Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu yazı 01 Nisan 2022, Cuma 09:23:00 tarihinde eklendi. 1217 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

RAHMET ve MANEVİ BEREKET AYI RAMAZAN - Eyyüp Sabri Erdem

RAHMET ve MANEVİ BEREKET AYI RAMAZAN

 

   On iki ay içerisinde öyle bir ay vardır ki, on bir ayın sultanı olarak nitelendirilir. İşte bu ay Mü'minlerin günahlarını affettirmek için gayret gösterdiği, sevap ve mükâfatların arttığı rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan ayıdır. Ramazan ayı oruç, ibadet ve sabrın öğrenildiği ve öğretildiği aydır. Allah'ın rahmet ve mağfiret kapılarını açtığı, yardımlaşmanın, dayanışmanın ve paylaşmanın arttığı aydır. Hazret-i Ali (Radiyallahu Anh)  şöyle buyuruyor: "Her şeyin bir baharı vardır. Kalplerin baharı Kur'an, Kur’an’ın baharı da inmeye başladığı ay olan Ramazan ayıdır." Ramazan ayı geldiği zaman mutluluğumuzun, sevincimizin artmasının nedeni bu ayda mükâfatların kat kat artması, rahmet ve mağfiretin kazanılmasını hissetmemizdir. İslam dininden önce Ramazan ayı, Arap yarımadasında insanlar arasında bilinen, ancak herhangi bir ayrıcalığı ve üstünlüğü olmayan sıradan kabul edilen bir aydı. Onu, diğer aylara üstün kılan ve bereketli olarak kabul edilmesini sağlayan Kitabımız Kur'an-ı Kerîm'in bu ayda indirilmeye başlaması, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini de içerisinde olmasıdır. Ramazan ayı Müslüman için manevi temizlenme, yenilenme ve ruh için diriliş vesilesidir. Ramazan ayı Müslümanlar için adeta her türlü manevi kiri, pası temizleyen yağmur ve akan bir nehir gibidir. Bizlerde de Ramazan ayını büyük bir fırsat bilmeli bu durumu kendi lehimize çevirmeliyiz. Mükâfatların ve Allah’ın rızasının hesapsız kat kat arttığı bu ayda ibadetlerimizi terk etmeden ve üstüne katarak ahiret azığımızı artırmalıyız. Bir hadis-i şerifte Hazret-i Muhammed (Aleyhisselam ) şöyle buyurmuştur; "Her kim inanarak ve sevabını umarak ramazanda oruç tutarsa, geçmiş günahları affedilir ve her kim inanarak ve sevabını umarak Kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır."(Buhârî). Ramazan ayını değerlendiren mü’min için bu ay büyük bir nimet, maddi ve manevi anlamda arınma iklimidir. Bunun yanında Ramazan ayına yetişip onun kıymetini bilmeyen ve bundan istifade etmeyen biri için ise, kaçırılmış çok büyük bir fırsattır. Bununla ilgili olarak Rasulüllah (Aleyhisselam ) ; " Ramazan ayına girdiği halde günahlarını affettirmeden bu ayı tamamlayan kişinin burnu yerde sürünsün!" buyurmuştur. (Tirmizi). Her yönüyle, Allah'ın bize bir nimet ve ihsanı olan bu mübarek ayı en iyi ve bereketli bir şekilde değerlendirmek, bir daha ona kavuşamama ihtimaline binaen, bu ayda yaptığımız bütün ibadetleri en iyi şekilde yerine getirmek bize düşen önemli bir görevdir. Bizler Ramazan ayında elde ettiğimiz güzel hasletleri sadece Ramazan ayına özel olarak kabul etmeyip bu hasletleri ve kazanımları Ramazan ayından sonra da muhafaza ederek hayatımızın her anını Ramazan ayını yaşar gibi yaşamalıyız.

Bu bizim için hem dünya hem de ahiret ait olan kapıları açacaktır. Ömrümüzün sayılı günleri gibi bu mübarek günler de çok hızlı geçip gitmektedir. Bizlere düşen bu günleri en güzel şekliyle olabildiğince dolu geçirerek hadis-i şeriflerde Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam)tarafından bildirilen rahmet ve mağfiret müjdelerine mazhar olabilmektir. Kainatta her şeyin bir yaratılma gayesi (Zariyat sûresi 56) olduğu gibi eşref-i mahlukat olarak yaratılmış olan insanın da(Tin sûresi-4)da bir gayesi vardır. Bu gaye, Allah’a kulluk etmek, hak ve adaleti tesis etmektir. Yaptığımız İbadetler, bu gayenin gerçekleşmesi ve iradelerimizi, “O”nun emirlerini yapmak yasakladıklarından kaçınarak nefsimizi kontrol etmek ve olgun bir insan olmak için vardır. Her gün kıldığımız beş vakit namazdan nafile olan teheccüd kuşluk, Evvabin namazlarına kadar; verdiğimiz en küçük bir sadakadan farz olan zekât ibadetine kadar her şey, bir yandan güzel ve yaşanılabilir bir toplum düzeninin oluşmasına önemli ölçüde katkıda bulunurken öbür taraftan dünyaya kulluk için gönderilen insanın iradesini ve ruhunu eğitir ve mükemmel hale getirir. İbadetler ile eğitilmeyen iradeler önce kişinin kendi heva ve hevesinin, arzu ve isteklerinin, kullukta Allah’a isyan eden ve insanı da isyana sürükleyen şeytanın, sonra da başka şeytanlaşmış insanların esiri olmaya mahkûm olur.

Manevi güzellikler ve bereketler ile dolu olan Ramazan ayı, Müminler için bir Rahmet, Mağfiret (bağışlanma),günahlardan uzaklaşma ve pişman olup  tevbe etme zamanıdır. Bu kıymetli zaman dilimini ibadetler, iyilikler, hayır ve hasenat ile değerlendiren mümin, ebedi mutluluğun kapısını aralar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekân cennetine doğru yol alır. Rahmet Peygamberimiz (Aleyhisselam ) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar.”(Buhârî )Bu hadisi şerif gösteriyor ki; ramazan ayında iyi ve hayırlı işler yapıp Allah’ın yasak ettiklerinden sakınan mümine cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır. Tutulan oruç sayesinde nefsine hâkim olup şeytana uymadığı için de, şeytanın eli kolu bağlanmış ve etkisiz hale gelmiş/getirilmiş olur.  Niyet mü’minin hayatının merkezinde olmalıdır özellikle ramazan ayında Allah’ın rızasını gaye ederek yaşamaya kararlı olmalıdır. Burada sadece oruç tutmak için gerekli olan niyetten söz etmiyoruz. Hz. Peygamberimiz (Aleyhisselam ) “Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkese niyet ettiği şey vardır.” (Müslim) buyurmaktadır. O halde amelde gerçek değer amel edenin niyetinde gizlidir. Ayrıca Peygamberimiz (Aleyhisselam ), “Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.” buyurmaktadır. (Kenz-ül Ummal) Ramazan ayında niyetlerimizi sağlam tutmalıyız ki, adetlerimiz ve yaşantımız ibadete dönüşsün. Yaptığımız ziyaretler, iftar ziyafetlerimiz, yaptığımız ikramlar, infaklarımız, sadakalarımız ibadet olsun. Bu yüzden Allah rızası için almalı, Allah rızası için vermeli, Allah rızası için ikram etmeli, Allah rızası için okumalıyız. Kısaca her şeyde Alemlerin Rabbi olan Allah’ın rızası gözetilmelidir.  Ramazan, toplumdaki kaybolan değerleri yeniden kazanma, her yıl deforme olan değerleri onarma ve gönül inceliğini ve hassasiyetini yakalama fırsatı verir. Ramazan ayında oruç, kişinin iradesini sabırla eğitir, Ramazanda iftar vermek cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğretir. Ramazan, bizzat Allah tarafından tanzim edilmiş bir eğitim ve terbiye günleridir. Sahurda başlayan ve iftarla son bulan bu eğitim programında, müminleri rahata kavuşturan gece teravih namazı ve gece kalkılan sahur… Sahur, sadece gün içindeki açlığa dayanmak için tavsiye edilmemiştir. Müminlerin duaların kabul edildiği seher vaktinde uyanık kalarak bu eğitime, manevi temizlenmeye, kulluğa ve ibadetlere vesiledir.

Ramazanda Kur'an okumak vardır. Ramazan boyunca mukabeleler vardır. Manasını düşünerek, içten gelen samimi bir duygu ile ağlayarak, tane tane okumak ve de Kur’an -ı Kerim’in bize bildirdiği emir ve yasakları amel etmek gerekir. Nitekim Rabbimiz : “Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?”(Muhammed sûresi 24) buyurmaktadır.

Ramazan ayının maneviyat ikliminde sadaka-i fıtr vardır. İhtiyaç sahiplerine, fakirlere, kimsesizlere, dul ve yetimlere, düşkünlere yardım vardır. Ramazan ayının maneviyat iklimi çok zengin ve bereketlidir, namaz vardır, kıyam vardır, kıraat vardır, teheccüd vardır, nafile ibadetler vardır, infak vardır, teravih vardır, kadir gecesi vardır, Kur'an vardır, mukabele vardır, ilim vardır, irfan vardır, kendini tanıma ve anlama vardır, itikâf vardır, ibadet vardır, iyilik vardır, güzellik vardır, tevbe/istiğfar vardır, terbiye vardır, manevi arınma ve temizlenme vardır, günahlardan korunma ve bir daha yapmama azmi vardır, geçmiş bir senenin muhasebesi ve tevbesi vardır, orucun neşesi bayram vardır...

RAMAZAN AYI ve ORUÇ İLE İLGİLİ AYET-İ KERİMELER

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Bakara Sûresi 183).

Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Sûresi 184).

(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. (Bakara Sûresi 185).

RAMAZAN AYI ve ORUÇ  İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî).

Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.

Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.

Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır." (Buhârî - Müslim).

"Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez." (Buhâri).

"Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle Cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar." (Buhârî-Müslim).

"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî).

Rabbimiz Ramazan ayının manevi ikliminden istifade etmeyi, gündüzünü oruçla gecelerini ibadetler ile geçirmeyi nasib eylesin.

Selam ve Dua İle

Yazdır Paylaş
Diğer Eyyüp Sabri Erdem Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek