Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 14 Ekim 2020, Çarşamba 08:49:01 tarihinde eklendi. 2957 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

EKONOMİ NEDEN KÖTÜ - Metin ATLI

EKONOMİ NEDEN KÖTÜ

 

                Ekonomi yazmak bilgi ister.  Biz ekonomistlerin “Yabancılar TL’yi açığa sattı”, “Borsa endeksi yukarı yönde hareket etti”, “Enflasyonist baskılar arttı”  gibi laflarını çok duyuyoruz. Pek bir şey anlamıyoruz.  Yahu bu ekonomi neden kötü?  Basit bir şekilde anlatsanıza.  Ekonomi Bakanımız “Dolar alanlar yanacak”  diyor ama dolar yerinde durmuyor.  “Tünelin sonunda ışığı gördük” diyor, bizi zifiri karanlıktan başka bir şey görmüyoruz. “En kötüsü geride kaldı” diyor,  biz her gün daha bir kötüye gidiyoruz.

             Baktık olmuyor kişi başına gelir hesaplamasını değiştirdik, bir gecede kişi başı gelirimiz iki bin Dolar arttı. Cebimize baktık artan bir şey yok. Geçenlerde ekonomi güven endeksi hesaplama şeklini değiştirdik, bir gecede rakam 60’tan 80!e çıktı. Etrafımıza baktık, kime sorsak bir güvensizlik var. Enflasyon hesaplama şeklini değiştirdik, enflasyon %11’e düştü. Ama pazara gittik her şey % 30 artmış. İşsizlik de son 8 hafta iş arayanları işsiz sayıyorduk, rakamı 4 haftaya çektik işsizlik düştü, etrafımıza bakıyoruz işsiz bir sürü genç var. Anlayın artık rakamlarla oynamakla olmuyor. Vatandaş sizin rakamlarınıza bakmıyor, o kendi hesabına bakıyor. Ev fiyatları uçmuş, araba fiyatları uçmuş. Komşusu ona oğlunun düğününde küçük altın takmış, o da onun oğluna takmak zorunda. Ama küçük altın nerden nereye fırlamış. Vatandaş buna bakıyor.

            Bir aile, bir futbol kulübü, bir devlet ne kadar geliri varsa o kadar harcamak zorundadır. Gelirinden fazla harcama yaparsan ekonomin kötüye gider. Bütçe de açık veriyorsan ya gelirini arttıracaksın, ya da giderini kısacaksın. Yapamazsan önce elde avuçta ne var satarsın, sonra borç alırsın. Daha da akıllanmazsan batarsın.  Spor kulübü başkanları Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı  gırtlağa kadar borca soktular. Sonra aldılar ceketi gittiler. Hesap soran oldu mu, hayır. Ülkeye yönetenler de  bir gün alıp ceketini giderler. Olan kime olacak, biz vatandaşlara olacak.

             Ülke olarak durumumuza bir bakalım. Bütçemiz açık veriyor. Bizim de ya geliri arttırmamız, ya da giderimizi kısmamız gerekiyor. Biz ne yaptık. Gelirimizi arttıracak hiçbir şey yapmadık. Hiç fabrika, tesis açmadık. Hem açmadık, hem de mevcut olanları sattık. SEKA Kağıt Fabrikasını sattık. Şeker fabrikalarını sattık. Yağ fabrikalarımızı, ilaç fabrikalarımızı, sigara, içki fabrikalarımızı hep sattık. Özelleştirme adı altında 65 milyar Dolarlık devlet malını sattık. Hala satacak bir şeyler arıyoruz. Sat sat nereye kadar?  Bir gün elde avuçta ne var ne yok bitecek. Elindekileri satarak para toplamak en kolay yoldur, ama bu gidiş iyi bir yol değildir. Ve bu yolun sonu çıkmaz bir sokağa gider.

               Başka ne yaptık?  Borç aldık. Paramız yetmedikçe borç aldık. Bunun sonucu olarak 2002’de 130 milyar Dolar olan dış borcumuz,  2019 yılı sonunda 437 milyar Dolar oldu. Yılda 34 milyar Dolar faiz ödüyoruz. Borcumuzu borçla kapatıyoruz. Borçlanarak para toplamak en kolay yoldur, ama bu gidiş iyi bir yol değildir. Ve bu yolun sonu çıkmaz bir sokağa gider.

          Borç aldık yol yaptık, borç aldık köprü yaptık, borç aldık inşaat yaptık, borç aldık saray yaptık. Tamam da bunların hiçbirisi gelir getirmiyor ki.  Bir tane fabrika açmadık. Tarımı geliştirmedik, turizmi geliştirmedik, sanayimizi geliştirmedik. Böyle olunca gelirimiz artmadı. Köprüleri de devlet olarak yapmadık. Araba geçiş garantili olarak müteahhitlere verdik. Maliyet bize 2 katından fazlaya çıktı. Sonuç olarak borcumuz arttı, yine borç aldık. Özelleştirme adı altında devlet mallarını sattık. Devlet kasasındaki kefen parasını bile harcadık. Para bitti.

                   Gelirimizi arttırmadık, peki giderlerimizi kıstık mı? Maalesef hayır. Tasarruf en yukarıdan başlar. Almanya Başbakanı Merkel  bir apartman da oturuyor. Hatta bir gün oturduğu apartman soyuldu. Biz en son Ahlatlı’ya 1100 odalı saray yaptık. Merkel’in  etrafında  koruma ordusu yok. Biz de bir bakan geçse araçların ucu bucağı görünmüyor.  Merkel  2018’de  Arjantin’ e toplantıya gidecekti. Uçağı arıza yaptı. Yedek uçağı yoktu. Tarifeli uçakla gitti. Bizde tam 13 tane uçak var.  Türkiye’deki kamu aracı sayısı Almanya’nın tam 4 katı. Yani gelir az, israf çok.

                 “Karadeniz’de gaz bulduk”  dedik çok sevindik. Hayallerle yaşıyoruz. Gerçekler ne biliyor musunuz? Avrupa doğalgazın bin metreküpünü 120 Dolara alırken biz tam 260 dolara alıyoruz. Böyle korkunç bir fark nasıl olabilir ki.  CHP milletvekili Ali Mahir Başarır Enerji Bakanı Fatih Dönmez’e bunu sordu. Bakan ne dedi biliyor musunuz?  “Bu bir ticari sır açıklama yapamayız” dedi. Sanki bakan fabrikasına doğalgaz alıyor. Tamam da  Sayın Bakan evin doğalgaz faturasını bu millet ödüyor, ne demek ticari sır. Giden milletin parası.  

                    Şimdi diyoruz ki  Dolar neden artıyor, ekonomi neden bozuk?  Valla şu ana kadar ayakta kaldığımıza, yıkılmadığımıza dua edin.

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                 

                               

 

           

        

                

          

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek