SEÇİM OYUNLARI - 2 - Metin ATLI

                    AKP oylarını arttırmak için türlü yollar deniyor ama şu ana kadar başarılı olamadı. Son zamanlarda yine din üzerinden gidiyorlar.  Tarafsız olması gereken diyanet işleri başkanı maşallah AKP milletvekillerinden daha fazla çalışıyor.  Diyanet İşleri Başkanı her yerde. Adli yıl açılışında Ali Erbaş. Amerika’da Türk Evi açılışında Ali Erbaş. Diyarbakır da Ali Erbaş. Diyanetin bu kadar siyasete bulaştığını ilk defa görüyoruz ve kesinlikle doğru bulmuyoruz.

                   Öyle bir seçim sistemi getirdiler ki Kürt seçmeni kilit nokta oldu. Bugün Kürt seçmenin oyunu alamayan bir ittifak iktidar olamıyor. Bugün Kürt seçmenin oyunu alamayan bir aday cumhurbaşkanı olamıyor. Bunun örneğini İstanbul Belediye seçimlerinde gördük. Bu seçimlerde Kürt seçmen İmamoğlu’nun kazanmasını sağladı. Belediye seçimlerinde ne olmuştu? Demirtaş tarafı açık açığa İmamoğlu’nu destekledi. Öcalan’ın kardeşi de TRT’ye çıkıp Binali Yıldırım’a oy istedi. Burada HDP ve İmralıkarşı karşıya geldi ama Kürt seçmen Demirtaş’ı dinledi.

MuhafazakarKürt seçmen AKP’ye oy veriyordu. Ancak bu kesim AKP’den kopmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Diyarbakır’a gitmesi bu seçmen kitlesinin tekrar AKP’ye dönmesini sağlamak içindi. Ancak çok başarılı olduğu söylenemez.

               Bu arada CHP’den  ciddi bir atak geldi. Kılıçdaroğlu; ”Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” dedi. Bu çok basit ama etkisi çok büyük bir açıklamaydı. CHP böyle bir açıklamayla gerçektenyerinde bir hamle yaptı. “HDP yasal bir partidir ve Kürt sorunu için muhatap alınması gereken yer de orasıdır” dedi.Enteresandır. İyi Parti de “HDP yasal bir partidir” diyerek CHP’yi destekledi.

              Kürt seçmende 3 grup var. Birincisi muhafazakargrup. Bu kitlenin oyu kendini dindar parti olarak tanımlayan AKP veya HÜDAPAR’a gidiyor. İkincisi Kürtlerin ayrı bir devlet kurması gerektiğini savunan ve bu nedenle PKK’yı destekleyen bir grup. Üçüncüsü ise Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, ayrı bir Kürt devleti kurmayı istemeyen, ama Kürt olarak kendini dışlanmış hisseden, bu ülkede yaşayan tüm diğer vatandaşlar gibi eşit haklar isteyen bir grup.

              ŞimdiKürtlerin hangi hakkı verilmedi ki diyebilirsiniz. Ama HDP’de genel başkanlık yapmış Demirtaş bugün hapiste değil mi? Belediye seçimlerinde HDP,65 belediye kazanmıştı. Bugün sadece 6 belediye kaldı. Hepsine kayyum atandı.  Bu belediye başkanlarına seçime girmeden önce Yüksek Seçim Kurulu araştırma yaptı ve onay verdi. Madem sakıncalı adaylardı neden seçime girmesine onay verildi? Madem sakıncalı görülmeyip seçime girmesine izin verildi, neden seçimleri kazanınca sakıncalı görülüp kayyum atandı. Bu Kürt seçmenin oyuna yapılmış bir haksızlık değil mi?  Unutmayalım, bugün HDP’ ye kapatma davası açıldı ve dava devam ediyor. AKP VE MHP “Kürt sorunu yoktur” dedi. Madem yok bütün bunlar neden oldu?

               Herkesin temsil yeri meclistir. Herkes şikayetini, isteklerini yasal partiler üzerinden söyleyebilmelidir. Mecliste seslerini duyurabilirlerse terör örgütüne giden azalır. O yüzden yasal bir partileri olması doğaldır. Eğer parti içinde olup ta PKK’ya çalışan varsa devlet o kişiyi bularak o kişiyi cezalandırmalıdır. Partiyi kapatmak doğru bir çözüm değildir.

           Sonuç olarak tüm partiler Kürt seçmenin oyunu almaya çalışıyor. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürt seçmenin oyu çok daha önemli olacaktır. O nedenle CHP bir hamle yaptı. Ak Parti buna şimdilik karşılık veremedi. Yoksa eski AKP olsa veya eski Erdoğan olsa ortalığı ayağa kaldırırdı. AKP bir karar vermek zorundaydı. HDP’yi yanına alsa MHP’yi kaybedecek. MHP’yi yanına alsa Kürt seçmeni kaybedecek. Şimdilik kararını milliyetçi oylardan yana vermiş gibi görünüyor. Ama seçime kadar daha köprünün altından daha çok sular akacak. Daha ne hamleler yapılacak. Daha ne seçim oyunları dönecek.

 AKP şunu anlamıyor. Seçimkazanması için bütün bu hamleler boşuna. Ekonomi düzelmeden, eğitim düzelmeden, adalet düzelmeden, israf düzelmeden, yolsuzluk düzelmeden, başkanlık sisteminden vazgeçmeden, artık seçim falan kazanamaz. Ama bunları düzeltmek işlerine gelmiyor. “Adalet neden bağımsız olsun ki,ben nasıl istersem öyle karar çıksın. İhale sistemi neden şeffaf olsun ki,ben kime istersem ihaleyi ona vereyim.” Şeklinde düşünüyorlar. İstiyorlar kibiz bunları düzeltmeyelim ama oylarıda alalım.Oldu. Boşuna uğraşmayın insanlar yemiyor artık. Haftaya konu cumhurbaşkanlığı seçimi.