HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 01 Mart 2022, Salı 11:22:48 tarihinde eklendi. 1128 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE KARA BİR LEKE 28 ŞUBAT POST-MODERN DARBESİ (2.BÖLÜM) - Eyyüp Sabri Erdem

TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE KARA BİR LEKE 28 ŞUBAT POST-MODERN DARBESİ (2.BÖLÜM)

 

TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE KARA BİR LEKE 28 ŞUBAT POST-MODERN DARBESİ (2.BÖLÜM)

Dünkü yazımıza devam ediyoruz

28 ŞUBAT DARBESİ’NDE YAPILAN BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜ

28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanı Emine İlyas, CHP zihniyetinin kararttığı hayatları ve o karanlık günleri anlattı. 28 Şubat sürecinin milletin tüm kesimlerinde büyük bir travma nedeni olduğunu vurgulayan Emine İlyas, “En büyük mağduriyet ve zulmü yaşayanlar, şüphesiz lise ve üniversitelerde okuyan ya da kamuda çalışan başörtülü gençler ve kadınlardır. 28 Şubat darbesinin ana simgesi başörtüsü zulmüdür” dedi.

UYDURULAN SUÇLAR SEBEBİYLE İNSANLAR FİŞLENDİ

- 28 Şubat 1997’de MGK kararları ile tüm inananlar çok ağır mağduriyetler yaşadı. Toplumun her kesiminde baş örtmek, namaz kılmak, oruç tutmak, gümüş yüzük takmak gibi uydurulan suçlar sebebiyle insanlar fişlendi. Fişlenenler eğer böyle bir yaşantıya devam ediyorsa askeri hiçbir alanda görevine devam edemedi. Bunun için “kamusal alan” tabiri icat edildi. Kamusal alanda bu sözde kurallara uymadığı söylenen birçok memurun işine son verildi. Doktor, öğretmen, akademisyen ayrımı yapılmadan adeta bir kıyım yaşandı. Üniversitelerde başörtüsü ile eğitimine devam etmek isteyenlere uyarı, kınama, uzaklaştırma cezaları verilerek eğitimlerine son verildi. İmam hatip liselerinde okuyanlara katsayı uygulandı ve bu durum tüm meslek liselerine üniversiteye girişte büyük engel oluşturdu. Bunu yaşayan, şahit olan tüm Müslümanlar 28 Şubat darbesinin mağdurudur. Genci, yaşlısı, başörtülü-başörtüsüz hatta insan haklarına saygısı olan her kesimden insanlar bile. Ülkemizde yaşanılan bu acı süreç haksızlıklara karşı olan ve adalet duygusu olan herkesi maalesef ki mağdur etti. Milletimizin hem maddi hem de manevi anlamda geleceğine ipotek konulmuş ve birçok hayat karartılmıştı.

RAKAMLARLA 28 ŞUBAT BİLANÇOSU

Yaklaşık 10 yıl devam eden süreçte 600 bin başörtülü öğrenci, okullara ve üniversiteye gidemedi. Katsayı engeli nedeniyle 14 milyon meslek lisesi öğrencisi, istediği üniversitede eğitim göremedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 1990-2011 arasında "irtica" suçlamasıyla YAŞ kararları sonucu 1635 personel atıldı.

İstifa eden öğretmen sayısı 1997-2001'de yaklaşık 11 bin oldu. Aynı dönemde 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi.

Kılık kıyafet ya da fişlemeler nedeniyle 33 bin 271 öğretmen hakkında disiplin soruşturması yürütüldü, 11 bin 890 öğretmen de memurluktan çıkarılmadan disiplin cezası aldı.

28 Şubat sürecinde 4 bin 625 MEB personeli fişlendi. 2 bin 639 kamu personeli irticayla ilişkili görüldü.

418 öğretim görevlisi, 949 öğretmen irticacı olarak fişlendi. İrtica gerekçesiyle 210 vali ya da kaymakam hakkında rapor tanzim edildi.

28 Şubat ve sonrasındaki 2001 krizinin oluşturduğu kara deliği kapatmak için ödenen toplam meblağ 251 milyar 563 milyon liraydı. Bu sürecin sebep olduğu toplam ekonomik zarar ise 381 milyar dolar olarak hesaplandı.

71 kaymakam görevinden el çektirildi. 331 emniyet mensubu hakkında inceleme başlatıldı. 53 emniyet görevlisine idari ceza verildi.

İrtica gerekçesiyle 396 Diyanet personeli disiplin cezası alırken 128 görevli meslekten atıldı.

139 yükseköğretim kurumları personeli, kılık kıyafet yasağı nedeniyle kamu görevinden çıkarıldı.

İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan 21 vakfın 187 taşınmazına el konuldu.

Türk siyasi tarihine "post-modern darbe" olarak geçen 28 Şubat süreci Türk ekonomisine de ağır darbe vurdu.

Ülke ekonomisinde onarılması zor yaralar açan ve ekonomistlerin değerlendirmelere göre yüzlerce milyar dolarlık ekonomik maliyete neden olan 28 Şubat dönemi, 2001 krizine giden yolun taşlarını döşedi.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun 2012'de açıkladığı rapora göre, 1997-2000 döneminde sermaye kesimine 34 milyar dolarlık fazladan faiz ödemesi yapıldı. 1997-1999 döneminde faiz giderleri 5 kat, 2000 yılı dahil edildiğinde ise 9,4 kat arttı.

TMSF'ye devredilen banka sayısı 1997'den 2001 krizine kadar geçen sürede 20'yi aştı. Faiz harcamalarının GSYH'ye oranı 1997'de yüzde 5 iken 2001 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 17 düzeyine çıktı.

Merkez Bankası verileri dikkate alındığında ise anılan dönemde dolar karşısında TL ciddi oranda değer kaybetti. Bu çerçevede 28 Şubat 1997'de 122,1 lira olan dolar/TL paritesi 26 Aralık 2000 itibarıyla 5,5 kat artarak 675 liraya yükseldi.

Döviz kurundaki artış başta ara malı olmak üzere ithalatın maliyetini önemli oranda artırırken, buna paralel olarak özel sektörün dış borcuna önemli bir yük getirdi.

YATIRIMLAR DURDU, PİYASADA BELİRSİZLİK BAŞ GÖSTERDİ

Söz konusu MGK'nın ardından başlayan süreçte yatırımlarda durgunluk, piyasalarda belirsizlik baş gösterdi. Bu durum büyüme rakamlarına da olumsuz yansıdı.

Türkiye ekonomisi 1997'de yüzde 7,5 büyürken, 1998'de büyüme hızı yavaşladı ve yılı yüzde 3,1 büyümeyle kapattı. Ekonomi, sürecin olumsuz etkileriyle 1999'da yüzde 3,4 daraldı. 2000 yılındaki yüzde 6,6'lık büyüme, bir önceki yılın kayıplarını bir parça gidermesine karşın, Türkiye, 2001'deki ekonomik krizinin etkisiyle yüzde 6 küçüldü.

Enflasyon verileri açısından değerlendirildiğinde ise 1995'te yüzde 125,9 seviyelerini gören enflasyon, Şubat 1997 itibarıyla yüzde 77,7'ye kadar gerilemişti. Sürecin ekonomiye olumsuz etkisi nedeniyle enflasyon, Aralık 1997'de yüzde 99,1'e yükseldi.

Enflasyon oranı 1999-2001 döneminde en düşük yüzde 39, en yüksek yüzde 69,7 olarak hesaplanırken, ancak 2004'te tek haneli rakamlara indi. Ayrıca 1997'de 1 milyon 551 bin olarak hesaplanan işsiz sayısı, 1999 itibarıyla 278 bin kişi artarak 1 milyon 829 bine çıktı. Bu işsizlerin yüzde 48,6'sını 15-24 yaş grubundaki gençler oluşturdu.

28 Şubat sürecinin Türkiye'ye maliyetinin 390 milyar dolardır

Anadolu insanının sahip olduğu firmalar fişlendi. Medya kontrol altına alındı. O günün başlıkları hep birbirleri ile anlaşmış, talimatla atılmış başlıklar. Hep adım adım darbeyi hazırlayan başlıklarla o günün gazeteleri çıktı. Aydınlar, yazarlar suçlandı. 28 Şubat'ın Türkiye'ye maliyeti 390 milyar dolar oldu

28 Şubat sürecine adı karışan ve yargılanan 103 sanıkla ilgili dava 5 sene sürdü ve "post-modern darbe"den 21 sene sonra 2018'de sonuçlandı.

Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 21 sanık müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

28 ŞUBAT ve FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ

FETÖ de sürece en net desteğini bu noktada verdi. Terörist elebaşı Gülen "başörtüsü füruattır" yani teferruattır diyerek darbecilerin ekmeğine yağ sürdü.

Yüksek Askeri Şura kararlarıyla 272 personel ordudan ihraç edildi. Darbeye karşı duran gazeteciler, STK temsilcileri Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılandı.Firmalar kara listeye alındı. Darbecilere göre o süreç "bin yıl" sürecekti ancak hesapları tutmadı. Milli irade demokrasiye sahip çıktı. Normalleşme süreci hızla tamamlandı.

Sıra darbecilerin yargılanmasındaydı. 15 yıl sonra dönemin aktörleri hakim karşısına çıktı. FETÖ'nün bütün sulandırma çabalarına rağmen 21 sanığa müebbet hapis cezası verildi.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen 28 Şubat sürecinde darbecilerin yanında saf tuttu ve darbecilerin haklı olduğunu belirten açıklamalar yaptı. Kanal D'de "Refahyol'a emaneti iade edip çekilin" dedi. Hürriyet, 18 Nisan 1997'de Gülen'in "Beceremediniz artık bırakın" çağrısını manşet yaptı.

FETÖ'nün yayın organı Zaman gazetesi Sincan'da tankların yürütülmesini 5 Şubat 1997 tarihinde 'Tank heyecanı' başlıklı haberinde sevinçle karşıladı. Yine Zaman 9 Temmuz 1997 tarihli 'Hayırlı olsun' başlıklı manşetinde Refahyol hükümeti darbeyle devrilip yerine kurulan hükümeti memnuniyetle karşıladı.28 Şubat'ın mimarı 'Batı Çalışma Grubu' komutanı Şahin Kuyucu, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ bağlantısı sebebiyle TSK'dan ihraç edildi. Kuyucu'nun 'irticai faaliyetler'den dolayı ordudan attırdığı subayların yerine FETÖ'cü subayların geçtiği sonradan anlaşıldı.

28 Şubat'ın yol açtığı ekonomik krizin boyutu 291 milyar dolardı. Bankaları hortumlayanlar, devalüasyondan zengin olanlar hesap vermedi.Din üzerinden kitleleri sömüren FETÖ'nün dindarları hedef alan 28 Şubat'ı desteklemesi aslında bu örgütün casus bir yapılanma olduğunun en önemli kanıtlarından biriydi.

28 Şubat davasını açan Savcı Mustafa Bilgili FETÖ üyeliğinden, soruşturma aşamasında savcılığa bilgi ve belge gönderen Genelkurmay Eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse FETÖ üyeliği ve 15 Temmuz Darbe girişimini planlaması sebebiyle tutuklu bulunuyor.

Davanın duruşma savcısı Kemal Çetin ile soruşturma hakimi Mustafa Karatay da halen FETÖ tutuklusudur.

Etkileri bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden tam 25 yıl geçti.

Darbeyi yaparak memleketimizi geri bırakanlara, bu milletin geleceğine ipotek koyanlara ve dinini yaşamaya gayret eden insanlara zulüm yapanlara, hapishanelerde işkence yapılmasını ölümlerine sebep olanlara hakkımızı helal etmiyoruz ve Alemlerin Rabbi olan Allah'ın adaletine tevdi ediyoruz.

Selam ve Dua İle

Eyyup Sabri Erdem

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı

Yazdır Paylaş
Diğer Eyyüp Sabri Erdem Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek