EMPERYALİZM ve SİYONİZM-1 - Metin ATLI

             Bugün biraz derin konulara gireceğiz. Ama her zamanki gibi basit anlatmaya çalışacağız. Bugün dünyayı Yahudiler ve emperyalist güçler yönetiyor. Bu nedenle bunları tanımazsak, bunları anlamazsak dünyada dönen olayları anlayamayız.

                Aslında emperyalizm ve Siyonizm birbirinden alakasız iki konudur. Ama dünyayı yöneten emperyalist aileler aynı zamanda Siyonist Yahudi olduğu için bu iki konu birbirinle çok alakalı hale geldi.  Bugün emperyalist şirketlerden bahsedeceğiz. Bir sonraki yazımda Siyonizm den bahsedeceğiz.

           Emperyalizm güçlü olan bir devletin kendinden zayıf olan bir devleti sömürmesidir. Siyonizm ise Yahudilerin tanrı tarafından diğer insanlara üstün kılındığını, bu nedenle Dünya’yı Yahudilerin yönetmesi gerektiğini savunan sakat bir düşüncedir. Avrupalılar yıllarca Afrika ülkelerini sömürdüler. Afrika’nın elmaslarını aldılar, kömürünü aldılar, altınını aldılar. Avrupa ülkeleri Afrikalıların kaynakları sayesinde zengin oldu. Afrika’ya da açlıktan ölmeyecek kadarını verdiler. Amerika yıllardır Ortadoğu ülkelerini sömürüyor. Irak’ın, Libya’nın petrolünü aldılar. Ülkelere borç verdiler, gırtlağa kadar borca soktular. Verdikleri paranın faizinle rahat bir şekilde yaşıyorlar.

             Silah satıyorlar. Amerika Suudi Arabistan’a bir kerede 350 milyar dolarlık silah sattı. Belki de silahlar toplasan 50 milyar dolar etmez. “Bu bir ticaret” dediler. Sömürüyü de bu şekilde resmi olarak yaptılar.  Almazsa kral devrileceğini biliyordu,  mecbur aldı. Suudi Arabistan Kralı Salman a  “Ey Salman! Ben arkanda olmazsam seni 15 günde devirirler dediler.”  Hem de bu sözü Amerika Devlet Başkanı bütün dünya televizyonlarının önünde söyledi. Gıkını çıkaramadılar. Bu ağır sözü yutkundular.

             Pekiyi kim bu emperyalist güçler, kim bu dış güçler?  Amerika mı, Rusya mı, Avrupa mı yoksa Çin mi?  Cevap hiçbiri. Öyleyse kim?  Gerçek emperyalist güçler bu devletleri de yöneten zengin ailelerdir. Dünyayı Rockefeller, Rothschild, Astor, Dupont vs yaklaşık 13 küsur aile yönetiyor. Asıl emperyalist güçler bunlardır. Çin neden yükseliyor, Amerika neden düşüyor?   Çünkü dünyanın en zengin ailesi Rothshildler ve beraberindeki diğer bazı aileler Amerika’yı bıraktılar, Çin e yatırım yapıyorlar. O nedenle Çin yükseliyor, Amerika düşüyor. Yani, Çin bu ailelerin bu ülkeye yatırım yapması sayesinde bu kadar büyüdü.

             Pekiyi İsrail devletinin bugün kurulduğu toprakları kim satın aldı?  Yahudiler tek tek mi satın aldı?  Hayır. Aşırı Yahudi Rothschild Ailesi tek başına satın aldı. Küçücük İsrail koca Dünyayı nasıl oluyor da yönetiyor?  Çünkü bu zenginlerin çoğu Yahudi. O nedenle emperyalizm ve Siyonizm kol-kola ilerliyor.  Bu konuyu sonraki yazımda daha detaylı anlatacağım.

         Dünyanın en zengin ailesi Rothschild’ler İngiltere de yaşıyorlar. Dünyanın en para kazandıran işi finans sektörüdür, yani tefeciliktir.  Ve bu sektör bu ailenin kontrolündedir.                                     Dünya finans merkezi Amerika değildir, İngiltere’dir. Bu nedenle paraya sıkışan devletler İngiltere’ye giderler. Hatta bir ülkenin başına geçmek isteyenler de mutlaka İngiltere’ye uğrar destek isterler. İngiltere’ye bir kez gittim. Doğru dürüst sanayisi yok, doğru dürüst turizm yok, iklim nedeniyle tarım zayıf. Pekiyi neden zenginler? Tefecilikten. Türkiye sadece 2020 yılında 34 milyar dolar faiz ödeyecek. Borç değil, sadece faizi bu kadar. Bizim gibi birçok ülke var. İşte İngiltere bizim sırtımızdan bu faizle geçiniyor.

                   Amerika Merkez Bankası istediği gibi Dolar basıyor. Pekiyi Amerika Merkez Bankası Federal Reserve Bank  (FED) kimin?  Diyeceksiniz ki bu ne biçim soru?  Tabiiki Amerika Devleti’nin.  Ama değil.  Amerika Merkez Bankası 8 ailenin ortak olduğu özel bir bankadır. Bu aileler şunlardır. Rockfeller, Goldman Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Rothschild, Warburg, Lazard, Moses Seifs. Şaşırdınız değil mi?  Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler vb uluslararası örgütleri bu aileler finanse eder ve bunlar da bu ailelerin kontrolündedir.

          Türkiye’de sigara fabrikaları vardı. Birinci, İkinci, Üçüncü, Bafra, Samsun, Maltepe., Gelincik. Bunlar Türk markasıydı. Ne oldu bu markalara, yabancılar yani bu ailelerin şirketleri satın aldı. Lüleburgaz’da Tikveşli Yoğurt Fabrikası vardı,  yabancı Danone satın aldı. Türk Eczacıbaşı ilaç fabrikası vardı, yabancı  Sanofi  satın aldı. Türk Doysan yağ fabrikası vardı, yabancı Bünge satın aldı. Bünge sonra Türk olan Kırlangıç, Evin, Salat, Komili firmalarını da satın aldı. Tank Palet Fabrikamızı sattık, Seka Kağıt Fabrikamızı sattık. Tekirdağ rakı vardı. Rakı bizim milli içkimizdi. Bunu bile yabancılara sattık. Kaz dağlarındaki altınımızı el alemin Kanadalısı çıkarıyor. Sonra diyoruz ki yerli ve milli.  Güler misin,  ağlar mısın?

         Biz fabrika açmamız gerekirken, paramızı bize gelir getirmeyen yollara, köprülere betona gömdük.   Paralarımızı betona gömmeyelim. Türk şirketlerimizi yabancılara satmayalım.  Fabrikalar açalım. Üretime ağırlık verelim. Yoksa dolar da fırlar altın da. Cari açık ta olur, bütçe açığı da. İki yakamız bir araya gelmez. Yol yakınken bunları yapalım. Yoksa çok geç olacak. Belki de geç kaldık, bilmiyorum.

           Çarşamba günü Siyonizm’i yazacağım. Çarşamba günü  görüşmek üzere.