İlçe Emniyet Müdürü Osman Ünal’a veda
Turhal Kaynak hayatını kaybetti
Serbülent Avcu’dan “GELİN CHP’YE YENİDEN ÜYE OLUN” çağırısı
Alman ve İspanyol bisikletçilere Türk misafirperverliğini gösterdiler
Bu yazı 10 Kasım 2020, Salı 09:10:58 tarihinde eklendi. 2267 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

97 YILINDA CUMHURİYET VE ATATÜRK -

97 YILINDA CUMHURİYET VE ATATÜRK

 

Cumhuriyet ne demekti? Cumhurun iradesi, yani topyekün milletin idareye katılması, söz sahibi olması, demektir değil mi? Diğer bir ifadeyle “Hakimiyet kayıtsız şartsız (bila kaydı şart) milletindir” demektir değil mi? Peki Millet bu sözünü, yada hükmünü ne zaman verir? Tabi ki seçimlerde, yani önüne sandık konur, millet kendisinin idarecisini seçer, kim kazanırsa o ülkeyi ve milleti yönetir, millet adına karar verir, söz söyler. Bu durum 1950’den bu yana böyledir. Zaman zaman hazımsızlar, haydutlar milletin hükmüne, iradesine, oyuna tahammül edememiş, darbeler yapmışlardı ama yine de bu böyledir. Peki Cumhuriyet ne zaman kuruldu? 1923’te 1950’ye kadar böyle miydi? değildi. Yani Cumhuriyet 1923’te kuruldu ama 1950’de çalışmaya başladı. “Efendim kadına seçme ve seçilme hakkını vermişiz” Geç onları geç. İstediğini seçme ve de isteyenin seçilme hakkında ancak 1950’den sonra olmuş Zülfiyare  yinemi dokundum? İyi ama gerçekten bu. Ömrümüz bitti biz bunları ne zaman konuşacağız? Atatürk sağlığında keşke bir defacık serbest seçime girmiş olsaydı ki çokta istiyordu. Şu anda Cumhuriyet ve demokrasinin zirvesindeyiz. Yüze yakın siyasi parti var. Bir sürü televizyon kanalı var, birçoğunda ya dışarıdan yayın yapıyor ya da dış istihbaratların (CİA ve MOSSAD gibi) isteyen istediği kanala çıkıp konuşuyor, ya kendini övüyor yada iktidarı karalıyor. İçeridekiler yetmiyor, dışarıdan da her türlü küfrü, yalanı, iftirayı sıralayıp duruyorlar. “Bu ülkede demokrasi yok” diyen bir haber programında cumhurbaşkanımıza defalarca “Lan” dediğine şahit oluyoruz. Sonra da dönüp “Tayyib Erdoğan Diktatör” diyor. Sıkıysa Atatürk’e desene. Neyse bizim nesil bu ülkenin son yarım asrının canlı tarihidir. Cumhuriyet ve Demokrasi’nin zirvesini yaşıyoruz, kim ne derse desin. Kalkınmamı dediniz? İlk defa askerlerimizin elinde ABD silahları yerine kendi piyade tüfeklerimiz var, semalarımız da ilk defa kendi helikopterlerimiz, kendi SİHA ve İHA‘ larımız uçuyor. (Dünya şaşkın ağızları açık Karabağ da bizim SİHA’ larımızı izliyor) Denizlerimiz de kendi gemilerimiz (Oruç reis, Barbaros, Fatih, Yavuz, Kanuni) Petrol ve Gaz arıyorlar ve buluyorlar da. Deniz gücümüz Akdeniz’in bir numaralısı (Fransa tehdit ediyordu, uçak gemisi gönderecekti sıkıysa gelseler ya. Akdeniz Sahillerin de bir Fransız uçak gemisini batırmıştık, tarihte ilk batırılan uçak gemisi orada tören yaparak,” elindekini de batırırız” mesajı verildi) Dünyanın en büyük Hava alanına, en geniş boğaz köprüsüne en yüksek ikinci barajına sahibiz artık dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle mukayese ediliyoruz. Dinliyorum televizyonlarda “Akaryakıt fiyatları dört kat arttı” diyorlar. Doğrudur akaryakıt fiyatları dört kat arttı da, otomobil sayısı da son 18 yılda dört kat arttı. Nüfus başına Et tüketimimizde üç kat arttı. İnsan ömrümüz de 5 yıl uzadı. Unuttum ”Dünyanın en modern hastaneleri de bizde” çıldırıyorlar kötülemek için. Bir gün ihtiyacınız olur da düşerseniz anlarsınız. Atatürk şuanda sağ olsaydı ne derdi? “Siz yüzde doksan beşte olsanız yine de bizim dediğimiz olacak” anlayışı çoktan bitti. Millet gözünü açtı. Yüzde elli iki yüzde on yedi den büyüktür. Siz en iyisi “Atatürk’e Atatürk densin mi, denmesin mi?” onu tartışmaya devam edin. Cumhuriyetimiz her zamankinden daha güçlüdür.

Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek