HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 30 Haziran 2021, Çarşamba 09:19:55 tarihinde eklendi. 1236 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

MKE SATILACAK MI? - Metin ATLI

Makine Kimya Endüstrisi,kısa adıyla MKE. Bugünlerde bu kurumla ilgili enterasan gelişmeler oluyor. MKE’nin bir şirkete dönüştürülme çalışmaları var. Şirket olduktan sonra hazineye devredilecek. Ya sonra. Satılacak mı? Çünkü daha önce Sekakağıt fabrikası, şeker fabrikaları, tank palet fabrikasının da hikayeleri de böyle başlayıp sonra satılmıştı.
 MKE  SATILACAK MI?

 

MKE Türk Silahlı Kuvvetlerinin her türlü silah, mühimmat, roket, araç ve gereç ihtiyaçlarını karşılayan bir kurumdur. 1950 tarihinde kurulmuştur. Devlet malıdır. 40 tan fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. 2020 yılında kamu sanayi kuruluşları arasında en çok kar eden ilk 3 şirketten biridir.

 Buraya kadar tamam. Anlamadığımız bu kurum neden şirket oluyor. AKP’nin  bu kurumu şirkete dönüştürme teklifine iktidara yakın Memur-Sen bile isyan etti. “MKE’ye sahip çık” eylemi yapıldı. Birçok siyasetçi de oradaydı. Daha tank palet fabrikasının Katarlılara verilmesinin şokunu atlatamadan böyle birşeyin gündeme gelmesi gerçekten herkesi derinden sarsar.

Herkesi demeyelim. Çünkü önemli bir kesim AKP ne yaparsa yapsın kayıtsız şartsız destek veriyor. Neden böyle olduğuna hiç kafa patlatmıyor. Satıyorsa vardır bir bildiği deyip geçiyor. Ordumuzun her türlü silah, mühimmat ve teçhizatını üreten bir kurumun Tank palet fabrikası gibi yabancılara satılabilme ihtimali bile insanın tüylerini diken diken ediyor. Katarlılar gelip fabrikayı gezmişler. Neden gezdiler ki? AKP ne diyecek. MKE bu haliyle hantaldı, zarar ediyordu. Şimdi özelleştirilince coşacak, uçacak. Yani hep aynı hikaye. Henüz ortada net bir şey yok.O nedenle bu kadarı da yapılmaz deyip gelişmeleri bekleyelim.

Basın da bir başka haber. 5 tane şehir hastanesine sahip Rönesans Holding, bu hastaneleri satmak için bir Danimarka firması ile görüşmeler yapıyor. İstanbul BaşakşehirŞehir hastanesi, Adana şehir hastanesi, Bursa şehir hastanesi, Yozgat şehir hastanesi, Elazığ şehir hastanesi bu holdinge ait. Satmak için görüştüğü şirket ise Danimarkalı ISS Facilities firması.

 Henüz görüşüyorlarmış. Tamam da AKP hükümetinin öve öve bitiremediği şehir hastaneleri nasıl olur da yabancı bir şirkete satılır. Buna nasıl müsaade edilir. Devletin bu hastanelerin işletmesini özel şirkete verirken, başkasına satamazsın kardeşim maddesini koymak aklına gelmiyor mu? Üstelik bu hastanelerin zarar etme şansı yok. Çünkü hiç hasta gelmese bile devlet bunlara parasını ödüyor. Satılırsa devlet bu Danimarkalı firmaya 25 sene boyunca garantili para mı ödeyecek?Bu yazı yayınlandığında belkide bu 5 hastane yabancılara satılmış olacak. Diğer milletler mal ediniyor, biz sata sata bitiremedik. Ama bir gün satacak bir şeyimiz kalmayacak. Bakalım sonra ne olacak.

Diyeceksiniz ki ortada henüz kesin bir şey yokken bunları neden yazıyorsun. Tamam da testi kırıldıktan sonra yazmışsın neye yarar. Gerçi testi kırılmadan önce yazınca da pek bir şey farketmiyor ya. Ne bileyim. Bunların olabilme ihtimali bile beni çok rahatsız etti. Ben de sizinle paylaşıyorum.

Herkes bu vatanı seviyor. Bana görebu kadar çok şirketimizin, fabrikamızın,toprağımızın yabancılara satılması ülkemiz için en büyük tehlikedir. Ama bir başkası bunları umursamayıp şu Yunan veya Ermeni hele bir hareket yapsın, bak biz onları Siha’larımızlanapacağız deyip en büyük tehlike olarak onları görüyor. Bazıları ise yine bunları umursamayıp Ayasofya’yı cami yaptık ya gerisi çok ta umurum da değil diyor. Gerçek ten bu vatan için hangisi en önemli konu bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki gerçek tehlikeyi göremezsek ülke olarak gelecekte işimiz zor.

   Gerçekten en büyük tehlike Yunan mı? Ya da Ayasofya’yı cami yapınca ülkenin bütün dertleri bitti mi? Bütün bu olanların hiç mi önemi yok? Demirören 750 milyon dolar devlet bankasından kredi aldı ve bir kuruşunu bile ödemedi dediler. Demirören çıkıp ben böyle bir kredi almadım demedi. Aldıysam borcumu ödedim, bu da ödeme dekontu demedi. Banka çıkıp biz paramızı aldık demedi. 750 milyon dolar şu an Türkiye’deki bütün çiftçilerin takipteki borçlarını ödeyebilecek kadar büyük bir para. Bütün bunlara kör ve sağır olan bir ülke, neden düşmanı dışarı da arar ki?

 Yarın öbürgün kimse bize  Biz bu Katarlıları iyi insanlar biliyorduk, Müslüman biliyorduk, ne istediler de vermedik. Beraber oturup çay içmişliğimiz var, oturup sohbet etmişliğimiz var, yazıklar olsun bunlara.  Bizi aldatmışlar, yanılmışız. Rabbim bizi affetsin. Sizden de helallik istiyorum” falan demesin. Bu kaçıncı aldanma. Yarın öbürgün torunlarımız bize ‘Yahu dede bütün bunlar satılırken hiç mi bunları görmediniz, nasıl bunlara bu kadar oy verdiniz, bizim geleceğimizi karattınız derse biz ne diyeceğiz. “Yanılmışız torunum, rabbim bizi affetsin” mi diyeceğiz. Rabbin affetse bile torunun affedecek mi? Bu MKE ile Şehir hastaneleriyabancılara satılırsa helallik verecek misiniz?

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek