YA! KILIÇDAROĞLU BAZI DOSTLARIN FATURASI AĞIRDIR. -

PKK yine kalleşliğini yaptı. Kimisi polis, kimisi asker onüç kardeşimizi şehit ettiler. Yalnız bu defaki öyle çatışarak, çarpışarak değil, rehin aldıkları evlatlarımızı, enselerinden kurşunlayarak şehit ettiler. Erkekçe, mertçe değil, kahpece, kalleşçe, namertçe bir infaz şeklinde yaptılar. Bu tarz infazlar PKK için ilk değildir. Daha önce Bingöl yolunda, evlerine dönmekte olan, silahsız otuz üç erimizi yere yatırıp kurşunladılar. Altı öğretmeni lojmanlarında alıp şehit ettiler. (onlar ülkücüydü dediler.) Yine aynı şekilde altı bin den fazla sivili katlettiklerini unutmayalım.

 

Şimdi tartışılan şudur; Bu evlatlarımız altı- yedi senedir PKK’nın elinde idi. Neden kurtarılmadı?. Buradan hükümete bir suç isnat edilmek istenmektedir. Önce şunu anlayalım. Hani Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girmiş. Herkes hocayı suçlamış. Neden kapıyı kilitlemedin.? Neden pencereyi kapatmadın?. Hoca: “Tamam bende suçluyum da, hırsızın hiç mi suçu yok!?.” Demiş. Bazılarına göre bütün suç hükümette, PKK’nın hiçbir suçu yok. Peki hükümet ne yapabilirdi?. Önce şunu anlayalım. Hatırlarsanız, Öcalan yakalanıp Türkiye’ye getirilirken; “Türkiye ile işbirliğine hazırım” demişti. Bu cümleyi unutmayın. Bir de o yıllarda başbakan Ecevit’in:“ABD Öcalan’ı bize neden teslim etti, anlayamadım?.” Demesini unutmayın. Öcalan ve Ecevit’in bu sözlerinde neyi kastettiğini anlayabilirsek, PKK’yı ve davranış biçimini de anlarız. Önce şuradan başlayalım. ABD Öcalan’ı bize neden teslim etti. PKK’yı kuran Öcalan’dır. Ama kullanan ABD’dir, İsrail’dir. PKK üzerinde tam hakimiyeti olan Öcalan’dan, o eşkıya sürüsünü tam teslim almak gerekiyordu. Öyleyse Öcalan’ın hapsedilmesi, örgüt üzerindeki hakimiyetiaçısından önlenmeliydi. İşte ABD bunu yaptı. Türkiye ile işbirliğine hazır olan PKK artık ABD’nin ve İsrail’in malıdır. Nitekim son seçimlerde “CHP’ye oy vermeyin”diyen Öcalan’I hiçbir PKK’lı dinlemedi. Çünkü Kandil üzerinden gelen ABD ve İsrail’in emri; “oylar CHP’ye” şeklinde idi. Zaten Fetö ve kaset üzerinden CHP ele geçirilmiş iken o camiada kimin sözü geçeceği bellidir. Yani hükümet rehineleri kurtarmak için ya ABD’ye, Ya İsrail’e ya da Kılıçdaroğlu’na gitmeliydi. Tam da şehitlerimizin haberini aldığımız gün, CHP’nin konuşurken hava kaçıran (Özkoç’muydu)… sözcüsü; “Dostlarımız İyi Parti ve HDP’dir.” diyordu. Zaten Kılıçdaroğlu’da her gün benzerini söylüyor.

Eğer HDP ve dolayısıyla PKK onların dostuysa, rehineleri kurtarmakta CHP’nin görevi idi. PKK’dan bu dostlarının dışındakiler yoluyla, rehineler kurtarılmak istense, devletten çok büyük tavizler isteyeceklerdi. Ama bunlar CHP’nin dostu ya, seçimde oy verdiler ya. Eğer CHP ve Kılıçdaroğlu rehineleri isteseydi, onu kırmayacaklarından emindim. Öyleyse bu şehitlerin suçlusu PKK’dan sonra, PKK’nın dostlarıdır. Aynı gün bile dostluğunu ilan ediyorlar. “Söyle bana dostunu, söyleyim sana kim olduğunu.”  SAYGILARIMLA…

 

 

                                                                                                                                    İlyas ŞEN

Yorum yapmak için tıklayınız!   Yapılan Yorumlar [ 0 ]