Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu yazı 23 Haziran 2021, Çarşamba 09:16:46 tarihinde eklendi. 1143 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

HOŞ GELMEK - Burcu Çalışkan

Hediye gibi gelmek, hoş gelmek! Bazı insanlar hayatlarımıza girişleriyle bizlere mutluluk getirirler. Özlenen güzel günler onlarla birlikte gelir. Artık hayatımızda hep güzel sözler yer alır. Yaşama bambaşka bakar, güçlükler karşısında daha dik dururuz.
HOŞ GELMEK

 

Varlıklarıyla hayatımızı güzelleştiren bu insanlara hep teşekkür etmek onlara her zaman sevgimizi anlatmak isteriz. Hayatımıza girdikleri için ne kadar şanslı olduğumuzu hisseder ve artık tüm zamanları onların sevgisi eşliğinde geçiririz. Bir insanın hayatına giren diğer insanlar için şükür edebilmesi ne büyük mutluluktur.

 “Hoş geldin”lerimiz çok olsun, biz de “hoş gelelim” gittiğimiz yerlere hep.

Hoş gelmek ne güzel şeydir. Çok sık kullanır olduğumuz sözlerden, dilimizden düşürmediğimiz ama artık içini pek de doldurmaya dikkat etmediğimiz. Birinin hapşırdığını duyunca refleks olarak “çok yaşa” dememiz gibi tıpkı.

Aslında şöyle dolu dolu söylenince anlamı kendinden pek de büyük iki kelime; “hoş geldin.” Düşünsene biri geliyor ve geldiği için çevren ‘hoş’laşıyor, o kişi sana iyi geliyor, cebinde iyiliklerle geliyor. Belki dışın değişiyor onunla, belki de için…

Hoş gelmek…

İyi gelmek…

İyilikle gelmek…

Her gelen bavuluyla geliyor aslında. İçinde ne olduğu sır. Bavul açılana kadar tatlı bir muamma. Kiminin ağırlığına paha biçiyorsun da bir bakıyorsun içinden tenekeler yuvarlanıyor, kimi hafif sanıyorsun da içinde şahane bir yonca taşıyor, sana hediye. Yani açılana kadar bavulun sırrı devam ediyor.

Açılınca bavul, saçılırsa ortalığa ‘hoş’luklar, ‘iyi’likler, ‘güzel’likler işte o zaman içi dolu, söylemesi rahat bir “hoş geldin” dökülüyor dudaklardan. Peki, her zaman böyle mi oluyor?
Aslında mesele bavuldan bir şeyler çıkarabilmek değil.

 

Meselenin bavulun kendisiyle de pek ilgisi yok.

Hoş gelebilmek için önemli olan tek mesele niyet.

Gelenin niyetinde saklı esasen tüm sırlar, bavulunda değil.

Niyet kadar güçlü çok az şey var hayatta. Niyetini iyi tutan insan hoş gelir, illa ki. Hoş geleni de bol olur. Niyetine sahip çıkmalı insan. Niyetimizle çıkıyoruz yola, bavul dolu ya da boş. Gelenleri de niyetleriyle karşılamalı, bavulları dolu ya da boş.

Niyetler tıpkı cemreler gibi düştükleri yeri ısıtırlar çünkü. Niyetlerimizdir bir şeyleri başlatan ve sonra da hayatlarımızı şekillendiren. Niyetlerimizdir zamanla bıraktığımız izlere dönüşen. Attığın her niyet, hayatta dalga dalga büyür. Sonra da niyetlerimiz taahhütlerimize dönüşür. Zaten süregelen döngü de budur. Bir niyet, bir davranışa, o da bir taahhüde dönüşür ve sen sorumlu olursun tüm bu döngüden. Sen sorumlu olursun niyetinden.

O yüzden, önce niyetine bakmalı insan çünkü “hoş gelmek” aslında bundan ibaret.

 Hep hoş gelenler olsun önümüzde.

Sevgiyle kalın…




Yazdır Paylaş
Diğer Burcu Çalışkan Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek