcan’dan basın açıklaması
Kaymakam Yüce’den 23 Nisan mesajı
Bu yazı 13 Mayıs 2022, Cuma 09:12:20 tarihinde eklendi. 2198 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Parçanın Bütün ile İlişkisi Kaliteyi Belirler - ÖZGÜR TERZİOĞLU

Parçanın Bütün ile İlişkisi Kaliteyi Belirler

 

Belediyelerin ortaya çıkış sürecini incelediğimizde karşımıza komün(Paylaşım) idareleri çıkmaktadır. Temelde ekonomik sebepler nedeniyle birlikte iş tutmak, müşterek ilişkiler geliştirerek ilerleyerek güvenlikle birlikte barışı sağlayabilmek adına yönetim ve idare organizasyonları olarak gelişen komin idareleri günümüzün belediyelerine dönüşerek faaliyetlerine devam etmektedirler. Kominler aile gibi doğal bir topluluktur. Komünlerin ortaya çıkışı ve gelişimi modern hukuk devletlerinden önce var olmuşlardır. Bu idareler devletler tarafından kurulmamışlardır. Devlet hazır bulduğu bu toplumsal kuruma hukuksal bir statü sunmuşlardı. Orta Çağ zamanlarından beri özellikle Avrupalı milletlerin komünel yaşam şekilleri olduğu bilinmektedir. Özellikle orta çağ komünleri yasama-yürütme-yargı erkine sahip bağımsız birimlerdi. Komünlerin büyük ve küçüklüğüne göre, görevleri arasında farklılık olabilmektedir. Küçük komünlerin görevleri arasında yol yapım, bakımı gibi çöp toplamayla birlikte diğer basit toplumsal ihtiyaçların giderilmesi faaliyetleri bulunmaktadır. Kent belediyelerinde ise daha büyük yapılanmaların yani kütüphane, tiyatro, toplu taşıma hizmetleri gibi sosyal yaşama olumlu etkileri sağlayabilecek büyük ölçekli çalışmalar ile karşılaşmaktayız.

Türkiye, Fransız Komün idarelerini inceleyerek günümüz belediyecilik organizasyonlarını kurmuştur. Belediyelerin ana misyonu; paylaşımcı bir yerel ekonomi kurgusuyla faaliyetlerini yürütebilmektir. Bu çerçevede yerel yönetim anlayışı ekonomi ekseninde kararlar alırken iktisat ve ekonomi (özellikle encümen kadrosu) bilgisi olan siyasi gruplar daha sağlıklı yönetim gerçekleştireceklerdir. Bu teknik özelliğin haricinde müdürlükler kendi teknik alanlarına göre seçilip, liyakat esasına göre çalışmalarına devam etmelidirler. Buraya kadar her şey bildiğimiz gibi fakat Lüleburgaz özelinden konuya devam edersek eğer Belediye kavramı bazı konularda ayrı bir dünya havasında faaliyetlerine devam etmektedir. Kanunen halk olarak bizler seçimden seçime yönetime etki edebiliyoruz. Bu konu “yönetişim” kavramı ile uzun yıllardır yerel yönetim anlayışına oturtulamaya çalışılsa da bugüne kadar beklenen katılım olgunlaşmamıştır. Katılımcı demokrasi adı altında kent konseyleri kurulmuş, sivil toplum örgütleri sisteme eklenmeye çalışılmış ve bazı alanda çeşitli meclisler kurularak yerel yönetime etki oluşturulmaya çalışılmaktadır. Hâlbuki yönetişim kavramının ana eksene oturtabilmemiz için Mahalle Meclisleri kurulamamış ya da kurulmak istenmemiş ve diğer tüm faaliyetler temelde kültürel faaliyetler adı altında siyasi gücün uygun gördüğü kadar(bütçelendirilmiştir) serbest bırakılmıştır. Bu düzende kimler, hangi kuruluşlar ne kadar paylandı? Kimler bütçeden pay kopardı ya da kimlerin paylanması gerektiğinin kararı sadece o siyasi grubun onayıyla ilgili olmamalıdır. Özellikle mahalleler komün idareleri mantığında lazımsa meclisi kurularak yasal bir statüye getirilerek (dernek, vakıf ihtiyaca göre kooperatif) kent yönetimine katılması adil paylaşımı sağlayacaktır. Bugün için 33 mahallesi olan Lüleburgaz’ın mahalle kurguları kâğıt üzerinden kalemle çizme değil nüfus düzeniyle yönetim alanları belirlenmelidir. Hatta benzer bir çalışmada köyler özelinde yapılarak üretim entegrasyunu oluşturulmalıdır. Köy modeliyle bu projeyi anlatacağız. Belediye bunları yapabilir. İstediğini istediği şekilde paylayabilir. Bu konu tamamen siyasi grubun halka ve yönetime bakış açısıyla ilgilidir.

Bütünün sağlıklı gelişimi; parçaları doğru tasarlayarak diğerlerine uygunluğu sayesinde olacaktır. İş, proje, tadilat gibi bakım onarım ve diğer sosyal faaliyetler genel kurguya uygulanabilir şekilde tasarlanan çalışmanın bütününe Master Plan demeyi uygun bulduk. Master Planın beş ana parçası olarak Mahalle birlikleri, Merkez alanlar, Kent Burçları, Kurtarılmış bölgeler ve Köy modeli gibi ana parçaları birbirine bağlayacak olan “Kent Ulaşımı ile iletişimi” mevzusudur. Ana parçaların doğru organizasyonu neticesinde ulaşım konusu kendiliğinden çözüleceğini düşünüyorum. Bu sebeple ulaşım konusunu özel bir plan gibi ya da Belediyemizin Trafik Master planı örneğinde olduğu gibi ayrı bir proje olarak geliştirip kamuya artı bir yarar sağlayacağına pek inancım olduğu söylenemez. Verimsiz işlere neden bedel ödeniyor? Bunu sorgulayacak bir sistemin olması gerekmektedir.    

Yazdır Paylaş
Diğer ÖZGÜR TERZİOĞLU Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek