Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 12 Kasım 2020, Perşembe 09:20:35 tarihinde eklendi. 2456 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

SOSYÂL MEDYA, SANAL TOPLUM; BANAL GERÇEKLİK!... - Nuri Kahraman

SOSYÂL MEDYA, SANAL TOPLUM; BANAL GERÇEKLİK!...

 

Sosyâl medya dediğimiz olgu, sanal âlem olarak ifâde edilen dünyanın gerçek bir parçası olup, elle tutulan gerçeğinden daha etkin bir gerçek olarak hayâtımızın neredeyse bütününe hitap eden bir unsur hâline gelmiştir. Hattâ, yerelden genele, uluslararası siyâsete kadar her şey sosyâl medya üzerinden yürütülüyor. Bakıyorsunuz, devlet başkanları sosyâl medyada bir şey paylaşıyor ve bu tüm dünyâda haber olup, siyâsete yön veriyor. 

Bu meyânda, günümüz dünyâsında, özellikle yazma durumunda olanların ya da bir iş, görevi, âîdiyeti olup sorumluluk ağı bulunanların bu âleme bigâne kalmaları olacak şey değildir. Zîrâ, meselâ yazan kişi bu yazdıklarının daha çok kişiye ulaşıp, daha fazla okunmasını arzu eder elbette. Hem de sıcağı sıcağına. İşte bunun en müsâit ve de yaygın alanı burasıdır artık. Dolayısıyla, biz de ister istemez, tam olmasa da, kıyısından-köşesinden bu âleme giren ve de ol vâdide seyrân edenlerden olduk. 

Durum böyle olunca, zaman zaman önümüze gelen güzel söz, mûsıki, fotoğraf, haber ve ibretâmiz gerçekleri yansıtan dînî, târihî, kültürel bilgi ve belgeleri sosyâl medyadaki arkadaş gruplarımızla paylaşarak değerlendirmeye çalışıyoruz. 

Gelin görün ki, bu âlemi çokça gereksiz meşgul edip ikrâh ettirenler de yok değil. Tabiî bu mesele başlı başına bir konu ve de günümüzün en çetrefilli sahalarından birisini teşkil ediyor. Konuya derinlemesine girmeden, kısaca söylemek gerekirse,bunu yapanlar, gerek kendisi gerekse muhâtapları açısından Allâh'ın lûtfettiği zaman emânetini heder etmenin ötesinde, işin dînî, ahlâkî, sosyâl boyutlarının da olduğunu unutmamaılar. Meselâ, hasetlere, fesatlara, dedikodulara, türlü türlü toplumsal olumsuzluklara sebebiyet vermeler gibi..

Daha bugün bir doktorumuz, hem de psikiyatri uzmanı bir doktor, sosyâl medya paylaşımlarının bir fayda ortaya koymadığını, zararının daha çok olduğunu, insanları toplumun gerçeğinden kopardığını, temiz havadan, gün yüzünden, birbirinin, hattâ âilesinin, çoluk-çocuğunun yüzüne bakmaktan, aslî görevlerini ve işlerini yapmaktan uzaklaştırdığını söylüyor. 

Dolayısıyla, aynen uyuşturucu gibi bağımlılık hâline gelen bu durumun vakit zayiinden ve de sosyalleşmek adına kendisini kandırmaktan, daha da yalnızlığa itip bencilleştirmekten, uyumsuzluklar ve psikolojik problemleri artırmaktan başka bir getirisi olmadığını belirtiyor. Dahası, bir çok âilevî, toplumsal ve de kişisel psikolojik, ekonomik, sosyâl kavgaların temelinde de bu olgu yer alıyor... 

Aynı kuşaktan bir delikanlımız da, o da üniversite mezunu ve de kamu okumuş, aynı görüşte ve onca çevre ve konjonktür baskısına rağmen sosyâl medyayı bu anlamda kullanmadığını öğreniyoruz. Ama, o da bir şekliyle bundan muzdarip. Şu anlamda ki, günümüzde bu medyadaki kayıtlarınız sizin tanınmanız için en kestirme yol. Hakkınızda fikir sâhibi olmak isteyenlerin ilk başvurduğu yer orası.  

Evlilikler meselâ; ya da bir yere eleman alınacak. Elimizde bir isim var. Hemen sosyâl medya plâtformlarına bakılıyor. Fikriniz ne, zikriniz ne? Boyunuz-posunuz nice, renginiz nasıl? Gel gör ki, orada yoksanız; o zaman neyin nesisiniz? Niye yoksunuz? Hangi dünyâda yaşıyorsunuz ve hangi mantalite ve de kalitenin insanısınız?

Bu sorular normâl gibi gözüküyor ilk başta ama, vara vara kuşkuları celbedecek boyutlara doğru gidiyor ucu! Öyle ya, neyi saklıyorsunuz da orada gözükmüyorsunuz? Bilinmesini istemediğiniz, çekinecek bir tarafınız mı var? En azından; sizde bir anormâllik var gâlibâ, hangi çağda yaşıyorsunuz falan gibi şeyler?! 

Biz de bu meyânda biraz irdeledik, sorduk gence; en azından anlamak istedik. Delikanlı,"-Benim orda kaybedecek, lüzumsuz yazışmalar yapacak, geyik muhabbetleriyle heder edecek kadar bol vaktim yok. Olsa bile, şu an kendimi hayâta hazırlıyorum. Millet, memleket için, bu insanlar için, dînim-diyânetim, ülkem, gönül coğrafyam için, mazlum dünyâ için bir şeyler yapmak adına sıkı çalışıp, iyi yetişmem gerekiyor. Onlarla vaktimi öldürecek, kafamı meşgul edecek, dikkâtimin dağıtılmasına yol açacak değilim! 

Günü geldiğinde, çalışma arkadaşlarımla ve ilgili çevreyle, astlarımla ve de üstlerimle, haberleşmek adına elbetteki bu anlamda iletişim kanallarına dâhil oluruz, olacağız. Ama, en azından şimdilik böyle! 

Kaldı ki, ben sosyâl medyayı kullanıyorum. Bana gerekli olacak faydalı verileri indirip tâkip ediyorum. Branşımla ilgili istediğim bilgiye, belgeye, belgesele burada ânında ulaşabiliyorum. Hem de çok istifâde ediyorum. Çalışmalarıma katkısı çok oluyor. Çünkü, istediklerimi, bana faydası olacakları seçebiliyorum.   

Ama öbür türlü seçme şansı yok. İlgili-ilgisiz, gerekli-gereksiz telefona çakılmak durumunda kalıyorsunuz. Bana faydası olmayacaksa, bana çok lâzım olan vaktimi çalacaksa, gereksizce araya girip dikkâtimi dağıtacaksa, işte, benim olmadığım yer orası…" 

Delikanlıya hak verdim. Hattâ, böyle ne yaptığını bilen, onca kuvvetli esmesine rağmenkendini, havâî rüzgârlara teslim etmeyen, kavak yellerine perçem kaptırmayan gençlerimizin olması geleceğimiz adına daha bir ümit te verdi bana esâsen. Rabbimiz, böyle ciddî, ne yaptığını bilen, nefsine hâkim, şuurlu gençlerimizin sayılarını çoğaltsın inşâllâh… 

Değerli okurlar. Bugünkü konumuz bu değildi aslında. Sosyâl medyada paylaştığımız bir söz üzerinden yorumlarla berâber bir harmanlama yaparak köşeyi değerlendirecektik. Şöyle bir giriş yapalım derken, köşenin son köşesine sıkışmışız baktık ki farkında olmadan! 

İnşâllâh, yine dertleşebilmek ümidiyle, Rabbimiz bizlerin ve gençlerimizin gerek bu, gerekse her tür konuda yardımcısı olsun, ülkemizi, gönül coğrafyamızı ve de mazlûm dünyâyı her türlü kötülüklerden muhâfaza buyursun inşâllâh; cümleye sevgiler-saygılar; Allâh’a emânet olunuz, wes’selâm… 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek