Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 24 Mart 2021, Çarşamba 09:39:43 tarihinde eklendi. 2379 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ – KADININ ADI YOK - Metin ATLI

Bugün yazımı değiştirdim. Yönetim Modeli Olarak Sosyalizm yazımı erteledim. Gündemde maalesef çok önemli bir konu var. İstanbul Sözleşmesi.
 İSTANBUL SÖZLEŞMESİ – KADININ ADI YOK

 

 

 Yıl 2009. NahideOpuz isimli kadın eşinden şiddet gördüğü için tam 36 kez devlete şikayette bulunur. Ancak devlet kadını koruyacak hiçbir önlem almaz. Kadın da daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dava açar. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne üyedir. Oradan çıkacak karar tüm Avrupa ülkelerini olduğu gibi Türkiye’yi de bağlar. Kadın davayı kazanır. Türkiye kendi vatandaşını koruyamadığı ve kadın vatandaşına ayrımcılık yaptığı için hüküm giyer. Bu konuda hüküm giyen tek devlet olur.

Bu olay Türkiye’nin itibarını çok kötü zedelemiştir. Bu kötü imajdan kurtulmak için İstanbul da geniş bir toplantı yapılır. Birçok kadın profesör, sivil toplum örgütleri ve AKP’li kadın vekiller birlik olur. Kadına şiddet konusunda hazırlanan sözleşme İstanbul’da imzaya açılır. Bu nedenle adına İstanbul Sözleşmesi denir. İstanbul Sözleşmesi 2011’de meclise gelir ve 246 kabul oya karşılık 0 ret oyla kabul edilir. Türkiye kısmen de olsa imajını kurtarmıştır.

Peki bu İstanbul Sözleşmesi neler getirmektedir ?

-          Devlet, şiddet gören kadınlar için yeterli sayıda sığınma evi açacaktır.

-          Şiddet gören kadınlara hizmet vermek için ücretsiz telefon hattı oluşturulacaktır.

-          Yargılama esnasında mağdurlara koruma sağlanacaktır.

-          Mağdurlara psikolojik ve tıbbi destek verilecektir.

-          Eğitimde ders müfredatına kadın erkek eşitliğini işleyen konular eklenecektir.

-          Gelenek, din, töre ya da namus gibi gerekçeler şiddet bahanesi olarak kabul edilmeyecektir.

-          Namusu gerekçe göstererek cezada indirime gidilmeyecektir.

Yasa yürürlüğe girer girmez bildik bazı kesimler tarafından eleştirilmeye başlanır. Milli Eğitim Bakanlığı, kadın ve erkeğin eşitliğini konu alan ders kitapları hazırlar. Ancak 24 saat bile geçmedenmalum kesimlerin baskısıyla bu konu müfredattan çıkarılır. Yani yasa daha ilk günden delinmeye başlanır. Zaten bizde yasa çok, ama uygulayan yok.

Toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul gören İstanbul Sözleşmesi maalesef Cuma gecesi bir kararname ile feshedildi.AK Parti için işler iyi gitmiyor. Oy oranı gittikçe düşüyor. Anketlere göre bugün seçim olsa Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Tayyip Erdoğan’a yüzde ondan fazla fark atıyor. Bunun sonucu olarak mevcut hükümet on yıl önce yaptığı bazı hamlelerden taviz vermeye başladı. Amaç, kaybettiği muhafazakar kesimin oylarını tekrar almak. Diğer kesimin oylarını almak gibi bir çabası zaten hiç olmadı. Tek derdi kendisinden kaçan seçmeni tekrar kazanmak. Bu şekilde kazanabilir mi? Bunu ancak bir seçim olunca göreceğiz. Zaten bütün bunlar gösteriyor ki 2021 sonuna doğru bir seçim var.

AK Parti’nin oy kazanabilmesi için adalette ve ekonomide açıkladığı reformları hayata geçirmesi gerekir. Ama mevcut hükümet bunların tamamını bir kenara bırakarak yine ayrıştırma dilini kullanmaya başladı. Bu şekilde de oy alacağını düşünüyor. Mevcut hükümet artık ülke nasıl düzelir ile ilgilenmiyor. Bütün derdi tekrar yapılacak bir seçimi kazanmak. Bütün hamleleri bununla ilgili.

Biliyorsunuz Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal bir gece yarısı görevden alındı. İstanbul Sözleşmesi de bir gece yarısı iptal edildi. Bu AK Parti’nin de zorda olduğunun bir göstergesi. Büyük kongresini yapmak üzere olduğu bir zamanda bu hamleler belirli bir kesime taviz vermek zorunda kaldığını gösteriyor. Hiç kısa bir zamanda dört tane merkez bankası başkanı görevden alınır mı? Biliyorsunuz futbolda işler iyi gitmezse takımlar arka arkaya teknik direktör değişimine giderler. Demek ki ekonomide de işlerin iyi gitmediğini mevcut hükümet de kabul ediyor ve sürekli teknik direktör değiştiriyor.

Sözleşmenin feshedilmesine gerekçe olarak geleneklerimize ve Türk aile yapısına uygun olmadığını söylüyorlar. Oysaki Türkler Orta Asya da yıllarca anaerkil bir yapı olarak yönetildiler. Kadınımıza çok değer veren bir kültürden geliyoruz. Nasıl oluyor da bu sözleşme Türk milletinin geleneklerine aykırı oluyor?

Ey bu sözleşmeye karşı gelenler! Saçının bir teline kıyamadığın kızının psikopat bir adam tarafından her gün dövüldüğünü düşünsene. Bu duruma nasıl katlanacaksın? Kızının yüzüne nasıl bakacaksın? Kocandır, döver de sever de mi diyeceksin? Gerçekten böyle mi söyleyeceksin ?

Bir türlü çağdaş, demokratik, özgür bir ülke olma yolunda adım atamıyoruz. Hep belli bir kesim tarafından engelleniyoruz. Bu nedenle de ne ekonomide gelişebiliyoruz ne de çağdaş bir devlet olabiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi bu hükümetin yaptığı ender güzel şeylerden biriydi. Maalesef o da oy kaygısına kurban gitti. Ne diyelim!Maalesef bu devirde hala ülkemizde kadının adı yok.Neymiş 2023’de aya gidecekmişiz. Neymiş gidecek astronotlarımızdan biri de kadın olacakmış. Yapmayın. Bu kafayla mı?

 

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek