İlçe Emniyet Müdürü Osman Ünal’a veda
Turhal Kaynak hayatını kaybetti
Serbülent Avcu’dan “GELİN CHP’YE YENİDEN ÜYE OLUN” çağırısı
Alman ve İspanyol bisikletçilere Türk misafirperverliğini gösterdiler
Bu yazı 27 Mayıs 2021, Perşembe 09:22:02 tarihinde eklendi. 1088 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

27 MAYIS DEVRİMDİR - Servet Şenyiğit

Mustafa Kemal ATATÜRK, devrimi şöyle tanımlar: “İnkilap mevcut kurumları zorla değiştirmek demektir.” “İnkilap, Türk milletini son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak yerlerine, milletin en yüksek uygarlık gereklerine göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları koymuş olmaktır.”
27 MAYIS DEVRİMDİR

 

Bu tanımlamayı bilmeyenler veya bildiği halde söyleyemeyenler hep aynı nakaratı yinelerler : “askeri darbelere karşıyız , 27 mayıs , 12 Mart , 12 Eylül askeri darbelerdir, hepsine karşıyım.”  Devrim ile darbenin ayırımından habersiz olanlarda bu söylemlere inanırlar ve savunurlar.

Mevcut yönetimi deviren güç, halkın desteğini arkasına almışsa ve halkın yararına kalıcı çözümler getirmişse bunun adı devrimdir. 27 Mayıs gibi. Burada Demokrat Parti iktidarının yanlışlarını uzun uzun anlatmaya gerek yok, 6-7 Eylül olayları, yargıya, basına ve üniversitelere uygulanan faşizan baskılar, Yürüyüş yapan öğrencilere ateş açılması ve harp okulu öğrencileriyle subayların yürüyüşlerini anımsatmakta yarar var. Halkın isteği ve desteğini arkasına alan güç mevcut iktidarı devirmiştir.

Sonrasında ne demiştim? Devrim diyebilmek için kalıcı çözümler yapılmalıydı. 27 Mayıs hareketinden sonra yapılan en önemli değişiklik, özgürlükçü,yeni bir anayasa yapılmasıdır. 1980 darbesine kadar görev yapan Cumhuriyet Senatosu’ da önemli bir yeniliktir. 1961 Anayasası  Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay ve Uyuşmazlık Mahkemesi gibi  yüksek mahkemeleri tek tek düzenlemesidir.

Yapılan yeni anayasanın yargı alanındaki en önemli değişikliği de Anayasa Mahkemesidir. Yasaların Anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli Mahkemenin 15 üyesinden beşini seçme yetkisi de yasama organına verilmiştir.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım nedenlerden ötürü 27 Mayıs, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim tanımına da uymaktadır.

Peki, 12 Mart ve 12 Eylül’ den aynı şekilde söz edebilir miyiz? Kesinlikle edemeyiz.  12 Mart muhtıradır. Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’i istifaya zorlamışlar ve partiler üstü bir hükümet kurdurarak ülkede faşist bir yönetim oluşturmuşlardır. 12 Eylül de ABD’nin “bizim oğlanlar” dediği emperyalistlerin oyuncağı, halka karşı yapılan bir harekattır ve darbedir. Türkiye’yi on yıllarca geriye götürmüştür.

Ne demiştik? Dış emperyalist güçleri arkasına alarak halkına faşizan baskı uygulanırsa darbe olur.

servetsenyigit@gmail.com

Yazdır Paylaş
Diğer Servet Şenyiğit Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek