Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 18 Aralık 2020, Cuma 09:26:58 tarihinde eklendi. 3369 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Henüz Konuşulmayan Tehlike - Ozan Akarsu

Henüz Konuşulmayan Tehlike

 

2020 yılının son ayının ortalarına geldik. İnsanların hal ve hareketlerinden o kadar belli ki; bu yıl hemen bitsin istiyoruz. Oysa 2021 yılı sadece ekonomik, siyasi ve askeri meseleleri değil; bizleri en az salgın kadar ilgilendiren bir başka tehlikeyi beraberinde getirecek gibi duruyor.

Trakya’daki nehirlerin yemyeşil bitki ve yosunlarla kaplandığı, derelerin insan boyundan yüksek sazlarla görünmez hale geldiği günleri gördük. Daha düne kadar atkı bere olmadan dışarı çıkamazdık, bugünlerde ise bir mont dışarı çıkmaya yetiyor. Tam da bu günlerde pek çok yetkili kişi, bir konu üzerine açıklamalar yapmaya başladı.

Kuraklık!

Tekirdağ N.K.Ü Çorlu Mühendislik Fakültesi dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Trakya’da yer altı sularının tükendiğini söyledi. Gözlem istasyonlarından alınan verilere göre konuşan Tecer, yeraltı su seviyelerinde 110, 120 metre derine kadar ciddi bir düşüşün yaşandığını ekledi.

Edirne Ziraat Odası başkanı Hüseyin Arabacı ve Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan da kuraklığa dair açıklamaları ile basında yer buldu. Her iki başkan da önümüzdeki günlerde yağış beklediklerini dile getirirken, bu yıl yaşanacak tarımsal kayıplara dikkat çektiler.

Kış kuraklığı, yaz kuraklığı gibi değildir. Kışın toprakta su depolanmazsa, mahsullerin ihtiyaçları karşılanamaz. Kurak bir kışın ardından kurak bir yazın gelmesi ise adeta felaket olur.

DSİ emekli Bölge Müdür Yardımcısı Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Trakya’nın son 75 yılın en az yağışını aldığını ve bölgedeki 10 baraj ve 42 göletin doluluk oranının yüzde 20lerin altına düştüğünü belirtti.

Yeraltı sularının mevsimsel yağışların azlığından dolayı daha da azalacağını düşünürsek 2021 yazında ciddi su sıkıntısı baş gösterecek demektir. Ergenemizi kirlettiğimiz gibi yeraltı sularımızı tüketerek 2020’ li yıllara giriyoruz. Yeraltı sularımızı artık rezerve etmeli, akarsulardan akan suları arıtarak kullanıma ağırlık vermeliyiz.

Çiftçilerimiz ise ektikleri toprağı, değişen iklim şartlarına göre yeniden tanımalı ve ekilecek ürün doğrultusunda yeni bir ekim süreci başlatmalı. Bu yıl pek çok çiftçinin ekim ayı yerine, kasım ayında tarlasına girdiğine şahit oldum. Çünkü eylül ve ekim ayı adeta yaz mevsimi gibi geçti ve toprak sürülebilecek gibi değildi.

Deprem ve salgın gibi durumlar karşısında hepimize düşen sorumluluklar olduğu kadar, su tüketimi konusunda da hem bizlere hem de yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Acilen henüz konuşulmayan tehlike olan kuraklık konusu masaya yatırılmalı ve çalışmaya başlanmalı. Alınacak tedbirler son derece hayatidir.

Kuraklık ile ilgili haber ve açıklamaların ulusal basında yer almaya başladığı sırada, Lüleburgaz Belediyesi’nin temizlik faaliyetleri kapsamında sosyal medyada yerleri yıkadığını gösteren fotoğrafları paylaşması oldukça şaşırtıcı ve bir o kadar da üzücü oldu.

                                       

Yazdır Paylaş
Diğer Ozan Akarsu Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek