Yıllardır Ermeni soykırımı konusunda sürekli kendimizi savunmak durumunda kaldık. Oysa Ermeniler tarafından Osmanlı’nın çöküşünden bu güne kadar sitemli bir şekilde katliamlara ve terör saldırılarına maruz kalanlar bizlerdik.
Sadece Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Türkler değil, Kafkasya’daki Azerbaycan Türkleri Balkan Türkleri ve hatta Türkistan Türkleri bile Ermeni zulmünden nasibini aldı.
Pek çok kişi bu detayı bilmez. 1. Balkan Savaşı sırasında, ünlü Ermeni liderleri olan Andranik Ozanyan ve Garegin Harutyunyan, o dönem Bulgaristan krallığı hesabına çalıştı ve bölgede yaşayan Ermenileri silahaltına alarak katliamlara imza attı. Bu ortamda bizlerin kendini savunmak yerine söylemesi gereken şunlar idi;
‘’Ermeniler 19. yy başlarından itibaren Adana’dan Azerbaycan’a kadar Türkleri katletmek için hareketlere giriştiler, aynı maksatla harekete girişen Balkan ülkeleri ile ittifak kurdular, Türkistan’da Kızılların hesabına çalıştılar. Ortada soykırım vardır, o da Türk Soykırımıdır, Türk Kırımıdır.’’
Sadece 1915 olaylarına odaklanmak, utana sıkıla ‘’hiçbir şey olmasa bile bir şey oldu’’ minvalinde konuşmak ‘’tamam biz yaptık belki ama bakın onlar da yaptı’’ demek, 24 Nisan günü taziyelerde bulunmak, özürleri dile getirmek barış adına yapılacak bir şey değildi. ‘’Efendim Karabağ’da onlar da bakın neler yaptı’’ demek de hiç yeterli değildi.
Bu hareket bu güne kadar sadece Ermeni lobisinin faaliyetlerine güç ve koz verdi. Oysa Karabağ Türk katliamlarının son halkasıdır ve bizler daha fazla Türk katliamı olmaması için bilincimizi yüksek yüksek tutup haklılığımızı savunmak durumundayız.
ABD gibi lobiciliğin önemli olduğu, çok lobi yapanın kazandığı bir ülkede Biden’in bu kararı vermesi ihtimal dâhilinde idi. Artık kararı kınamak ya da tartışmak bizlere bir şey kazandırmayacak. Bizler şimdiden sonra ne yapacağımıza bakmalıyız.
Benim yapılabilecekler konusunda önerilerim var.
1864’ten 1920 yılına kadar Kafkasya ve Doğu Anadolu’da 2,5 Milyon’dan fazla Türk ve Müslüman yerlerinden edilmiş, 1 Milyona yakın Türk ve Müslüman Katledilmiştir. Balkan ülkelerinde 1820 yılı itibariyle başlayan ayaklanmalardan 1922 yılına kadar 5,5 milyon Türk sürgün edilmiş, 5 milyon civarı Türk ölmüş ve öldürülmüştür. Sadece 1. Dünya Savaşı ile Türk Kurtuluş Savaşı arasında 2,5 milyon Türk Anadolu’da öldürülmüştür.
Türk Kırımı diye tabir edilen bu felaketler zincirinde her katliam tarih aralıklarına göre araştırılıp kamuoyuna paylaşılmalıdır.
1905-1907'de Azerbaycan'ın çeşitli bölgelerinde, 1918'de Bakü'de, 1920'de ise Gence'de olan katliamlar yaşanmış, 1988'de Hocalı yakınlarındaki Askeran'daki Azerbaycan Türklerine yönelik saldırılarla başlayan Karabağ sorununun sonucunda, 724.000 Azerbaycan Türk'ü Karabağ'ı ve günümüz Ermenistan topraklarında kalan yurtlarını terk etmek zorunda kalmıştır.
Rus ve Ermeni güçlerinin Azerbaycan genelinde de bir etnik temizlik hedefinde olduğu gösterilmelidir.
Hocalı'da katledilen 613 Azerbaycan Türk'ü soydaşımız ve Bakü'deki "Kara Yanvar" katliamında katledilen 137 soydaşımız ile birlikte, 1988-1993 arasındaki süreçte 1500'e yakın Azerbaycan Türk'ü katledilmiştir.
Balkan Devletleri’nin o dönem Rus ve Batı desteğiyle cesaret bulup Türkleri katlettiği gerçeği, unutturulmamalıdır.
Aynı dönemde Balkan Türkleri de kimliklerinin yok sayılması ve inkâr edilmesi kampanyaları düzenlemekte, özellikle Bulgaristan baskıyı arttırmaktadır. Nitekim 1989 yılında Balkanlardan son sistematik Türk göçü yaşanmıştır.
Türkiye ve Azerbaycan ‘’Soykırım’’ konusunda ortak hareket ederek çalışmalar yürütmeli, Dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir.
Türkiye ve Azerbaycan karar vericileri, 19. yüzyıldan 1990'lara kadar olan süreçte Doğu Anadolu, Azerbaycan ve Kafkasya ile Balkan, Ege ve Trakya Coğrafyasında ölmüş, öldürülmüş, göçe zorlanmıştır. Türklerin sadece Türk oldukları için öldürüldüğünü kabul etmeli, katliamı yapan ülkelere karşı bu konuda kesinlikle iyi niyet gösterilmemelidir.
19. Yüzyılda halkları katliama maruz kalmış Türk Devletleri de kendi soykırım gerçeklerini ön plana çıkarmalı Türkiye ve Azerbaycan’ın Türk Kırımı tezine iştirak etmelidir.
Katliam adına Balkanlardan Kafkaslara her yerde faaliyet gösteren Ermeni çetecilerin bir kısmı, Ekim Devrimi itibariyle Orta Asya’ya geçti. Özellikle Taşkent ve Fergana Vadisi’nde binlerce Türk’ü öldürdüler. Yine Kırım’dan Kazan’a, Ahıska’dan Sincan’a Halep’ten Kerkük’e Kırım’dan Kıbrıs’a suçları Türk olmak olan insanların başına neler geldiğini de biliyoruz.
Batı Avrupa ve ABD’de lobi faaliyetleri yeniden organize edilmeli, Türk Devletleri uğradıkları katliamları gün yüzüne çıkarıp gerçekleri konuşturmalıdır.
Ermenilerin başını çektiği Türk Kırımına iştirak eden her yapıdan hesap sorulmadıkça, bir sonraki yüzyılın da Türk Kırımına şahitlik etmeyeceğinin garantisini veremeyiz.
OZAN AKARSU
