Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 22 Ocak 2021, Cuma 09:14:56 tarihinde eklendi. 2124 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DEMOKRASİ Mİ CHP Mİ? DEMOKRASİNİN ALTERNATİFİ CHP’DİR -

DEMOKRASİ Mİ CHP Mİ? DEMOKRASİNİN ALTERNATİFİ CHP’DİR

 

 Ak parti iktidarı Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmaya çalıştığı günlerdi. CHP’nin hukukçusu Sabih Kanadoğlu “Meclisin toplanması için salonda üçte iki vekil sayısı bulunması şarttır…” fetvası vermiş, CHP’de meclisi çalıştırmamak için grev yapıp salona girmiyor, bahçede, çay ocaklarında oturuşuyorlardı, diğer küçük gruplara da generaller tehdit telefonlarıyla ikna edip meclise girmeleri önleniyordu, böylece Cumhurbaşkanı seçimi kilitlenmiş durumdaydı. Neyse bu zorbalık tavırlar bir erken seçimle halledilmiş MHP meclise girerek Cumhurbaşkanının seçilmesi sağlanmıştı. Bu grevler, bu tavırlar neden? Abdullah Gül neden istenmiyor, sorusunun cevabı ise hanımının başı örtülü olmasıydı. Tamda o günlerde bir gölgelikte ileri gelen bir CHP’li ağabeyle oturmuş sohbet ediyorduk mevzu “Cumhurbaşkanı kim olacak?” Ben –Abdullah Gül olacak. O –Hayır onu Cumhurbaşkanı katiyen yaptırmazlar. –Kim yaptıramaz? –Askeriye falan filan. Tamda o sırada çok agresif yapılı bir arkadaş yanımızdan geçiyordu, çağırdım –Söyle bana Cumhurbaşkanı kim olacak? –Tabi ki Abdullah Gül olacak. Ben –Yok onu yaptırmazlar. –Onu Cumhurbaşkanı yaptırmayacak olanın anasını avradını…” –Dur dur arkadaş tamam o olacak. Neyse lafı tamamlatmadık. Döndüm CHP’li ağabeye –Ne diyorsun? Şuan da bütün Anadolu bu durumda. (Tabi ağabeyin bet beniz sararmıştır) Mecliste Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’ün adaylığını ilan etmeden öncede Deniz Baykal Erdoğan’ın aday olacağını sandığından, sesinin bütün gücüyle “Sen aday olma, olma, olma…” diye haykırmıştı. (İşte bu süreç başkanlık sistemini mecbur etti). Ogünlerde yer altı yer üstü, kendilerinde biraz güç gören herkes konuşuyor, tehdit ediyordu, demokrasi mi, oda neymiş? Şimdi yine aynı şeyleri konuşuyoruz. İlker Başbuğ “1960’ta Menderes erken seçim ilan etseydi darbe olmazdı” diyor. Mecbur muydu? Etmedi, darbe mi yapmak lazım? Ya da seçim erkene alınsaydı CHP’mi gelecekti?

 Şimdi de bazıları durmadan erken seçim isteyip duruyorlar. İlker Başbuğ’un sözleri bu isteğin tamamlayıcısı mı? İyide Can Ataklı iyi bir solcudur. Oda Solculara hiç şans vermiyor, kazanma ihtimali asla yok, diyor veya Erdoğan’ın gitmesini “Çok büyük bir felaketler ya da savaş yenilgisiyle olabileceğini” söylüyor. Düşünüyorlar, taşınıyorlar, kaşınıyorlar, bir türlü çıkış yolu bulamıyorlar. Bir profesör vekilleri vardı, Süheyl Batu oda askerlerin darbe yapamama durumu karşısında sükü hayalinin şu sözlerle ifade etmişti “Meğer orduda kağıttan kaplanmış” En son durum ise ABD’den, Avrupa’dan medet ummak şeklinde tezahür etti. Bunlar Türkiye’de demokrat güçleri destekleyeceklermiş. Onlara göre Demokrat, boynuna ipi bağlayıp ucunu ellerine aldıkları kişilerdir. ABD’nin, Avrupa’nın köpeği olmayı kabul ediyor musunuz? Dünya da örnekleri mevcut. Kimse ona da ümit bağlamasın. Zira bu millet köpek taşlamayı da öğrendi, soluğu Pensilvanya’da alırsınız.

                                                                                                                                                           Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek