HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 05 Ekim 2020, Pazartesi 09:17:56 tarihinde eklendi. 2158 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

REMZİ YEŞİLYURT, ŞEYH ŞÂMİL, NECMİ ÇALIŞKAN... - Nuri Kahraman

REMZİ YEŞİLYURT, ŞEYH ŞÂMİL, NECMİ ÇALIŞKAN...

 

Evet, ne dedik; BİR REMZİ YEŞİLYURT VARDI BURALARDA… Güzel Lüleburgaz'ımızın sokaklarında gezip dolaşan, tebessümüyle, güzel hitaplarıyla, canlı diyaloglarıyla muhataplarının yüzlerinde güller açtıran, sohbet ve muhabbetine doyum olmayan... Ama artık yok! Onunla buluşmak artık, îmanla göçme bahtiyârlığına erenlere mahsus olmak üzere mahşere kaldı. Rabbimiz cümle sevenlerine ebedî âlemde sevdikleriyle buluşmayı nasîp eylesin inşâllâh...

 

Geçen yazımızda Remzi YEŞİLYURT'un Lüleburgaz ve Kepir târihinde güzel izler ve hâtıralar bırakan hatırı sayılır, özel sîmâlardan biri olduğu cihetiyle kitaplık çapta değerlendirmeler yapılabileceğini söylemiştik.  Nitekim, Hür Fikir gazetemizdeki yazıları bir kitap ediyor zâten. Bundan başka, binlerce talebesi ve dostları, tanıyanlar konuşturulduğunda ne hâtıralar, izler ortaya çıkacaktır.

Nitekim, biz oradan 1985'te ayrıldık. O da bizden 5 yıl sonra emekli olup sivil hayâta geçmiş. Bu sürede özel bir hastânede yöneticilik yaptı uzaktan izleyebildiğimiz kadarıyla. Elbetteki Lüleburgaz'da yeni bir çevresi, mesâi arkadaşları, komşuları, dost ve yârânı oldu. 

Diğer yandan köyü, âilesi, memleketi, eğitim gördüğü okullar, görev yaptığı yerler ve kurumlar. Bizim gerek bunlara, gerekse bizden sonraki döneme dâir söyleyebileceğimiz bir şey yok.

​İNANILMAZ İDEÂLİST, MÜTHİŞ YETENEK...

Ancak, merak ettiğimizden internete baktık. Ekşi sözlük diye bir yerde Kepir ve Remzi YEŞİLYURT'a dâir kimi değerledirmeler yansıdı ekrana. Biz sâdece Remzi Bey'e dâir kısımları alacağız buraya.

Bir öğrencisi Kepir'i anlatırken "inanılmaz idealist öğretmenler" in varlığından söz ediyor ve "bunların başında remzi yeşilyurt ve mehmet erkan gelir." diyor. Okula ve diğer personele âit değerlendirmeleri merak edenler oraya bakabilirler.

Bizim değerlendirmelerimiz tabiatıyla 80-85 arası orada bulunduğumuz yıllarla ilgili. Duygu ve düşüncelerimizi de en az nesir kadar nazımla da ifâde ettiğimiz için, o târihlerde Lüleburgaz muhtevâlı olarak yazdıklarımızda Remzi Bey ve Kepir'in ayrı bir yeri var. Daha önce mevzûbahis olan 1. yazıdaki KEPİR-NÂME’den başka olarak 2. yazıda yer alan ve Lüleburgaz merkez okullarında, başta aslî görev yerim Lise olmak üzere ek olarak derse gittiğim diğer okullar ve Kepir'de geçirdiğimiz 5 yılın genel çerçevesini çizip duygularını yansıtan 16 kıt'alık LÜLEBURGAZ DESTANI manzûmesinde de Kepirtepe ve personeline bayağı yer vermişiz:

.....

Kepirtepe’si var, ayrı vilâyet!

Resmiyet hâkimdir, bir de Remziyet!

Necmi, Seyfi, (H)akkı kızmazsa şâyet;

Fevzi’si gönlümde Lüleburgaz’ın…

 

Orhan’la erilir orda Kemâl’e

Kudret’te doyulmaz asabî hâle

Sürükleyen bizi, böyle melâle

Mevzîsi gönlümde Lüleburgaz’ın…

 

Tam bir idâreci, insana yakın

Zıttına gitmeyin sakın hâ, sakın!

Bâzı yönlerini yana bırakın;

Remzi’si gönlümde Lüleburgaz’ın…

.....

​ŞEHİR EFENDİSİ, KEPİR EFSÂNESİ...

Burada birçok isim geçiyor.  Şimdi sanırım onlardan kimse kalmamıştır okulda. Öyle ya, her gelen gider, her konan göçer. Rabbimiz hayâtta olanlara din-îman selâmeti ve sıhhat-âfiyetler üzere hayırlı uzun ömürler versin. Rahmete kavuşanlar varsa, onların da taksirâtlarını afvederek mekânlarını cennet eylesin inşâllâh.

Sadede gelirsek; bâzı yönleri dediğimiz, Remzi Bey'in nev’i şahsına münhasır kişilik özellikleridir. Görevinde disiplinli olması, ipi hep elinde tutması, prensiplerinden tâviz vermemesi. Okul ve çevresinde dâimâ dolaşması, gece ya da gündüz kontrolünü hep hissettirmesi. Buna rağmen sempatisinden bir şey kaybetmemesi. Varlığının istiskâle sebep olmaması. Hattâ, görev hassâsiyeti gereği zaman zaman yaptığı idârî sıkıştırma ve soruşturmaları, sabah ictimâlarında yaptığı konuşmalar, buralarda kullandığı kelimeler ve uslûbun dahi bir espri konusu olarak anekdotlaşması, Kepir’e mahsus özel bir literatür havası oluşturuyor, bir fıkra gibi dillerde pelesenk olup dolaşıyordu.

Kısaca, sertliği bile espri konusu, inançlı, karakterli, ne yaptığını, niçin yaptığını, nasıl yapacağını bilen, bundan dolayı kararlı, nev’i şahsına münhasır bir kişilik. İyi ve de nitelikli bir insan olduğunu burada tekrar ifâde ediyoruz. Rûhu şâd olsun. Rabbimiz onu, bizi, cümlemizi afv ü mağfiret eylesin inşâllâh.

NEVŞEHİR'DEN ESKİ'YE, ŞİFÂDAN DUÂYA...

Bu arada, Remzi Bey’den tam bir ay önce vefat edip Eskişehir’de 21 Ağustosta toprağa verilen, birlikte, Remzi Bey’in müdürlüğü döneminde Kepirtepe’de görev yaptığımız, ayrıca İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü'nden okul arkadaşımız Necmi ÇALIŞKAN Bey'i de bu vesîleyle hayır ve rahmetle anmadan geçmeyelim.

Necmi Bey Kardeşimizi 2000'li yılların sonunda Eskişehir'e yolumuz düştüğünde ziyâret etmiştik. Yeni kâlp ameliyatı olmuştu. Konuşmakta zorlanıyordu. Bir deri bir kemik kalmıştı o babayiğit insan. Ondan sonra bayağı yaşadı. Rabbimiz geride kalanlara sabr-ı cemîller ihsân eylesin inşâllâh.

Bu vesîleyle, o günlerde feys'e düşen, Necmi Bey'in o taraflardan Nidâyi SEVİM'in Nevşehir Kaldırım Mezarlığı'ndan paylaştığı çok güzel bir kitâbe hitâbesi var. Onu da, kardeşimizi hayırla anmak ve duâ evrenine almak adına, sizlerin de hoşuna gideceğini umarak burada paylaşacağım müsâdenizle:

İSTEMEM KABRİME NE SU NE GÜL SAÇ!

ELLERİNİ YALNIZ DUÂ İÇİN AÇ!

DÜN HAYÂTTA İDİM, ŞİFÂYA MUHTAÇ;

BUGÜN KABİRDEYİM; DUÂYA MUHTAÇ!

Sözü bağlarken, konuya dâir daha söyleyeceklerimizin olduğunu belirtiyor, her iki hocamızı da hüsn-i şehâdetlerle uğurlayıp, Yüce Allâh’tan kendilerine engin rahmet dilerken, Remzi Hoca'mızı da muhabbetsiz bırakmayalım düşüncesiyle, hayranlığından emin olduğum Şeyh ŞÂMİL'den, gönül rahatlığıyla aynen katıldığına kânî olduğum bir pasajla son noktayı koyarken, onlar başta olmak üzere tüm sevdiklerimizle berâber, Cenâb-ı Mevlâ'nın bizleri Efendimiz (SAV) in komşuluğunda buluşturması niyâzıyla cümleye Ordu’dan sevgiler-saygılar sunuyoruz ves’selâm…

ÖLÜM ya da O'NA KAVUŞMAK

Ölüm bizi Allâh'ımıza kavuşturan en ulvî hâdisedir.

Dünyâya geldik, O'nun eserlerini gördük,

O'nun emirlerindeki isâbete inandık.

O'nun eserlerine gönlümüzden vurulduk!...

Şimdi de sevine sevine, O'na kavuşmayı özlemeliyiz...

Şeyh ŞÂMİL

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek