SURİYELİLERİN DURUMU - Metin ATLI

                                    Daha önceki yazılarımda Suriye’nin parçalanmasının meşhur Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)  projesi ile ilgisini anlatmıştım. Eğer Suriye parçalanırsa sıra da İran ve Türkiye’nin olduğunu, bu nedenle Suriye’nin bütünlüğünün bizim için çok önemli olduğunu yazmıştım.

            Suriye halkı çok acı çekti. Evleri yıkıldı, Birçoğu yurtlarından oldu. 25 bin civarında Suriyeli öldü. Böyle bir ortamda savaşabilecek erkeklerin ülkelerini terk etmeleri kabul edilebilecek bir durum değil. Ama yaşlılar, kadınlar ve çocuklar ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Bu durumda en iyi yapılacak şey, Suriye de güvenli bir bölge oluşturulması ve bombardıman altında kalanların buraya yerleştirilmesiydi. Bu gerçekleşmedi.

             Amerika, Fransa, İngiltere gibi emperyalist ülkeler Suriye gibi ülkeleri savaşa sokuyorlar, o ülkeyi yaşanmaz hale getiriyorlar. Bu ülkede yaşayanlar ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Avrupa ülkelerine gitmek için küçücük botlarla koca denizi geçmeye çalışıyorlar. Sonra da  “Senin benim ülkemde ne işin var?’ deyip denizde botlarını batırıyorlar. “Kıyıya vuran bebek cesetleri, kaçak mültecilerin botu battı,  bilmem kaç mülteci öldü” haberleri artık sıradan oldu.  Ne korkunç bir dünya!

         Pekiyi ülkemizde ki 5 milyon Suriyelinin durumu ne olacak? Şöyle düşünelim. Allah göstermesin komşunuzun evi, ahırı, buğday ambarı yanıyor. Komşunuz kış ortasında evsiz kalıyor. Hayvanları telef oluyor, bir yıllık emeği olan buğday yanıyor ve komşunuz aç bilaç, evsiz barksız kalakalıyor. Ne yaparsınız?

1-        Önce komşular bir araya gelir. Kim de kullanılmayan biraz eski bir ev varsa bu ev biraz toparlanır ve mağdur komşu buraya yerleştirilir. Ama kimse evinin içine komşusunu almaz. Evinin içine alırsa bir sürü problem çıkar.

       -Biz ne yaptık? Suriyelilere bir yer göstereceğimiz yerde onları evimizin içine, ülkemizin içine  aldık. Bu nedenle bir sürü sosyal problem yaşıyoruz.

2-        Komşuya yiyecek, giyecek yardımı yaparız. Ama kendi çocuğumuza lastik ayakkabı alıp, komşunun çocuğuna iskarpin ayakkabı almayız. Alırsak kendi çocuğumuz komşu çocuğunu kıskanmaya başlar ve ona düşmanlık besler.

        - Biz ne yaptık? Suriyelilere para yardımı yaptık, hala da yapıyoruz. Onlara kendi halkımızdan daha fazla yardım yaptık, daha fazla imkanlar verdik. Üniversiteye girişlerde kendi çocuklarımızdan öncelik verdik. Böylece Suriyelilere karşı bir antipati yarattık.

3-         Yavaş -yavaş komşumuzun evini onarmaya başlar, tarlasını ekmesine yardımcı olur, bir iki hayvan almasını sağlarız. Komşumuz da bir çaba gösterir. Bunlar gerçekleşince de tekrar evine yerleşir ve kendisine yeniden bir hayat kurar. Ömür boyu komşumuza bakamayız. Belki bakmak isteriz ama kendi çocuklarımızı zor doyururken bunu yapamayız.

-Biz ne yaptık?  11-12 Kasım 2020 tarihinde Suriye’de, ülke dışında ki Suriyelilerin ülkeye dönmesi ile ilgili bir toplantı yapıldı. Rusya, Çin, İran, Lübnan, BAE, Pakistan ve Umman katıldı. Ama biz katılmadık.

      Suriye’de savaş bitti. Artık bombalar patlamıyor. 2019’da Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay “Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık” dedi. 40 milyar dolar. TL değil dolar. Çok para. Kendi ekonomik sorunlarımız var. Kendi gençlerimiz iş bulamıyor. Bu yükü kaldıramıyoruz. Burada yaşayan Suriyeliler de pekiyi koşullarda yaşamıyorlar. Bu işi çözmek için çare aramalıyız. Tabii ki zorla göndermek olmaz.   Suriye yönetimi ile bir araya gelip bu insanların ülkesine dönmesi için görüşmeler yapmalıyız. Belki  bazılarını Suriye de Türkiye’nin  kontrolündeki yerlere yerleştirebiliriz, bilmiyorum. Zaman geçtikçe bu sorunun çözülmesi daha da zorlaşacak. Ülkemiz için de, ülkemizdeki 5 milyon Suriyeli için de en hayırlısı bu.

l