Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 26 Şubat 2021, Cuma 09:43:29 tarihinde eklendi. 1707 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

BİR KUŞAK BİR YOL - ÖZGÜR TERZİOĞLU

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz Çin treni, Çin Aşıları, Çin malları gibi Çin ile ilgili ilerleyen zamanlarda daha fazla durumu, olayı duymamıza sebep olacak ve Çin’i dünyanın liderliğine taşıyabilecek büyük projenin adı; Yeni İpek Yolu Projesine başlanmıştır. Türkiye’nin de bu projede kilidi açabilecek anahtar rol oynayacağı görülmektedir. Aslında ülkemizin muhalif kanadı bu projeyi son on yıldır şiddetli bir şekilde eleştiriyor. Üçüncü köprü, Çanakkale köprüsü gibi yeni havalimanı, yenilenen, geliştirilen ve yenisi yapılan demir yolları, kentleri birbirine bağlayan karayolları ve çılgın olarak nitelendirilen “Kanal İstanbul” iktidarı destekleyenlerinde bu alt yapı çalışmalarının “neden?” yapıldığı hakkında tam olarak bir fikir sahibi olmadığı anlaşılıyor. Küresel kalkınma projesi olarak nitelendirilen Yeni İpek Yolu ile birlikte etrafında ki kentler nasıl bir şekil alacak? Köylerimizin geleceği ne olacak? Sanayici, iş insanları, girişimciler ve gayrimenkul sahipleri- yatırımcıları ne yapıyorlar? Gibi daha birçok alanda hayatımızı ilgilendiren soruların cevaplarını bularak harekete geçme zamanı gelmiştir.
BİR KUŞAK BİR YOL

 

Çin devlet başkanı Xi Jinping 2013 yılında Kazakistan’da Yeni İpek Yolunu “Kazan-Kazana” anlayışıyla “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” olarak dünya kamuoyuna duyurmuştu. Her ne kadar bu tarihte projeyi duymuş olsak bile “Küresel Sermeye” Amerika’ndan yüz çevirdiği ve Çin’e geçtiği dönemden itibaren başladığı anlaşılmaktadır. Çin-Amerika ticaret savaşlarında Türkiye’nin rolü; sürece kendisini hazırlamak kadar Ortadoğu pazarını korumak gerekirse tasarımlamak, yatırım yapmak, kısmen Afrika’da söz sahibi olarak Kızıldeniz ve Akdeniz ticaret yollarının güvenliğini sağlamak olduğu artık net bir şekilde görülmektedir. Tüm bu gelişmeleri Savakin adasının ihyası, Somali’ye finansal destek, borç ödemek gibi ve Katarlılar ile kurulan siyasi ilişkiler, arsa peşkeşleme ya da fabrika satışlarıyla eleştirilerin odak noktası haline gelmiş siyasi hamlelerin hepsi Akdeniz Ticaretinin güvenliği açısından stratejik öneme sahiptirler. Kızıldeniz’de kurulan güvenlik üçgeni kadar Libya ile yapılan anlaşma, Kıbrıs sorunu fosil yakıt krizi gibi lanse edilse bile teknik olarak ticaret yollarının güvenliği, Yeni İpek Yolu Projesinin ikinci kısmı olan deniz tabanıyla ilgilidir.

15 temmuz darbe girişiminden sonra iyice anlaşılmıştır ki Türkiye yüzünü Batıdan Doğuya, Arap seviciliğinden Türkçülüğe ve takibinde Orta Asya Türk devletleri (Türk Keneşi) ile sıcak ilişkiler geliştirmeye başlamıştır. Aslında tüm bu gelişmeler Amerikan rüyasının sona erdiği ve önümüzde ki 300 yıllık dönemin düzeni kurulurken “Çin Rüyası” ile Dünya ticaret yolları yeniden dizayn ediliyor. Dijital çağ ile birlikte değişim araçları ve ticaret yöntemleri de teknolojinin gelişmesiyle elden geçiriliyor. Tüm bu süreçte tarihi ipek yolu güzergâhı üzerinde ki milletlerin, şehirlerin lojistik ve enerji alt yapıları hazırlanıyor. Başta Türk milletleri olmak üzere Yeni İpek Yolu Projesinin Kara ve demir yolu ülkemizde hazırlanırken İstanbul’un “finans merkezi” olarak planlanması gibi bazı kentlerin yıldızı daha fazla parlayacaktır. Bölgesel olarak Yeni İpek Yolu Projesiyle gelişime açık olan Trakya’da seçtiğimiz siyasiler bu gelişmelerden ne kadar haberdarlar? Haberleri varsa neye ve kimlere hizmet ettikleri son derece önemli bir konudur. Trakya bölgesinde tarla peşkeşiyle, arazi, dosya toplamakla uğraşanlarla halkımızı nasıl bir gelecek bekliyor? Bu soruların cevaplarını aslında yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ile anlamaya başladık. Bizlere erzak kolisi, elbise veriyorlar. Fakir bırakılan halkımıza yemek, para yardımlarıyla günü kurtarma, hoş görünme tavrında siyasi geleceklerine bir dönem daha katma peşinde geleceğimize pranga vuruyorlar. Daha fazlasını düşünemiyorlar, fikir sahibi kimselerin fikirlerini değersizleştiriyorlar. Yokmuş gibi davranıyorlar. İşçiye, çiftçiye sömürü düzeni hazırlıyorlar.

Tüm bu gelişmeleri ve geleceğin bizlere neler getirebileceğinin senaryolarını okuyarak hazırladım Lüleburgaz’ın master plan senaryosu bölgesinde güçlü ve ülkesine değer katan bir kentin tasarımsal sürecini anlatmaktadır. Bahsinde bulunduğum bu projenin açılımlarını yaparak hem değişen dünya düzeni hakkında hem de kentimizi aydınlık bir geleceğe taşıyabileceğimiz çalışmaları sevgili halkımıza anlatmaya devam edeceğim.

                                                         Özgür Terzioğlu

Yazdır Paylaş
Diğer ÖZGÜR TERZİOĞLU Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek