İlçe Emniyet Müdürü Osman Ünal’a veda
Turhal Kaynak hayatını kaybetti
Serbülent Avcu’dan “GELİN CHP’YE YENİDEN ÜYE OLUN” çağırısı
Alman ve İspanyol bisikletçilere Türk misafirperverliğini gösterdiler
Bu yazı 28 Mayıs 2021, Cuma 09:21:21 tarihinde eklendi. 1089 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Cihanı Kim Yönetiyor? - ÖZGÜR TERZİOĞLU

Büyük Türk Hakanı Mete Han; “Bozkırda büyük, küçük bütün yurtları, obaları, insanları hun (bir) ettik!” (Çin kaynaklı) söylemini tutarlı hale getiren bir gerçek var ki binlerce yıldır “birlik” siyaseti yapan Türk önderleri “budun” önemini vurgulamaktadırlar. Budun; Bütün kelimesi gibi siyasi ve dini yapıları ne olursa olsun soy, dil, töre, tarihsel yapıları ortak bir kökten olan insan topluluklarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Günümüz Türkçesinde Arapçadan dilimize geçen “Millet” kelimesine denk düşen “Budun” Arap kültüründe ki din ve mezhep anlayışında temel bir inanca sahip aynı mezhepten olan cemaatler (birlik) belli ölçülerde benzerlik gösterseler de anlayış farklılıkları vardır. Ezberden yazdırmak, dikte etmek” anlamındaki “imlâl” (imlâ) kökünden türeyen millet; işitilen ve okunan bir şeye dayanması veya dikte edilmesi bakımından “din” karşılığında kullanılmıştır. Öte yandan budun inanç yapısıyla ilgili olmadığı gözüküyor. Anlam ve kavramsal karmaşanın önüne geçebilmenin en sağlıklı yaklaşımı toplumların dil kökenlerini inceleyerek zihinsel yapılarının çağrışım yönlerini keşfedebilmektir.
Cihanı Kim Yönetiyor?

 

Cumhuriyet devriyle birlikte Türk Dili üzerine başlatılan çalışmalar neticesinde hem Türk tarihi derinlemesine inceleniyor, hem de Modern Türkiye’nin iletişimini kolaylaştıracak kelimeler seçiliyordu. Bu kelimeler arasında Mustafa Kemal Atatürk “Ulus” kavramına özellikle vurgu yapıyor; “Her kim ki kendini Türk gibi hissediyorsa Türk’tür!” ve yeni yönetim anlayışı olan demokratik halkı işaret eden devletin yani Cumhuriyetin ne olduğunu; “Cumhuriyet kimsesizler kimsesidir.” diye ifade ederek yeni düzende ki kavramları netleştirmiştir. Konumuzla ilgili en önemli kelime olan “ulus” Orhun yazıtlarında “uluş” olarak ifade edilmektedir. Aslında bu kelime bir milletten daha çok birçok milletin, etnik kimliğin bir arada yönetilmesiyle ilgilenen devleti bizlere anlatmaktadır. Bu bilgilerden yola çıkarsak Osmanlı İmparatorluğu gibi Türkiye Cumhuriyetine de ulus devlet diyebiliriz. Bu çerçevede Türklük bir üst kimlik olarak düşünülebilir. Germenler gibi, Slavlar gibi… Irkçılık yakıştırması hatalıdır. Kendisini Türk olarak gören her toplum Türk budununu oluşturmaktadır. Genellikle ortak bir dil köküne sahip toplumları içerisinde barındırmaktadır.  

Ulus devletlerin parçalanması fikri muhtemelen ticaret yapan cemaatlerin, lobicilerin, örgütlerin işine gelmiştir. Bu siyasal hareketlenmeden çok büyük kazançlar elde etmişlerdir. Dünya tarihinde Milliyetçilik Akımının ana ekseninin Şoven Fransızların olması hiç şaşırtıcı değil ve modern anlamda ki milliyetçi düşünce Fransız Devrimi fikirlerinden doğduğu anlatılsa da aslında bu fikrin ateşleyicisi ticaret ile uğraşan cemaatlerden başkası değildir. Bunun en büyük nedeni ticarete kota koyan, yolları kapayan, büyük vergiler getiren, halkları sömüren yönetimleri ortadan kaldırarak ticari anlamda daha özgür bir ortam oluşturabilmekti. Nitekim 19. Yüzyıla gelindiğinde milliyetçilik propagandası büyük imparatorlukları, hanedanlıkları, çarlıkları, Avrupa Aristokrasisini tanımlayan mutlak monarşi gibi soya, kan bağına dayalı ailelerin yönetimlerini tehdit etmeye başlamıştı. Yüz yıl içerisinde bu yönetimsel anlayış yerine resmiyette halkın egemenliğine dayalı devlet yönetimlerine bırakmıştır. Coğrafi Keşifler döneminden sonra ki yüzyıllarda yaşanan yönetimsel devrimler milliyetçilik propagandası ile yapılmıştır. Bu akım hala emperyalist ülkeler tarafından devam ettirilmektedir. Her iki dönemin ana tetikleyicisi ticaretin tıkanma alanlarını açmaya yönelik geliştirilen siyaset olduğu görülmektedir. Her iki dönemin ana temasında “alternatif yollar” anlayışının hâkim olduğu net bir şekilde ortada durmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’e en yakın isim hiç şüphesiz Salih Bozok’tu… Bir gün Paşa çocukluk arkadaşına sorar; Cihanı kim yönetiyor Salih?”… Hatıralarında “Bunun siyasal bir soru olduğunu düşündüm, pek anlayamadım” diye ifade eden Salih Bozok; Arkasını dönerek “İngilizler mi paşam?” diye karşılık vermiştir. Hafifçe gülümseyerek “hayır Salih dünyayı devletler yönetmez. Eski çağlardan beri cemiyetler yönetir.” dedi. Bu hatıradan anlaşıldığı gibi siyasal anlamda güçlü cemiyetlerin işine gelmeyen, aklının kesmediği, menfaatine dokunmayan, boyun eğmeyenler ortadan kaldırılır. Kaldırılamaz ise alternatifi aranır.

                                                                                     Özgür Terzioğlu

Yazdır Paylaş
Diğer ÖZGÜR TERZİOĞLU Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek