HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 08 Mart 2022, Salı 09:43:12 tarihinde eklendi. 2505 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Lüleburgaz’da Sokak Lezzeti Oluşturmak - Ozan Akarsu

Lüleburgaz’da Sokak Lezzeti Oluşturmak

 

Lüleburgaz’da Sokak Lezzeti Oluşturmak

 Sokak lezzeti, dünyanın pek çok ülkesinde bir yaşam stili olduğu kadar Batı’da da uzun zamandan beri yeme içme kültürünün temel taşını oluşturuyor. Amerika’da ise fast food veya hot dog kültürü ise başlı başına bir gastronomi konusu diyebiliriz.

Sokak lezzetleri, satıcılar tarafından halka açık alanlarda hazırlanan ve satılan hazır gıdalardan oluşmaktadır. Sokakta satılan yiyecekler, ülkeler ve kültürler arasında büyük farklılıklar gösterir. Mesela Hindistan’a giderseniz farklı Çin’e giderseniz farklı lezzetlerle karşılaşırsınız.

Pek çok kaynakta dünyada 3 milyar insan her gün sokak lezzetlerini tükettiği belirtiliyor. Gelişmekte olan birçok ülke ve şehirde, sokak lezzetleri önemli bir beslenme kaynağı olduğu gibi şehrin tanıtımı ve turizm açısından da önemli bir yer tutuyor. Özellikle sosyal medya vasıtası ile dünyanın farklı noktalarındaki pek çok sokak lezzeti işletmecisi ülkelerinde ünlü kişiler haline geldi.

Türkiye, kendine özgü dokusu, tarihi birikimi, coğrafi konumu, mevsimsel özellikleri ile birlikte çeşitli sokak lezzetlerine ve sokakta beslenme kültürüne sahiptir.

İstanbul başta olmak üzere ülkemizde de sokak lezzetleri oldukça yaygın bir yeme içme kültürünü temsil ediyor. İstanbul sokaklarındaki süt mısır satan seyyar satıcılar, kışın dumanı tüttüren kestaneciler, Eminönü’ndeki balık ekmek satıcıları, Türkiye’nin her yerine yayılmış nohut- tavuk pilav, kumpir, döner, tantuni ve dürüm büfeleri…

Günümüzde Türkiye’nin neredeyse bütün illerinin meşhur yemeklerini yapan ve ilini başarıyla temsil eden bir sokak lezzeti noktası var diyebiliriz. Örneğin Elazığ’da Orcik, Erzincan’da lokum ve kete, Gümüşhane’de pestil ve köme, Giresun’da kıymalı pide, Kayseri’de sucuklu köfte, Kırşehir’de sündürme, Kastamonu’da çekme helva yapılan yerler gibi…

Türkiye’de liste ne kadar uzayıp gitse de bu listede Lüleburgaz yok. Çünkü Lüleburgaz’da bir sokak lezzeti kültürü ve bu kültürün temsilcisi seyyar işletmeci yok. Geçtiğimiz günlerde trafik kazasında ölen Tostçu Mahmut’u biliyor, yaklaşık kırk yıldır Adana’da lahmacun yapan kedi Ahmet’i tanıyoruz.

Peki, Lüleburgaz’da bir sokak lezzeti ustasını Türkiye’nin başka yerlerinde tanıyan var mı? O da yok. Çünkü Lüleburgaz’daki Sokak lezzeti anlayışı bir kültür oluşturulması gereken yerde seyyar satıcılar insan sağlığını tehdit ediyor, yolları da işgal ediyor gerekçesi ile yasaklandı.

Yine de bu konuda bir şeyler yapılmadı değil Örneğin 2 yıl evvel kapalı pazaryerinde açılan dükkânların bir nevi tanıtımını yapmak maksadıyla da Pandemi döneminden evvel de apar topar bir sokak lezzeti festivali düzenlendi. Bu festivalde midye, acı çiğ köfte, leblebi tozu yeme, şalgam suyu içme yarışması yapıldı ve arkası gelmedi. Oysa bu sokak lezzeti tanıtmak veya sokak lezzeti kültürü oluşturmak maksadıyla yapılmış bir şey olamaz. Çünkü bir sokak lezzeti festivalinin başlıca lezzeti, oraya özgü olandır. Mesela Hatay mutfağında Tekirdağ köftesi var mı? Yok. Peki, Lüleburgaz Sokak Festivalinde neden sadece midye ya çiğ köfte var? Kaldı ki pazaryerinde festival olmaz.

Merak ediyorum. Bu güne kadar Lüleburgaz Lezzet Akademisinde Lüleburgaz’ı gastronomi alanında öne çıkaracak bir çalışma yürütüldü mü? Mesela tek kaşıklık mezeler konusunda çalışıldı mı? Lüleburgaz usulü diyeceğimiz bir köfte tarifi var mı? Lezzet algımızdaki seçiciliği tetikleyecek bir unsur yaratıldı mı? Balkan coğrafyasından Doğu Trakya’ya gelmiş yemekler nelerdir?

Oysa Sokak yiyecekleri, içerik, hazırlık, satış yöntemleri ve tüketim yolları ile birlikte ülkelerdeki yöresel yemek alışkanlıklarının sürdürülmesi kadar kültürel ve sosyal mirasın korunmasında önemli bir rol oynuyor. Tüm yurtta olduğu gibi Lüleburgaz’da da gastronomik anlamda değerli kabul edilmesi ve gelişme sağlanması için sokak lezzetlerinin savunulması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken şey seyyar araçları ‘’bunlar sağlıksız’’ diyerek kamyonetlere bindirip götürmek değildir.

Sokaklarda servis edilen yiyecek – içeceklerin hazırlanmasına ve servis edilmesine dair sağlığa uygunluk kuralların belirlenmesi, kurallara uygun reçetelerin hazırlanması, sokak lezzetlerine dair festivallerin sayısının arttırılması ve sosyal medya ile duyurulması, satış yapılacak araçların amaca uygun bir şekilde tasarlanması ve üretilmesi, sokak satıcılarına gıda güvenliği ve hijyen eğitimlerinin verilmesi ve denetlenmesi gerekiyor.

Özellikle pandemi döneminden sona bunun gibi unsurların dikkate alınması ile sokak lezzetlerinin marka değeri ve bilinirliği daha çok artacak, işçi kenti Lüleburgaz’da çalışanlar hazır gıdaya daha kolay ve güvenli bir şekilde ulaşacaktır.

Her sokak lezzetinin kaynağı hikâyesinin başladığı yerden akar. Gevrek İzmir’den akar, Şırdan Adana’dan. Tantuni Mersin’den damaklara dökülür, Kar Pekmez Bitlis’ten gelir. Lüleburgaz da kendine has yemeklerini oluşturmalı bunu bölgeye, ülkeye ve yakın coğrafyaya tanıtmalıdır.

                                                                                                              Ozan Akarsu

Yazdır Paylaş
Diğer Ozan Akarsu Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek