Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 28 Ekim 2020, Çarşamba 09:10:51 tarihinde eklendi. 2878 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

KİM BU REZA ZARRAB - Metin ATLI

KİM BU REZA ZARRAB

 

 Bundan 7 yıl kadar önce 2013’de Amerika İran a petrol ambargosu koydu. Kendisine bağlı Birleşmiş Milletler de bu kararı onayladı. Diyeceksiniz ki “Birleşmiş Milletler (kısaca BM) bağımsızdır, Amerika ya bağlı değildir. Yanlış yazıyorsun.” Yanlış yazmıyorum, bilerek yazıyorum. Uluslararası ne kadar örgüt varsa hiçbiri bağımsız değildir. Hepsi Amerika ve İsrail çıkarına çalışırlar.

         Bu karara göre hiçbir ülke İran’dan para karşılığı petrol almayacaktı. Türkiye gibi İran’dan petrol alan ülkeler, aldığı petrolün karşılığında İran’a para olarak ödeme yapamayacak, ancak mal satarak ödeme yapabilecekti.  Ambargo kararı Türkiye çıkarları için hiç iyi bir şey değildi. Türkiye petrol ihtiyacının yüzde 44’ünü, yani nerdeyse yarısını İran’dan karşılıyordu. Türkiye’yi epey zora sokacak bir karardı.

           Pekiyi Amerika İran’a neden ambargo koydu. Önce Amerika’nın ambargo bahanesini yazalım, sonra da gerçekleri yazalım.

          Amerika’nın bahanesi:  İran petrolden kazandığı para ile uranyum zenginleştirme tesisi kurdu. Atom bombası gibi nükleer bombalar yapabilmek için zenginleştirilmiş uranyum gereklidir. Eğer İran zenginleştirilmiş uranyum yaparsa nükleer bomba da yapabilir. Bunu engellemek için İran’ a petrol ambargosu yapılmalıdır. Böylece İran petrol geliri elde edemez, para kazanamaz, dolayısıyla nükleer bomba yapamaz.”

           Şimdi de gerçek sebebini yazalım. “Amerika ve İsrail, İran’dan hoşlanmazlar. İran petrolünü Amerika’ya peşkeş çekmez,  İsrail ile iyi geçinmez. İran’ın en büyük geliri petroldür. Diğer ülkelerin İran’dan petrol alması engellenerek ekonomisi çökertilebilirse İran dize getirilir. Uranyum işin bahanesidir, nükleer bomba işin bahanesidir. Pekiyi  Amerika’da nükleer silah yok mu?  Var. İsrail’de de var. İngiltere’de de var.  Dünya da 9 ülke de nükleer bomba var. Peki bu nükleer bombayı Amerika, İsrail yaparsa suç olmuyor da İran yaparsa neden suç oluyor? Amerika yaparsa barışçıl amaçlarla oluyor da,  başka  ülke yaparsa neden terör amacıyla oluyor?  İran “Ben nükleer bomba yapmıyorum, isterseniz gelin denetleyin” dedi ama kimse dinlemedi. Hatırlayın Irak neden işgal edildi? “ Irak’ da uzun menzilli füzeler var, bunlar dünyayı tehdit ediyor, Irak işgal edilmeli, bu silahlar imha edilmeli“ dediler. Irak ı işgal ettiler. İşgal ettikten sonra “Pardon silah yokmuş yanılmışız.” dediler. Oyun aynı oyun.  Bahane aynı bahane.”

        Gelelim Reza  Zarrab’a. Ambargo başladıktan sonra Türkiye’nin  İran’dan petrol almasına müsaade ettiler. Ancak bazı şartlar koştular. Dediler ki “İran’dan petrol alacaksın, ama ödemeyi para olarak yapmayacaksın. Ödemeyi   O’na  mal satarak yapacaksın. Domates satacaksın, portakal satacaksın, inşaat malzemesi satacaksın.  Bunun için bir devlet bankasında hesap açacaksın. İran’a satmak için üreticiden aldığın domatesin, portakalın parasını bu hesaptan ödeyeceksin. Biz de seni bu hesaptan kontrol edeceğiz. Bize yamuk yaparsan seni buradan yakalayacağız.” Biz de Halkbank’ tan bir hesap açtık.

        İran’la başladık ticaret yapmaya. Onlardan petrol aldık, onlara mal sattık. Para vermedik. Her ne hikmetse İran’la bu ticaretin çoğunu İran vatandaşı Reza Zarrab’ın şirketleri üzerinden yaptık. Artık O’na Reza Zarrab demeyelim, çünkü onu Türk vatandaşı yaptık. Adını da Rıza Sarraf koyduk. Fakat ben O’na Reza  Zarrab demeye devam edeceğim. Türk vatandaşı olmasını, Türk ismi kullanmasını midem kaldırmıyor.  Daha 31 yaşındaydı. Çok iyi, çok hayırsever, çok muteber bir iş adamıydı.  O’da Türkiye’yi çok seviyordu. Şarkıcımız Ebru Gündeş’le evlenip milli eniştemiz oldu, daha bir sever olduk. Bir sürü madalyalar verdik. Adamı havalara soktuk. O kadar ki “Ben tek başıma Türkiye’nin cari açığının yüzde  15’ini kapatıyorum” dedi. Madem bu kadar büyük bir işadamıydı neden vergi listesinde adı yoktu araştırmadık.

             Bir  sabah bir kalktık, Zarrab ortalıkta yok. Aradık, taradık, Ebru Gündeş’e sorduk bulamadık.  Bir öğrendik ki Zarrab Amerika’ya tüymüş. Amerika’da itirafçı olmuş.  Türkiye için inanılmaz suçlamalarda bulunmuş. Ambargoyu deldiğimizi söylemiş. Bu işleri yapmak için Türkiye’de yüklü miktarda  rüşvet dağıttığını söylemiş. “Hayali ihracat yaptık” demiş. Halkbank’ın yöneticilerinin de  bu işin içinde olduğunu söylemiş, bazı bakanlarında bu işin içinde olduğunu söylemiş. Bunların ortaya çıkması üzerine bakanlar Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Muammer Güler  ve Erdoğan Bayraktar istifa ettiler. Ancak 2015 yılında Meclis’te yapılan oylamada  Yüce Divan’a gitmemeleri yönünde karar çıktı ve yargılanmadılar. Keşke yargılansaydılar. Suçlu ise cezasını görür, suçsuzlarsa aklanırlardı. Bir nebze olsun Türkiye itibarını korurdu. Yargılanmasına müsaade etmeyerek adeta suçu kabullendik, tüm dünya ya koz verdik.  Şimdi Amerika ikide bir “Halkbank’a ceza keserim, onu yaparım, bunu yaparım” diye bizi tehdit edip duruyor.

               Geçenlerde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı ‘ Ey Trump burası Türkiye değil, burası Amerika. Burada demokrasi var’ dedi. Çok gücümüze gitti. “Sen nasıl olur da Türkiye’de demokrasi olmadığını söylersin” dedik. “ Sen ne cahil kadınsın” dedik. “ Ama neden hep böyle şeyler Türkiye’de oluyor?” demedik. “Bu bakanlar neden yargılanmadı?” demedik.  Devletin bakanlarının Reza  Zarrab gibi bir adamla ne işi olur?” demedik.

     

         

        

 

         

 

     

         

        

              

        

                

          

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek