BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNDE NELER OLUYOR. - Metin ATLI

Bütün bunları anlayabilmek için önce dünyada rektör ataması nasıl oluyor, biz de nasıl oluyor ona bir bakalım. Dünyada rektör ataması ile ilgili birkaç yöntem var. En iyi üniversiteler olan Oxford ve Harvard’taRektör, o üniversiteden mezun olan kişilerin oyları ile seçiliyor. Bazı üniversitelerde o üniversitenin öğretim üyeleri tarafından seçiliyor. Bazı üniversitelerde hem öğrenci, hem de öğretim üyelerinin oyları ile seçiliyor. Ama hepsinde rektörler seçimle geliyor. Pekiyi bizde nasıl geliyor? Bizde Cumhurbaşkanı atıyor. 2016 da çıkan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile seçim kaldırıldı. Bir kişi her şeye karar verdiği gibi, kimin rektör olacağına da o bir kişi karar veriyor.

PekiyiRektörü Cumhurbaşkanı seçerse, Cumhurbaşkanı da Ak Parti Genel Başkanı olursa, kimi seçer. Tabii ki Ak Partil’i birini seçer. Nitekim de öyle oldu. Boğaziçi Üniversitesi’ne Ak Parti’li Melih Bulu Rektör olarak atandı. Kim bu Melih Bulu? AKP Sarıyer ilçe başkanlığı kurucusu ve 2015 yılında Ak Parti’den milletvekili adayı olmuş bir isim.Üstelik Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Haliç üniversitesinden atandı. Sanki Boğaziçi’nde bu işi yapabilecek adam kalmadı.

                          Bir ülkede liyakat esas alınmalı değil mi? Nedir liyakat? Bir göreve gelecek kişinin dinine, etnik kökenine, dünya görüşüne bakılmaksızın o göreve en layık kişinin getirilmesidir. Pekiyi bu rektör atanırken böyle mi oldu? Gerçekten liyakatamı bakıldı? Bir ülkede liyakat esas alınmazsa o ülke ne olur? Her konu da geri kalır.

Geçen hafta bir haber vardı. Türk Profesör Metin TolanGöttingen Üniversitesi’ne oy birliği ile Rektör seçildi. Oy birliği demek tüm üyelerin oyunu almış demek. Demek ki herkesin takdiriyle, bileğinin hakkıyla bir Türk, Almanya da bir üniversiteye rektör oldu. Helal olsun. Pekiyi Almanya’da bu işi yapabilecek Alman Profesör mü kalmadı? Ama onlar öyle bakmıyor. Kim hakediyorsa onu rektör yapıyorlar. Onlarda liyakat, bizde biat kültürü olduğu sürece aşıyı da onlar bulur, uzaya da onlar gider.

                      Melih Bulu rektör olarak atanınca öğrencilerle beraber öğretim üyeleri de tepki gösterdi. Yasaya göre rektörün en az 2 profesörü kendisine yardımcı olarak ataması gerekiyor. Ama 189  profesörden bir kişi bile rektör yardımcılığını kabul etmedi. Herkesin can attığı rektör yardımcılığını kabul edecek bir kişi çıkmaz mı? Çıkmadı. Yardımcı olmayınca yasal olarak göreve de başlayamıyor. Başka üniversiteden 2 profesör atar, yardımcı yaparsın. O zaman sorun çözülmüş mü oluyor? Bu mu yani. Bu kadar kaos, bu kadar inat niye?

                      Gençlerimizin zaten birçok sorunları var. Bir çoğunu aileleri okutmakta zorlanıyor. Mezun olanlar iş bulmakta zorlanıyor. Her 3 gençten birisi işsiz. Üniversite mezunları asgari ücretle çalışıyor. Bir çoğu mesleği ile ilgili iş bulamıyor. Gençlerin aklında kapağı Avrupa ülkelerine atmak var. Bu ülkede gelecek görmüyorlar.

                         Konuya bu şekilde bakarsak ben öğrencilerin tepkilerini haklı buluyorum. Protesto her ülkede yasal bir haktır. Bu gençlerimize terörist demek çok yanlıştır. Terörist muamelesi gösterip bu gençlerin çadırlarının yıkılması,  evlerine baskın yapılması bana doğru gelmiyor.  Gençlerimizin sesine kulak verilmeli, iktidar bu inadından vazgeçmelidir.Bu gençler bu ülkenin geleceğidir.

Yeni Rektör  Melih Bulu öğrencilerle yaptığı görüşmede “ben de seçimi savunuyorum, ben de sizin yeriniz de olsam meydana iner talebimi söylerdim. Ben mevcut yasalara göre atandım” dedi. İstifa et o zaman. Etmez, çünkü bilir ki seçim sistemi olsa bu makamı rüyasında bile göremez. Çünkü ona gelinceye kadar ülkede çok daha iyi profesörler var.

                      Sonuç olarak rektörler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de seçimle gelmelidir. Atama ile gelmesi yanlıştır.  Her şeye bir kişinin karar verdiği yönetim şekli yanlıştır.Karşı fikir söyleyen herkese terörist demek yanlıştır. Vatandaşların, gençlerin isteklerine kulak asmayıp ben yaptım oldu mantığı yanlıştır,toplumu gerer. Ülkemiztarihinde hiç bu kadar gerginlik, hiçbu kadar kutuplaşma görmedi.Artık bu gergin ortamdan herkesbıktı.Herkesin taleplerini, görüşlerini özgürce söyleyebildiği bir ülke istiyoruz. Biraz huzur istiyoruz.